Gözleri duvarda ki harlı yanan meşalede sabit kalmıştı. Titrek ve cılız alev, dezavantajına rağmen odada ki tek ışık kaynağı olması sebebiyle cezbedici görünüyor ve sıcak hissettiriyordu. Küçük ve basit bir ev... İhtiyaçları idame ettirebileceğin koşullar dışında hiçbir lüksü sözkonusu değildi. Yaşlı çift dinlenmek üzere odalarına geçtiklerinden bu yana ev biraz sessizleşmişti. Onları bulması bir muziceydi. Çünkü tamamen şanslıydı bu konuda. Yerel bir kabilenin topraklarında ve her türlü teknolojiden arındırılmış, ruhani ve manevi güçlerle korunuyordu bulundukları bölge. Khar Tamkhi ile yasal olarak evliliğin ardından Kor'u emanet edebileceği farklı insanlar araştırmak üzere merkezden ayrılmıştı. Aradığı kişinin herhangi bir genetik yatkınlıktan münezzeh olmasını istiyordu. Şu zamana dek elementleri pasif de olsa kullanma ihtimali sıfır olan hiçbir insan görmemişti. Bu yaşlı çift dışında. Onlara teklifini iletmişti lakin henüz bir cevap alamamıştı. Geceyi misafir gibi geçirip evden kovulurdu muhtemelen. Yer yatağına uzanırken işittiği ayak sesleri yanıbaşında sonlanırken doğruldu.
'Uykunu mu böldüm,kızım'dedi yaşlı kadın divana otururken. Başını salladı hayır anlamında. Sırtını divana yasladı ancak kadına bakmıyordu.
'Bir sorun mu oldu,efendim? Sizi rahatsız ediyorsam hemen şu an ayrılabilirim’. Omuzunda yaşlı kadının temasını hissedince irkilse de istifini bozmadı.
'Telaşlanma. Güneş doğduğunda birlikte ayrılacağız buradan'. Şaşkın bakışlarını kadına çevirince yaşlı yüzünde teskin edici bir gülümseme vardı. Farkında olmadan tuttuğu nefesini geri bıraktı. Rahatlamıştı. Kraliçe sıfatıyla geçireceği günler epey yoğun olacaktı. Bunu tahmin edebiliyordu. Muhtemelen nadiren kor'un yanına gidebilecekti.
'Kararınızı değiştiren ne oldu'diye sordu aldığı tepkiyi anımsayınca. Sözlü veya absürt bir tepki vermemiş olsalar da çekingen bakışları kararsızlıklarını gösteriyordu. Bir müddet sessizliğin hakim olduğu odada yaşlı kadının naif kıkırtısı yankılandı.
'Sana bir sır vereyim,kızım'derken dokunuşunun hissedilmediği parmakları omuzunda ki yerini almıştı, Kor bizim oğlumuz'.
'Aman tanrım'diye inledi cırlayarak. Gözleri faltaşı gibi açılırken kahkaha atmaktan kendini alıkoyamadı. Tüm insanlar içerisinden nasıl olur da onlara bu şekilde denk gelebilirdi,O halde Yujin'dediğinde ise onaylayan bir mırıltı işitti kadından. Yüzünde ki şaşkınlık yerini hüzne bıraktı. Yujin'e bıraktığı iz yaşlı çiftin hoşuna gitmeyecekti.
'Sorun nedir'diye sordu yaşlı kadın.
'Ah,yok birşey. Bunu duyduğuma çok sevindim,efendim. Kor'a Anne ve Babasından daha iyi kim bakabilirdi ki. Üstelik tüm sorumlusu benim. Şu an çok mahcup hissettim kendimi'.
'Tasalanma,küçüğüm. Kor'un mizacını iyi bilirim. Seni buna muhakkak mecbur bırakmıştır'.
'Öyleydi'dedi mırıltıyla.
'O halde iyi geceler,güzel kızım. Yarın yola çıkmak için dinlenmemiz gerekiyor'.
'İyi geceler,efendim'dedi başını divana bıraktığında. Yarın uzun bir gün olacaktı.
Yaşlı çifti Araf'a bıraktıktan sonra merkeze geri dönmüştü. Khar Tamhkhi'nin sınırlarını zorlamak istemiyordu. Bakıcı kişilerin ailesi olduğu gerçeğini kendine saklamaya karar vermişti nitekim. Kor'u görememişti ama yanında bulunan hizmetliden durumunda bir değişiklik olmadığını öğrenmişti. Köşkteki odasında yoğun bir karmaşa hakimdi. Akşam ki düğün için tüm çalışanlar odasına toplanmış gibiydi. En nihayetinde gelinlik giydirilmiş, makyajı tamamlanmıştı. Yoğun ilgiden başının döndüğünü hissedebiliyordu. Odanın boşaltılmasını istedikten sonra terasa geçti. Rüzgarlı bir gündü ve derin soluklar alma isteğiyle dolan ciğerlerini rahatlatıyordu. Kraliyet askerleri köşk bahçesinde göründüğünde gerginliğinden arınmıştı aslında. Aynı saniyede katlanarak arttı bunalımı. Khar Tamkhi eski yönetimden bazı askerleri görevden almamıştı. Alexander'ın kardeşi de onlardan birisiydi. Odasına girme izni yalnızca ondaydı. Khar Tamkhi'nin neden ona güvendiğini bile bilmiyordu. Belki sadece çıkar ilişkisiydi. Askerler komutanlarının emriyle bahçede intizami bir şekilde beklemeye koyulmuşken Maximillian