Yine ve yeniden yitik

8 2 0
                                    

Kayıhan’a sekizinci diyarın eski geleneklerine bağlı kalarak eğitimli bir şahin aracılığıyla haber göndermişlerdi. Böylece yakalanma ya da bilgi sızma ihtimali ortadan kalkmıştı. Aynı şahin geri döner dönmez haberdar edilecekti. Şimdilik kralın şahsi strateji salonunda planlarla meşgul oluyordu. Şayet Kral Sahir onu bulmasaydı muhakkak Saruhan’ın eline düşmüş olacaktı. Böyle bir atağı Kor’dan bekliyorken ondan gelmiş olması dikkat çekiciydi üstelik. Güney kutbu sınırlarına ulaşım zorlu ve engebeliydi. Soğuk ve yırtıcı hayvanların anormal vahşilikleri dolayısıyla bölgeye tedbirsiz giren çoğu kişi av oluyordu. Nitekim güney bölgesi hakkında diğer ülkelerde kutba dair hiçbir bilgi yoktu. Yalnızca uzun araştırmalarla bölgenin varlığı hakkında bilgi edinilebilirdi ki saruhan bunu yapabilmiş olmalıydı. Neyse ki o gece Kayıhan'ın,yak avı esnasında Saruhan ve grubunu fark etmesiyle şehre ulaşmadan ilerleyişlerini kesmişti. Son günlerde eğittiği kutup kurdu ile kendisine hiçbir şartta şehirden ayrılmamasını ilettiği halde gitmişti yanlarına. Saruhan’ın intikam hırsı o denli yoğundu ki sadece ikisi karşı koyamamıştı saldırılarına. Kayıhan ağır yaralanmış olmasına rağmen güç bela bölgenin beş kilometre doğusuna çıkabilmişlerdi. Onu,bulamayacakları bir şekilde karların altına gömmüş ve geri dönmüştü akabinde.Ne kadar mühlet kaldığını hatırlamadığı bu yerde ilerlemek üzere karların altından çıktığı gibi yakalanmasıyla, Kayıhan’la beraber güney kutbundan çıkarılmışlardı. Ağır yaralı olan kayıhan’ın bilinci kapalıydı yol boyu. İkinci günün gecesinde kısa bir süreliğine kendine geldiğinde kaçması için cesaret vermişti. Yüreği pişmanlıkla ve acıyla sızlasa da onu geride bırakıp,günlerdir ilerledikleri yol boyunca topladığı az bir enerji vasıtasıyla savaşarak kaçabilmişti gruptan. Son hatırladığı da bir çölün ortasında susuzluktan baygınlık geçirmesiydi. Kaçmadan evvel sarf ettiği enerji ve aldığı darbelerin akabinde düştüğü yere dek ilerlemesi bile mucize sayılırdı. Sonrası da iki gün önce kendine gelişiydi. Kısa süren hafıza kaybını ise yaşadığı zorlu duruma ve şoka bağlıyordu. Ancak anıların zihnine geri gelmesi durumu,hala şüphe duyduğu bir noktaydı. Nitekim başına ağır bir darbe almamıştı. Çöl sıcağının yarattığı etkilerin bu denli ağır olabileceğini düşünmüyordu. Elinde ki kalemi masaya fırlatırken derin bir iç çekti. Saruhan’a karşı tek bir şansı vardı. Bunu heba edemezdi. Bu sebeple planını en ince ayrıntısına dek oluşturmalıydı. Henüz bir gününü geçirdiği bu odada Kayıhan’dan haber gelene dek vakit geçirebilirdi. Kapı çalındığında bezginlikle dikkatini o yöne verdi girebileceğini söylediği esnada. Kral Sahir yüzünde her zaman ki sevecen gülümsemesiyle odaya girdiğinde dudakları yukarı kıvrıldı. Ayağa kalktı ve ona yaklaşan adama sıkıca sarıldı.
‘Bir haber mi var’diye sorduğunda olumsuz yanıt almaktan ne denli korktuğunu hissediyordu.
‘Ne iyi ne de kötü. Henüz hiçbir haber yok,sevgili sahra. Durumunu merak ettiğim için gelmiştim. Bütün gün bu odadan dışarı çıkmadığını söylediler. Yemek dahi istememişsin. İyi misin diye görmek istemiştim’.
‘Ah,önemli bir şey yok,yani kötü giden bir durum. Vaktin nasıl geçtiğini fark etmemişim’.
‘Kendini fazla zorluyorsun’ derken yanağına yerleşen uzun parmakları gerilmesine sebep olmuştu. Ne yapmak istediğini anlamaya çalışarak bakıyordu arada mesafe kalmayacak biçimde ona yaklaşan adamın gözlerine.
‘Bir sorun mu var,kralım’diye sordu nazik olmaya özen göstererek. Bu adama bir can borcu vardı. Bu sebeple kalbini kırmayı arzu etmiyordu.
‘Hayır’dediğinde alnına değen dudakları ürpermesine neden oldu.
‘Beni tedirgin ediyorsun,Sahir. Sorun nedir,? Geri çekilmesiyle gözlerinde gördüğü anlık ifadeler karışık ve yoğundu.
‘Geri dönmene izin veremem’. İnce parmakları kollarını kavrarken sarf ettiği cümleler bakışlarında ki manayı da ortaya sermişti.  Kibrin tehlikeli saf arzulara dönüştürdüğü sahiplenme duygusu mesken tutmuştu gözlerini. Takıntı da diyebilirdi buna.
‘Saçmalıyorsun. Gidişimde seni tedirgin eden ne olabilir ki’?
‘Gel’dedi sol yanına çektiği sırada kollarını bırakırken. Masanın çevresinde ki boş sandalyelerden birini çekti. Oturması için işaret ettiği esnada kendisi de yanında ki sandalyeye oturmuştu.
‘Pekala’dedi ağır adımlarla ilerlerken iç çekerek oturdu,Dinliyorum’.
‘Beni bağışla lakin haberi ulaştırmadım. Bunu yapmayacağım da. Uzun bir süredir benim bölgemde ve krallığımdasın. Seni araştırdım. Edindiğim bilgiler iç açıcı da değil. Sekizinci diyardan çıktığın anda karmaşa ve kaos’un sebebi olarak geri döneceksin eski hayatına. Bundan dolayı seni krallığımda esir ediyorum. Nitekim senin gibi güçlü ve cesur bir kadını güvende tutmanın kolay yolu yok’.
‘Ah’dedi ellerini yüzüne kapattığı esnada. Dirseklerini önünde ki masaya dayadı. Derin derin soluklar aldı ciğerlerine sakinleşebilmek adına,Haklı olduğun noktalar var,kral lakin bu sana özgürlüğümü kısıtlama hakkı vermez. Buna müsamaha da göstermem. Beni esir edebilmenin yolu yok. Ama seni incitmeyi de istemiyorum çünkü can borcum var’.
‘Benimle gel,lütfen. Sana göstermek istediklerim var’. Ayağa kalkmasıyla kaşları çatıldı ve öfkeyle kolunu kavradı adamın.
‘Otur. Görmeme gerek yok. Anlat yeter’.
‘Peki’dedi gerisin geri otururken ifadesi istisnasız ciddileşmişti, Kayıhan’a bir haber ulaştırsak dahi şu an gelebileceğini sanmıyorum. Saruhan onu zindana kapatmış. Kral kor’a gelecek olursak, onun da başı epey meşgul bu aralar. Nitekim Saruhan’ın son yaptığı diplomatik hamle yedi diyarı birbirine kattı. Tüm bu olumsuzlukları göz önünde bulundurursak krallığımda kalman hakkında en iyisi olacak,sahra. En azından ortalık sakinleşene dek’.
‘Güneye geri dönebilirim’ derken yüzüne yerleşen umutsuzluk kalbini de sıkıştırıyordu. Bir anlık bir fikir ile sakinleşse de Sahir’in ciddi ifadesi değişmeyince öfkesine yenik düştü.
‘Yapamazsın. Nitekim Güney kutbu’nda bulunan bu şehir yapılanması da kral kor tarafından esir edildi. Kraliçesinin bölgelerinde saklandığı bilgisini öne sürerek’ diye ekledi sarsılmaz ciddiyetiyle.
‘Dalga geçmiyorsun,değil mi? Onunla evli değilim. Yani kağıt üzerinde hiç bir bağlılık söz konusu dahi değil. Aksine Kayıhan’la evlilik yemini etmiştik güneyde’.
‘Ben de tam bu konuya değinecektim. İyi ki açtın. Güneyin resmi işlerini geçersiz kılan bir yasa çıkarıldı bugünlerde. Güney kutbu, merkeze bağlı dokuzuncu diyar adında bir krallığa dönüştürüldü. Yönetimi de Kral Kor’un yakın çevresinde bulunan soylu bir aileye verildi. Yani hükmen evli değilsiniz artık’.
‘Kahretsin’ diye bağırdı masaya yumruğunu geçirirken sandalyesinden fırladığı esnada,Tüm bunlar ben uyurken mi yaşandı yani’?
‘Üzgünüm. Şu an senin için en güvenli bölge burası. Kral kor dahi sekizinci bölge adına özel kanun çıkartıp işgal edemez. Kalmalısın’ dediğinde yanına yaklaşan adam teselli edercesine kollarını sıvazlıyordu.
‘Pekala’derken başını adamın göğsüne yasladı. Birkaç kez derin nefes aldıktan sonra iyice sokuldu,Şartlar neyi gereksiyorsa öyle davranırız’. Adamın kolları belini sararken sıkı sıkı,saçlarına bıraktığı öpücük içini sızlattı.
‘Merak etme. Bir yolunu bulacağız’.
‘Sana güvenmek istiyorum,Kral Sahir. Arzumu boşa çıkarma’.

Kor: Kızıl kralHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin