Kayıhan,eski bir yer altı tapınağına ait sığınağın koridorlarında ilerliyorken düşünceliydi. Sahra’yı görmeye niyetliydi lakin iki haftadır devam eden değişim büyüsü bitmemişti. Bu süreçte dışarıdan uyaran etkisi olmaması gerekiyordu. Dış etkenler ve farklı enerjilerin büyüye sızması beklenmedik reaksiyonlara sebep olacaktı. Özlemle kavrulan yüreğini bir süre daha susturabilirdi. Akabinde birlikte alacaklardı intikamını. Adımları odasına açılan koridora girmesiyle sekteye uğradı. Ayhan odasından çıktı ve gözleri buluşunca gülümseyerek yaklaştı.
‘Konuşmalıyız,oğlum’ dedi elini omuzuna koyduğu sırada.
‘Ne hakkında’?
‘Odana geçelim’. Koluna inen eli nazikti. İlerlemesi için yönlendirdi ve odaya girdiler, Biliyorsun, yakın zamanda sunduğum bedeli yerine getirmem gerekiyor. Elimizi çabuk tutmalıyız. Sahra’yı büyüye gerek olmadan bize bağlayabilirsin. Seni gördüğünde gerisini önemsemeyecektir’.
‘Hayır’diyerek kestirip attı, Beklemen gerekiyor. Şimdi izninle Baba, dinlenmeliyim’. Eliyle çıkması için kapıyı işaret ettikten sonra banyoya yöneldi...
Duş alıp yatağına uzanmıştı ki kapı çalındı. İçeri giren adam yalnız değildi. Değişimi tamamlanmış Sahra boş gözlerle odayı izliyordu. Ayaklandı. Çevrede dolaşan bakışlarını çenesinden tutarak kendine çevirdi. ‘Farklı görünmüyor’ dedi yüzünü incelemeye dalmışken.
‘Bırak beni, sen de kimsin? Saruhan bu adam kim’? Soruyu yanında ki adama yöneltse de bakışları Kayıhan’daydı.
‘Dışarı çık’! Saruhan aldığı emirle paniklese de dediğini yapmadı.
‘Hayır’dedi endişe ile. Ona zarar vermeyeceğini biliyordu ancak büyüyü tekrar yapması aylarını alabilirdi,Mesele de bu zaten. Yanlış kişiyi hatırlıyor. Onu zorlarsan büyüyü sil baştan yapmam gerekecek’.
‘Çık dışarı’diye gürledi tekrar. Öfkeli sesi odanın içinde akis yapmıştı. Aksine bakışları soğuktu. Dikkati Sahradaydı.
‘Kayıhan’diye itiraza yeltense de kendini ne olduğunu anlamadan kapının önünde buldu Saruhan. İçeri girdiğinde kadın yatakta oturuyordu. Gözleri çehresinde ve bedeninde dolaştı uzun uzun. Değişmediğini söylerken yanıldığını, daha dikkatli baktığında anlayabilmişti. Teninden göz rengine kadar bütün fiziki görünüşü farklıydı. Duruşu bile daha otoriter ve pervasızdı.Sahra gibi değildi. Ölmüş olduğu bir kaç ay boyunca edinmiş olmalıydı duruşunu. Kollarını yatağa kuvvetle bastırarak üzerine eğildi,Benimle oyun mu oynuyorsun,kadın!’
‘İn üzerimden. Buraya bu sebeple geldik zaten. Büyünüz başarılı oldu. Yani kısmen. Sen ve Saruhan dışında kendi adımı dahi hatırlamıyorum.Görünüşümü değiştirmeniz dışında hafızamda bölük pörçük bir simadan ibaretsin. Saruhan biraz bahsetti ancak emin değilim’.
‘O halde’. Cümleyi tamamlamasını bekleyerek gözlerinin içine bakıyordu. Onu serbest bıraktı. Yatağa oturdu ve sırtını başlığa yasladı.
‘Bu değişimi lehinize kullanmak istediğinizi açıkladı Saruhan’.
‘Bunu daha uygun bir yerde konuşalım’derken yataktan kalkmıştı. Elini uzattı ve kadını da kaldırdı. Ölümden sonra dönüşüyle edindiği yeni yeteneklerine başvurmak istese de yaya olarak gitmeye karar vermişti vadiye. Burada yüksek bir tepede tek başına yetişmiş bir çınar ağacı bulunuyordu. Bu ağacın çevresini iki km çapında büyülerle koruma altına almıştı. Böylece bölge dışından kimse içeri giremeyecek ve hiçbir şekilde iletişim kurulmayacaktı. Şahsi ve özel meselelerini burada hallederdi çünkü kimseye güvenmiyordu. Nitekim Sahra dışında da kimsenin hayatını önemsemiyordu. Onu tüm varlığıyla değiştirmişken uzaklaşacaklardı. Elbette, önceliği Kral kor’u ve veliaht yujin’i öldürmekti. Uzun süre yatalak bir hasta gibi hareketsiz kalan kadının sitemkar serzenişlerine rağmen adımlarını yavaşlatmadı tepeye ulaşana dek. Ağacın dibine geldiklerinde, kadının sıkı sıkı tuttuğu kolunu serbest bırakarak oturdu ve ağaca yaslandı. Takiben Sahra’da aynı hareketi tekrarlamıştı.
‘Neden buradayız’ diye sorarken kesik kesik soluyor ve çevreyi inceliyordu.
‘Burası benim bölgem. Tapınaktan yeterince uzak ve mühürlerle korunuyor. Yeterli bir açıklama oldu mu senin için’? Başını salladı belli belirsiz. Çevrede dolaşan bakışları ona döndüğünde ciddiyetini koruyordu.
‘Anlat o halde. Dinliyorum. Benden ne istiyorsun? Sana ne gibi bir yararım dokunur. Kim olduğumu bile bilmiyorum’.
‘Geçmişin bir önemi yok. Geçmişte kim olduğunun da. Şu an burada ve benimlesin. Tek önemli olan gerçek bu. Bilmen gereken ilk şey ise, intikam için yaşadığımız. Sorgulamayacaksın. Yarın sabah buradan ayrılacağız. Öldür dediğimde öldüreceksin. Emirlerime sorgusuz itaat edeceksin. Nitekim senin geçmişinde,şu anında ve geleceğinde önemli olan tek insan benim. Başkası yok senin için. Yine de öldüreceğimiz avlarımızın kim olduklarını sana açıklayacağım’.
‘Çok lütufkarsın doğrusu. Onca cümle kurdun ve sonunda kendi ağzınla açıklıyorsun’.
‘Kral Kor ve Veliaht Yujin. Ağabeyim Saruhan’ı da unutmayalım. Babam Ayhan’ı önemsemiyorum. O intikam hırsıyla kendi ölümünü hazırladı beni ölümden geri getirirken. Canını sundu ve yakında ölecek. En azından,intikam almak istedikleri adamların acı çektiğini görmesini sağlayacağım. Bu kadarını hak ediyor’ derken elinin özensiz bir hareketiyle birlikte önlerinde üç boyutlu görüntüleri belirmişti. Tek tek kim olduklarını açıkladı bir kez daha, Bu adamlar tehlikeli,ikiyüzlü ve sadece arzuları için yaşıyorlar. İstekleri gerçekleştiği müddetçe kime ne olduğunu umursamazlar. Senin görevin ise bu adamları olabildiğince acı vererek öldürmek’.
‘Bu dediğini sen de yapabilirsin. Neden ben yapmak durumundayım,anlamıyorum’?
‘Babamın arzusu. Ben de yapabilirim ancak böylesi onu tatmin edecektir’.
‘Neden? Ben de intikam almak istediği biri miyim yoksa bunun için mi eğittiniz’?
‘Her ikisi de’.
‘Bu adamlar size ne yaptı’?
‘Çok soru soruyorsun. Sorgulamamanı söylediğim halde. Bu adamlar birilerinin hayatını olumsuz yönde etkiliyor. Ölümüme sebep oldular’.
‘Tüm bunlar beni neden ilgilendiriyor. Öldürmek için geçerli hiçbir sebep olamaz. Üstelik hiçbir şey hatırlamıyorum. Kim olduğumu senin isteklerinle sınırlandıramazsın,kayıhan’.
‘Pekala’dedi uzun bir müddet bakışmalarının ardından pes ederek, Biz evliydik. Saruhan’ın senin büyü yeteneklerin üzerinde bazı planları vardı. Bu sebeple kaçak hayatı yaşıyorduk. Fakat uzun sürmedi. Yakalandık. Kaçmayı başardın. Seni Kral Kor bulmuş. Saruhan’ın bana söylediği bu. Beni ise ağabeyim işkence ederek öldürdü’.
‘Peki,tüm bu yaşananlar içerisinde Kor ve yujin denen adamların etkisi nedir? Ölümüne ağabeyin sebep olmuş üstelik’.
‘Kral Kor yüzünden fazla acı çekmiştin. Sana zarar veriyordu. Arzularıyla tüketmişti bedenini ve ruhunu. Saruhan’da bu süreçte ortaya çıktı. Kafanı tamamen karıştırdı. Üzerinde ki planlarını öğrendiğinde kaçtık. İkimizin de tek isteği mutlu olmaktı. Seni mutlu etmek istemiştim’. Gözlerine yerleşen yoğun hüzün uzaklara dalmasına sebep olmuştu yanında ki adamın. Ne diyeceğini bilemiyordu. Duydukları kötü bir masaldan ibaret gibi geliyordu kulağına. Bakışlarını yere eğdi.
‘Bu seni gerçekten yıpratmış olmalı. Acına teselli olabilecek kadar bile hatırlamıyorum,kayıhan’.
‘Dert değil. İntikamımızı alacak ve kaldığımız yerden devam edeceğiz biz olmaya’.
‘Ya Yujin’dedi sorarcasına, bakışlarını ona çevirdiğinde kenetlendi gözleri.
‘Yujin’i fazla tanımıyorum. Ancak Kor ile bağı olan herkesi öldürebilirim. Ve onlar kardeş’.
‘Bu doğru değil. Benden acımasız olmamı mı bekliyorsun? O halde bunun için de tekrar ve daha güçlü bir büyü yapmalısın’.
‘Aksine,merhametini kaybetmeni istemiyorum. Bunu bizim için yapacaksın. Bizi hatırlamaman sorun değil. Öldüreceksin yoksa bunu zorla yapmanı sağlayacak güçlere sahibim zaten. Bu yüzden ekstra bir büyüye gerek duymadık. Seni ben yönlendirebilirim’.
‘O halde yapman gerekecek çünkü rızam yok’.
‘Öyle olsun’dedi yaklaşıp ellerini zorla tuttuğu başına bastırırken. Birkaç sözcük fısıldadı ve bedeninden yükselen keskin auranın kadının zihnine sızmasını seyretti. Sadece birkaç dakikanın ardından matlaşan mavi gözler buz gibi bakıyordu. Tıpkı bir ölü gibiydi.
‘Üzgünüm. En başından yapmalıydım bunu’ dedikten sonra az evvel verdiği emirleri yineledi görüntülerle beraber. Komutlanan kadın ayaklanırken onu takip etti.
‘Yürü’dedi dikilmeye devam eden kadına. Bu gece dinlenecek ve sabahın ilk ışıklarıyla krallığa geçeceklerdi.