19. Bölüm

28.6K 2K 815
                                    

Güzel Kore dizisiz ve bilgisayarsız üstüne sıcak bir günden merhaba 😏 anlayacağınız üzerine tatil storyleri izlemekten depresyona girdim ama size bölüm yazdım 🙄 attığınız yorumlar şu aralar tek eğlence kaynağım çünkü bütün brolarım tatilde ve bana mesaj atmıyorlar hainler 😏

Neyse çok konuştum 🙈 hepiniz için güzel bir gün diliyorum ve sizi seviyorum 😍

Hadi kaydırın 🤩

Ha unutmadan bölümün itirafları benim tatlı belalarım 😍
bokmubu
yarenolak0
Xayah61 hepinizi seviyorum kızlar 🌹

O, benimdi.

Kollarında olduğum adam, bana benim ona ait olduğum kadar aitti. Gözümün önünde durup dokunamadığım adam aslında başından beri benimdi.

Dudakları beni öpmeye devam ederken cadılardan nefret etmesi bahanesiyle bana yaşattığı tüm hayal kırıklıkları aklıma doluştu. Hatırladıkça bir öfke dalgası bedenimi sardı ve Warner'ın dudaklarını dişleyerek benden uzaklaşmasını bekledim.

Duymayı beklediğim ses acı dolu haykırışı olmalıydı ancak onun yerine kulaklarımın şahit olduğu inleme yerin dibine girme isteğimi uyandırmıştı. Resmen dudaklarını ısırdığım için inlemişti!

Utancımdan ellerimi göğsüne koyarak onu kendimden ayırdım. Arzudan kararmış harelerini bana diktiğinde ona olan hayranlığımı geri plana atıp karşısında dik durmaya çalıştım.

"Bu o kadar kolay olmayacak, Summus." derken bocaladığını görmek açıkçası iyi hissettirmişti. Aramızdaki mührü itiraf ettiğinde onu öylece kabul edeceğimi sanması aptallıktı. Ona özellikle 'Summus' diyerek sinir etmek istemiştim.

"Ne demek istiyorsun, Alexis?" dedi, sesindeki sinir tohumları geri dönmeye başlamıştı. Sanırım o itiraf etmişken reddetmem hoşuna gitmememişti. Tıpkı bana yaptığı gibi.

"Demek istediğim şu, Warner. Çabalaman gerek. Kırdığın kalbimi tekrar kazanmak için. Ve bilmeni isterim ki bu o kadar kolay olmayacak." dedikten sonra ona bir kez bakıp merkez binasına doğru yürümeye başladım.

Ben yanlarından geçerken bizi izleyen onca insan geri çekilip bana yol açıyorlardı. Özellikle gözlerimin içine bakmak yerine başlarını eğdiklerini görünce bu durumun mühür ile bir ilgisi olabileceğini düşündüm.

Fakat tek bir kişinin başını eğmediği dikkatimden kaçmamıştı. Sinirden kıpkırmızı olmuş suratıyla doğrudan bana bakan Carmen'e tatlı tatlı el sallayıp gülümsedim. O artık bir hiçti.

Warner'ın arkamdan gelmemesi işime gelmişti çünkü doğrudan revire gidecektim. Tobias'ın son hâli gözümün önüne geldikçe ağlama isteğiyle doluyordum ama ağlayamıyordum. Çünkü lanet olası kalbim çok mutluydu. O kadar mutluydu ki yerinden çıkıp breakdanse yapmasına az kalmıştı.

Üstelik Tobias'ı patakladığı için Warner'a kızgın olsam da haklı olduğu bir nokta vardı. Tobias bana o kadar yakın durmamalıydı. Bunun bir açıklaması olacağı umuduyla da revire gidiyordum.

Merkez binasına girdim, revirin bu binada olduğunu bilsem de odanın nerede olduğu hakkında bir bilgim yoktu. Etrafıma bakarken gülüşme seslerinin duyulduğu koridora doğru adımlamaya başladım. Onlar değilse bile yardımcı olabilecek birilerini bulabilirdim.

KANLI LOTUS (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin