●Aybars Atahan●
Masanın üstünde duran telefonun ekranını açmak için altındaki yuvarlak tuşa bastım. Saat 9'a 10 vardı... 10 dakika sonra Berrak için gönderdiğim araba onunla birlikte dönmüş olacaktı. Berrak herhangi bir noktaya sinirlenip sürücünün yüzünde yeni yumruk teknikleri denemezse elbette... Gözümde canlanan görüntü ile gülümserken masanın yanından ayrılıp katı sebze sıkacağını çıkarttım. Ekim ayının ilk Salı günüydü. Berrak ile birkaç gündür görüşmemiştik, onu en son annem ile yemek yediğimiz zaman görmüştüm. Salı günü olmadan rahatsız etmek istememiştim. Bar ve provalarla oldukça doluydu hayatı, kendine vakit ayırdığından bile emin değildim. Barda çalışmak yeterince vaktini almıyormuş gibi bir de bazı günler erken gidip işleri yoluna koymaya uğraşıyordu. Üzülmeyeceğini bilsem o barı hayatından çıkartmak için birkaç adım atardım. Üzülürdü... Daha da önemlisi kendisini işe yaramaz hissederdi ve hayır, öyle değildi. Becerikli ve çalışkandı... Her şeyi başaracak bir azme ve isteğe sahipti. Dedem Berrak ile tanışsa ona hayran kalırdı. Yönetici departmanında kendisi için şimdiden bir oda ayırırdı ve eğitimini oyunculuk üzerine almış olması bile onu engellemezdi. Dedem insanı gözüne baktığı an çözümlerdi. Hata payı ise sıfıra yakındı... Berrak'ı gördüğü an 'oğlum bu kız yüzümüzü güldürür' diyeceğinden emindim.
Kendim için hazırladığım sebze ve meyve karışımını litrelik bardağa boşalttıktan sonra karıştırıcıyı temizlemek için suyu açtım. Kabı güzelce temizleyip bu kez Berrak için hazırlayacağım içeceğe geçtim. Geçen sefer ahududu ve çilekli olanı sevmişti. İçine biraz da yabanmersini ekledim. Muhtemelen böyle daha çok sevecekti. Tatlı ve ekşinin aynı anda damağına değmesinden hoşlanıyordu. Limonlu ve böğürtlenli dondurmayı birlikte yerdi. Yoğun tatlıdan ziyade biraz ekşi tat almayı tercih ederdi. İkinci litrelik bardağa da pembe içeceği boşalttığımda karıştırıcıyı kaldırmak üzere temizledim. İçecekleri masaya bıraktığımda 2 dakika kalmıştı.Üzerimdeki gri tişörtün üstüne uzun kollu bir kapüşonlu giymek için üst kata çıktım. Günlük spor rutinimi bitirmiştim. Berrak gelmeyecek olsa bu saat benim için gündüz dinlenme zamanı olacaktı. Bir film izleyecektim ya da yarın teslim edeceğim sunum ödevimi üçüncü kez gözden geçirecektim. En güzel ihtimalle kütüphane odasına geçip birkaç saat okuma yapacaktım. Salı günü sorumluluklarımın en az olduğu gündü. Eskiden haftanın daha az yoğun olduğum günü yüzme takımını çalıştırmaya giderdim. Bu sene için henüz öyle bir sorumluluk almamıştım.
Açık gri kapüşonluyu giyerken cama doğru ilerledim. Siyah Audi bahçede belirdiği an pencerenin önünden çekilip alt kata indim. Kapıyı açmadan önce saçlarımın üstünü elimle karıştırıp gülümsedim. Çelik kapı aramızdan çekildiği an Berrak çatık kaşları ve uykudan yeni uyandığını ele veren dağınık saçları ile karşımdaydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İLKYAZ
General FictionGeri döndüm. Tek tek söküp attığım ne varsa, üstüme bir bir diktim de döndüm. Kalbime geri döndüm.