Teninde hissettiği narin dokunuşlar sıcaklığını bedenine yayarken uyanmak istese de beceremiyordu. Hoşnutluğunu belli eden mırıltılar yükseldi gırtlağından. Ardından gözleri aralandı. Bakışlarının ilk temas ettiği Kayıhan’ın geniş ve derin gamzeleri olurken otuz iki diş sırıttı. Demek ki dokunan da oydu. Algısı tamamen açılınca bulunduğu odaya göz gezdirdi. Kor’un şahsi yatak odasındaydı. Bakışları yeniden Kayıhan’a dönünce soracağı soruyu anlamış gibi kor’un sarayda işleri ile ilgilendiğini söylemişti.
‘Onu görmeliyim.’ dedi doğrulmaya çalışırken ancak kayıhan omuzlarından kavrayarak buna engel oldu.
‘Dinlensen iyi olacak. Henüz iyileşmedin’.
‘İyiyim,kayıhan. Kor’u görmem lazım’.
‘Israrcı olma,sahra. Şu an saraya gidemezsin. Abim burada. Oraya gidersen seni de almadan geri dönmez. Bunu istiyor musun’?
‘Kahretsin’dedi gerisin geri yatağa uzanırken’Sen neden buradasın peki’?
‘Kor’un emri var. Bu odadan kesinlikle çıkmayacaksın. Zannımca bunu bir tek ben yapabilirim’dedi gülümsemesi yüzüne yayılırken. Yatakta yanına oturdu. Sıcak parmakları anında saçlarını bulurken gözleri bu zamana dek fark edip görmezden geldiği yoğun bir sevgi ile bakıyordu.
‘Canın çok yanıyor mu,kayıhan’? Gözlerini gözlerinden alamazken yüreği sızlıyordu pişmanlıkla. Duygularına karşılık verebilmeyi çok isterdi ama arada bir Kor vardı. Kayıhan’ı onun düşmanı durumuna düşürmek istemezdi.
‘Fazla hissetmiyorum bu aralar. Hiç olmadığı kadar dokunabiliyorum sana. Ana odaklandım yani,güzelim’. Eli yanağına ve oradan dudağına kayarken bakışları dalgındı,ince parmakları dudağında dolaşıyordu. Hissettirdiği yoğun pişmanlıkla ıslanan gözlerini kapattı sahra.
‘Keşke kalbimde ki sen olsaydın kayıhan. Bunu hak eden tek kişi sensin. Ama’.
‘Ama karşımda ki rakip bir kral’ dedi parmaklarını sus çizgisine bastırıp konuşmasının devamını farkındalıkla devam ettirirken,Beni koruma içgüdüsüyle hareket ettiğini biliyorum,sahra. Bunun için üzme kendini’.
‘Ah,çok üzgünüm,kayıhan’ dedi dudaklarında ki parmaklarını öpücüklere boğarken, İmkansız. En çok senin zarar görmen yıkar beni. Sadece Kor değil,abin de düşman beller seni. İki kardeşi düşman etmeyi istemem’.
‘Bunları konuşmak istiyor musun gerçekten,sahra’ diye sordu gözlerinde beklentiyle.
‘Lütfen’dedi hafifçe doğrulurken ve yanında yer verdi ona. Başını göğsüne yasladı ellerini avucuna aldığı sırada.
‘Mesele senin korkuların ve tedirginliklerin. Benimle olabileceğini düşünüyor olsaydın gerisi umurumda olmazdı. Üstelik babam da yanımızda olurdu. O asla bana sırt çevirmez,sahra’.
‘Kaçmayı mı planlıyorsun yani. Doğru mu anladım’.
‘Bir nevi. Ancak bizi asla bulamazlar’.
‘Bütün bunlar çok güzel ancak fikirden ilerisi var mı,kayıhan? Bizi nereye gidersek gidelim bulurlar. Özellikle kor bunu açıkça ifade etti bana. Senin ölümünü görmek istemiyorum’.
‘Ah,güzelim’dedi yüzünü yüzüne yaklaştırdı çenesini sıkıca kavrarken, Yedi diyarın kralı da gelse seni elimden alamaz’.
‘Kayıhan’ diyebildi fısıltıyla sadece. İtiraz cümleleri dizecekti ancak özlemle dudaklarına kapanan dudakları buna engel olmuştu. O kadar nazik ancak bir yandan da hasretle dolaşıyordu dudakları dudaklarında. Bir ara kesildi teması. Sesi hazzın etkisiyle kesik kesik aldığı nefes sebebiyle fısıltı halinde çıkarken ‘seni nasıl seviyorum bir bilsen’dedi.
‘Kayıhan’.
‘Öyle çok seviyorum ki. Senelerce sırf mutlusun diye abimle aranızda ki ilişkiye karışmadım. Gerçeği bildiğim halde üstelik. Akabinde bazı geceler bir araya geldiğimizde bahsettiğin adamın kral olduğunu bildiğim halde sırf mutlusun diye sustum. Gerçeği öğrendiğinde darmadağın olmuş bir vaziyette birliğe döndüğünde yanı başındaydım,sahra. Mutlu olman için susabilirim. Ama canın yandığında dünyayı yakıp yıkmak istediğim halde sakin kalmak en zoru oluyor’. Dudakları yeniden birleştiğinde bu kez ona karşılık verdi. Elleri gür siyah saçlarının arasına kaydı. Kayıhan’ın kolları da belini kavramıştı. Sırtında dolaşıyordu hırçın hareketlerle elleri. Aldığı haz bilincini zorlarken düşünceleri tamamen donmuştu. Onunla sevişmek tamamen farklıydı. Düşünceleri tamamen huzurluydu. Zorlama duygusu yoktu. Ardından gelen pişmanlık olmayacaktı. Söz yoktu. Sadece hissettiren temaslar vardı. Yoğun duygular ama diğer yandan kral kor ve saruhan vardı. Kor’un öfkesini biliyordu. Şahit olmuştu. Saruhan’ın gazabını da görmüştü. Güç bela göğsüne bastırdığı ellerine komut vererek uzaklaştırdı onu kendinden. En önemlisi günahları vardı telafi etmesi gereken. Düşünceleri dengesizdi hisleri gibi. Temiz de değildi. Arzu etmediği iki ilişki ve saruhan ile yaşadıkları vardı. Onunla olurken arzuluydu. Yüreği sızladı pişmanlıkla. Bunu kayıhan’a reva görmüyordu.
‘Yapamayız’dedi soluk soluğa birbirlerinden ayrıldıklarında,Seni incitemeyecek kadar önemsiyorum,kayıhan. Benim gibi kirlenmiş bir kadını hak etmiyorsun’.
‘Sus artık’dedi parmaklarını dudaklarına bastırırken. Sesinde yoğun bir hüzün asılıydı.Alnını alnına yasladı gözlerini kapatırken,Daha fazla kendini aşağıladığını duymak istemiyorum,sahra’.
‘Tanrı aşkına,kayıhan’derken sesi kesik kesik çıkmıştı,Beni kabul edebilecek misin? Kor’un ve onun askerlerinden olan alexander’ın tecavüzüne maruz kaldım. Ve ağabeyinle yattım. Beni kabul edebilecek misin’. Gözlerinden süzülen yaşlar yüreğini dağlarken yanaklarını yakıyordu acıyla.
‘Evet,sahra. Bedeninin her zerresinde benim izim olacak. Onları sana unutturacağım. Söz veriyorum. Sana hiç bu kadar yakın olmamıştım,aşkım. Umuduma hiç bu kadar yaklaşmamıştım. Geri durma artık,sahra. Üç maymunu oynamaktan sıkılmadın mı? Ben sıkıldım’.
‘Ah,kayıhan’diyebildi hıçkırıklarının arasından,İstiyorum. Sana güveniyorum ama kendime güvenemiyorum. Kor’un en ufak bir tehdidinde seni sırtından vurmaktan korkuyorum. Seni öldüreceğini söylediği an ihanet ederim sana ve düşüncelerine. Lütfen uzak dur benden. Sana uygun değilim’.
‘Gel benimle’dedi kolundan çekiştirerek. Camın önüne getirdi onu ve perdeyi açıp dışarıda ki manzarayı göz önüne serdi, Görüyor musun? Buna daha ne kadar katlanabilirsin. İkisinden biri ölene dek huzur var mı sana? Bu lüks evde hapis hayatı yaşayacaksın. Diyelim ki kor saruhan’ı öldürdü. Ancak seni bırakacak mı? Özgürce hareket edebilecek misin? Onlarla mutlu olabilir misin? Onlara güvenebilir misin,sahra’?
‘Yapamam. Ama yapmak zorundayım,kayıhan’
‘Hayır,aşkım değilsin’ dedi yüzünü avuçladığında,Benimle gel. Sana temin ediyorum. Biz istemeden bizi asla bulamayacaklar. Bana güvenebilir misin’?
‘Tamam’dedi fısıltıyla,uzun bir müddet kararlı ve kendinden emin bakışlarında oyalandıktan sonra. Orada gördüğü savaş ateşini iliklerinde hissettiriyordu sarı gözleri. Saruhan’ın açık kahve gözlerinden farklı bakardı Kayıhan’ın gözleri. Öyle yoğundu ki bakışları. Kararlılığını ruhuna dek hissederdin. Çekingen yapısına tezat bir özellikti bu onda. Ancak daha önce arzu ettiği bir şey için bu denli ateşli görmemişti onu hiç. Bu yüzden kabul etti isteğini. Gamzelerini göz önüne seren geniş gülümsemesi yüzünü kapladığında kabul etmekle doğru bir karar verdiğine emin oldu. Bildiği her neyse buna güvenecekti. Nitekim kayıhan onu asla yanıltmamıştı. Diğer taraftan söyledikleri de doğruydu. O ikisiyle mutlu ya da huzurlu bir gelecek düşünemiyordu Sahra. İkisi de bencil ve kontrolsüz sinsi insanlardı Kayıhan’ın aksine.