Sarı Kral

12 1 0
                                    

Gitmek miydi amaç? Evet öyleydi. Onu durduran belli belirsiz düşünceler bedenini sarmış,iliklerine işleyen yoğun bir his ruhunu tırmalıyordu. İçgüdüleri arşa uzanırken bakışları sarayın avlusuna giren adama takıldı. Ayhan önüne dek gelip durduğunda bakışları kenetliydi. Elleri omuzlarını bulan Ayhan’a döndü bakışları. Islanan gözleri görüşünü bulanıklaştırdı ve boğazından kaçan bir hıçkırık feryadını ilan etti. ‘Sakin ol’diyen Ayhan’ın sesi kulaklarını doldurdu ancak algısı buna yetişemedi. Boş bakışları gözlerindeydi. Mırıltı şeklinde nasıl olur diye söylendi. Aniden bastıran merak ve öfke duygusu kalbini doldururken sert bir hamleyle önünden çekilmesini sağladı adamın. Bakış açısına giren tanıdık sima kanlı canlı karşısında dikiliyorken emin olmak için yoğun bir istekle dolup taştı. Sert adımları hızlandı. Gülümseyen yüzünde hala eskisi kadar huzur dolu bir ifade asılıydı adamın. Sağ eli ağır ve titrek bir hareketle yanağını buldu. Onu son hatırladığı halinden çok farklıydı elbette. Kirli sakalları tenine battığı esnada iç geçirdi. Kalın ve nükteli sesi bir müziğin hoş tınısı gibi kulaklarını doldurdu.
‘Neden’diye sorabildi güçlükle çıkan kelime boğazını yarar gibi çıkarken dudaklarından, Kollarımdaydın. Ölmüştün sen’.
‘Anlatacağım derken sıcak elleriyle yüzünü avuçlarının arasına almıştı Saruhan. Hafifçe eğildi ve yüzü yüzüne yaklaştı,Sadece bekle. Kısa bir işim var’. Alnına bıraktığı anlık bir busenin ardından elleri teninden ayrıldı ve arkasından çaresizce bakakalırken avluda aheste adımlarla ilerlemeye başladı. Bir an avlunun ortasında donmuş vaziyette irileşmiş şaşkın gözleriyle onu seyreden Kayıhan’ın omuzunu sıktı. Ayhan da peşine takıldığı esnada Kral’a doğru yöneldiler. Belli belirsiz bir baş selamı vermelerinin ardından saraya girdiler ve gözden kayboldular. Saatler süren bekleyiş sabrını zorlarken birlik askerleri geri dönmüş,Kayıhan ve ikisi kalmışlardı geride. Saruhan’ın ya da Ayhan’ın Kral ile tüm yaşananlara rağmen nasıl bir mesele adına bir araya gelmiş olabileceklerini düşünürken ikili bakış açılarına girmişti. Ardında yüzbaşı olan genç çocuk ve iki asker daha eşlik ediyordu onlara. Ayaklanan Kayıhan koşarak yanlarına gitti. Uzun bir müddet ağabeyine sarıldıktan sonra askerlere selam verdiler ve ona doğru yöneldiler.
‘Hadi gidelim’ dedi Saruhan ona elini uzatırken. Tereddüt etse de uzattığı eli tuttu. Ağır aksak ilerlerken bakışları sürekli yanında ki adamdaydı. Bunca zaman hayatta olması inanması güç geliyorken nasıl sağ kaldığını da merak ediyordu. Kayıhan ve Ayhan araca binerken yürümeye devam ettiler.
‘Şehir epey uzak. Neden yürüyoruz’ diye sorsa da sessizliği Kor’un askerleri için kullandığı köşküne girmeleriyle bozuldu.
‘Kral bu gece özel konutunda yemeğe davet etti bizi. Ayhan’ın işleri olması sebebiyle bu davete biz icabet edeceğiz’ dediğinde bakışları bir an olsun ona dönmemişti. Sabit ve ifadesiz bir şekilde yoluna odaklanmıştı.
‘Hayır,hayır’dedi panikle başını sağa sola sallarken,Konuşacaklarımız var. Daveti geri çevir lütfen’.
‘Bekleyebilir’dediğinde köşkün kapısı açılmış ve kahya kadın karşılamıştı onları. Gülümseyerek içeri davet etti.
‘Nasılsın Sahra kızım? Epeydir görüşemiyoruz’.
‘İyiyim,efendim. Sağolun’derken bakışlarını ima ile ona bakan kadından kaçırdı. Bu eve uzun zamandan sonra yanında öldürüldüğünü düşündüğü nişanlısı ile el ele gireceğini hiç düşünmezdi ancak gerçek olmuştu.
‘Lütfen rahatınıza bakın. Akşam yemeğine dek burası evinizmiş gibi hareket edebilirsiniz. Zaten evi biliyorsun,kızım’ dediğinde ise panikleyerek iç geçirdi ve başını salladı tamam anlamında. Salona ilerlerken dönüp bakmadı sevdiği adama. Gözlerinde göreceklerinden korkuyordu. Açıklama isteyecekti. Ne diyeceğini bilemiyordu. Bu sebeple sessiz kalmaya karar vermişti.
‘Tedirgin görünüyorsun,kiraz çiçeği. Sorun nedir’ diye sordu karşılıklı koltuklara oturduklarında. Bu lakabı en son duyduğunda öldüğünü düşünüyordu. Ölmeden önce son kez söylemişti. Gözleri dolarken derin bir nefes çekti ciğerlerine. Kalbi sızladı. Bir başka erkeğe ait olma hissi kahrediyordu şu an onu. Saruhan’ı tekrar görmek yüreğine gömdüğü tüm duyguları gün yüzüne çıkartmıştı. Onu hayatında geri istiyor, onun kadını olmayı arzu ediyordu. Ağlamamak için kendine engel olamazken yanına geldi Saruhan. Kokusu burnunu doldururken derin derin soludu.
‘İyi misin’ diye sorduğunda yüzü bir kez daha avuçlarının arasındaydı. Gözleri kenetlenmişti bu yüzden.
‘Neden daha önce çıkmadın ki karşıma? Ben sana hala aşığım. Ama artık seninle olamam ki’ diye söylendi hıçkırıklarının izin verdiğince. Daha çok kendine kurduğu bu sitem dolu sözleri dudaklarına kapanan dudakları bölmüştü. Oysa daha devam edecekti. Başkasına ait olduğunu söyleyecek. Af dileyecekti. Yeniden hayatına alması için yalvaracaktı hatta. Yumuşak dudakları nezaketle temasına devam ediyorken kalbi acıyla karışık bir heyecanla çarptı.
‘Konuşacağız,kiraz çiçeği. Evimize dönmeyi beklemelisin. Sabırlı ol. Tamam mı’ dedi nihayet ayrıldıklarında burnunun ucuna parmağı ile dokunurken şefkat dolu gözleri gözlerindeydi.
‘Seni seviyorum,saruhan. Ama’
‘Sus artık. Burası konuşmak için uygun bir yer değil. Merak etme. Sandığından fazla şey biliyorum,kiraz çiçeği’ dedi parmağını dudaklarına bastırıp susmasını sağladığında.
Konuşmalarını bölen sesle ikisi de salonun girişinde elleri ceplerinde dikilen Kral’a döndü. Saruhan nezaket göstererek ayağa kalkıp selam verse de Sahra bunu uygun bulmadı. Koltukta geriye yaslandı bakışlarını karşı duvara sabitlerken.
‘Kiraz çiçeği saygılı ol,lütfen’ dediği esnada nazikçe kolundan kavrayıp kalkmasını sağladı Saruhan. Bakışlarında ki manayı kavrarken gözleriyle onayladı ve hafifçe eğilerek reverans yaptı krala. Sözlerini tekrarlamayı sevmezdi Saruhan. Ya da yüksek bir mercide iken tartışmayı.
‘Bu gece konuğum olacaksınız. Odalarınızı göstersinler. Yemeğe dek dinlenebilirsiniz’.
‘Buna gerek yok,kral’diye atıldı Sahra hemen. Amacını anlayamamıştı. Saruhan ile aralarında ki meseleyi bir an önce öğrenmekti niyeti. Bu sebeple fazla vakit kaybetmek istemiyordu.
‘Fikrini sormadım,küçük. Sözlerine dikkat et. Kralın olarak emrediyorum’. Keskin bakışları bas sesiyle harmanlanınca gerilse de umursamadı.
‘Birşeyi yanlış anlamış olmalısınız,kral. Sahibim değilsiniz. Sizin köleniz de değilim. Sizi kralım olarak kabul etmiyorum’.
‘Pekala diyerek söze karıştı Saruhan. Aralarında ki meseleden mütevellit anlaşamadıklarını görebiliyordu. Kral’ın Sahra üzerinde ki sahiplenici tavrına binaen kadını kolunun altına çekti bakışlarını Kor’a döndüğü sırada,Kiraz çiçeği kralın bu nazik davetini geri çevirmemiz hoş olmaz. Yemeğe kadar odamıza çekilip dinlenebiliriz. Epey de yorgunum. Uzun bir yoldan geldim buraya’.
‘Tamam’dedi fısıltı ile. Bu esnada salona giren kahya kadın odalarını göstermek üzere onu takip etmelerini istemişti.
‘Sen kal,küçük. Kahya kadın Saruhan’a odanızı gösterecektir. Konuşacağız’. Yanından geçiyorken kavradığı kolunu kuvvetle sıkıyor, öfkeli bakışlarını gözlerinden ayırmıyordu. Öfkeyle iç geçirdi. Bakışlarını ona dönmüştü ki kolunun üzerinde ki eline elini bastıran Saruhan önünde hafifçe eğilerek yüzünü krala yaklaştırdı. Gözlerinde hırçın bir ifade vardı. Daha önce de birçok kez şahit olduğu bu bakış rakibin geri çekilmezse sonucuna hayatı pahasına katlanacağını ifade eden keskin bir bakıştı.
‘İzninizle kralım. Nişanlımı da alıp odamıza çekilmek istiyorum’ dedi sakin tutmaya çalıştığı sesiyle. Kralın kolunda ki parmakları gevşerken Saruhan da geri çekildi gülümseyerek. Teşekkür etti ve salondan ayrıldılar.
Odalarına geçmeleriyle beraber Sahra gün boyu yapmak istediği gibi uzun uzun sarılıp kokusunu çekti içine sevdiği adamın. Bir mucizeye sarılır gibiydi. Onu ne denli özlediğinin bilincine varıyordu şu an. Ölümünün ardından intikamına o kadar odaklanmıştı ki çoğunlukla düşüncesi buydu. Kral Kor’u gördüğü üç sene öncesine dek. Ondan sonrası bir milattı Sahra için. Geceleri sürekli o kırmızı gözler gelirdi aklına. Belki de ona Saruhan’ı anımsatan duruşuydu ilgisini çeken.
‘Boğulacağım,kiraz çiçeği. Biraz gevşet artık kollarını’ derken nükteli kahkahası doldurdu odanın içini.
‘Gülüşünü bile özlemişim’. Hüzün bedenini yeniden ele geçirirken gözleri nemlendi ve geri çekildi. Başı yere düştü. Yüreği pişmanlıkla sızlıyordu. Ölürken ona verdiği sözü tutamamıştı. İntikamını aldıktan sonra sadece ona ait bir kadın olarak ölecekti.
‘Üzgünüm’dedi hıçkırıklarının arasında,Sana verdiğim sözü tutamadım,sarı göz. Sadece sana ait kalamadım’.
‘Gel buraya’ derken çekti kadınını kollarının arasına, Olanları biliyorum. Ayhan sürekli olarak bilgi aktarıyordu. Kral güçlü bir adam,kiraz çiçeği. Doğru olanı yapmışsın’.
‘Hayır,doğru olan bu değildi. Ona karşı koyacak güce sahiptim ama yapamadım’.
‘Sen hala benim kadınımsın. Bunu gözlerinde görebiliyorum. Ona karşı yapabileceğin bir şey yoktu. O kral,istediğini almak için her şeyi yapabilecek bir konumda. Üstelik onu özel kılan yeteneklere de sahip. Ve sen aşkım onun gerçek yüzünü göremeyecek kadar masumsun’. Yüzünü ellerinin arasına aldı ve dudaklarına şehvetli bir öpücük bıraktı.
‘Affet beni ne olur. Seni asla unutmadım’diye yakındı pişmanlıkla. Gözlerinde ki şehvet bir an yerini şefkate bıraktı. Kollarının arasına çekip sarılırken doyamadığı kokusunu soludu.
‘Kiraz çiçeği,ağlama artık. Sana söz veriyorum mutlu olacağız’. Gözleri yeniden buluştuğunda başını salladı tamam anlamında. Saruhan yanaklarında ve gözlerinde biriken yaşları silmesinin akabinde eğildi ve bu kez daha uzun ve sert bir şekilde öptü dudaklarını. Parmakları ensesinden sırtına ve oradan da kalçalarına kaydı.
‘Bugün benim olacaksın,kiraz çiçeği. O adamın bedeninde ki tüm izlerini sileceğim bugün’. Sözlerinin devamında daha fazla şehvet ve aşk vardı. Kendini sevdiği adama teslim ederken aldığı haz, her gece kralın içten içe arzu etmediği temasına maruz kalmasından çok daha farklı ve yoğundu.

Kor: Kızıl kralHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin