Kısa süren cenaze merasiminin ardından mezarın başından ayrılmayı sızlayan kalbine dinletemiyordu. Kayıhan'ı tamamen saf duygularla sevmişti. Karşılığını yine aynı şekilde saf sevgiyle aldığı yegane ilişkisiydi. Acı sonla ve ölümüyle bitmesi pişmanlıklarına bir yenisini daha eklemişti işte. Adımları olduğu yere çakılmış,bedeni hareket etmek istemiyordu. Güneş batarken kırmızıya dönen gökyüzü yüreğinde ki öfke ateşinin dışa vurumu gibi alev alevdi. Bu ateşi söndürmeli,intikamını iliklerine dek hissettirmeliydi Saruhan’a. Aklına gelen bu düşünceyle nemlenen gözlerinde ki yaşları elinin tersiyle sildi adımlarını hareket ettirdiği esnada. Hükümden mahkum çıkarabilmesi için direkt olarak kralın iznine ihtiyacı vardı. Aksi bir durumda ihanet durumu ile karşı karşıya kalıp öldürülebilirdi. Hızlanan adımları mezarlığın dışında ki aracını görmesiyle yavaşladı. Bir an sonrasında aracın içinde gördüğü bedenle duraksasa da nihayetinde onu görmeye gitmekten ve zaman kaybından kurtulduğu için memnun olarak araca girdi.
‘Hükümden birkaç mahkum getirmek için izin ver bana’ derken elinde ki sigarasıyla dalgındı Kor.
‘Fazla açık sözlüsün’dedi yarısı bitmemiş sigarayı parmağının bir hareketiyle dışarı fırlatırken. İçine çektiği dumanı üflerken bakışları henüz buluşmamıştı.
‘İzin verecek misin yoksa kendi başımın çaresine mi bakmam gerekecek. Biliyorsun, hükümden birkaç suçlu çıkarmak zor olmayacak benim için’.
‘Bunu neden istiyorsun’diye sorduğunda donuk bakışları yüzüne dönmüştü.
‘Bazı planlarım var elbette. Mümkünse çıkaracağım kişileri de ben seçeceğim. Hükümde ki tüm suçluların eksiksiz bir listesini de istiyorum’.
‘Mümkün değil. Bunu kişisel algılama ancak hükümden basit bir eşya çıkartmak için dahi onayım dışında bizzat gitmem gerekiyor. Sense üç suçludan söz ediyorsun? Bana gerekçelerini sun. Mantıklı bulursam isteğini yerine getireyim’.
‘İşkence metotlarımı değiştireceğim. Saruhan’ın beklemediği üzere cinsel boyutta,yeni yöntemler olacak. Bunun için şehvete düşkün,cinsel taciz ve tecavüzde hüküm giymiş suçlular tercihimdir’.
‘Ah,buna müsaade edemem. Durumu abartıyorsun. Onu öldür ya da hüküme götüreceğim katil zanlısı olarak’. Sözlerinde ki netlik ve kesinlik tınısı sesine sızarken bakışları da aynı nitelikteydi.
‘Anlaşıldı. Hükümden bugüne dek kaçabilen kimse oldu mu’?
‘Hayır lakin bu olmayacak anlamına da gelmez. Saruhan riskli bir suçlu,tercihim onu öldürmenden yanadır. Ancak tereddüt eder ve işi uzatırsan onu hükümde hapsetmek durumunda kalacağım’. Aracın kontağına elini uzattığında kurduğu bu cümleler motorun marş sesiyle etkisini yitirirken Kor’un simasına takılı kalmıştı bakışları. Ciddi görünüyordu lakin pek umursamadığı söylenemezdi.
‘Öyle olsun. Gidelim’ derken bakışlarını yola çevirmişti sahra.