Merhaba canlarım ❤️ uzun zaman oldu ha? Aslında bana kalsa bu kadar açmazdım arayı fakat sınavlarım oldu.
Final bölümüyle hep birlikte ağladığımızı görünce dayanamayıp bir kaç spoi verdim. Yani bölüm hakkında bilginiz az çok var.
Neyse çok uzatmadan sizi bölümle baş başa bırakıyorum. Aşağıda bir açıklamam olacak ❤️
Warner Nilsen
Aldığım her nefeste göğsüme binlerce iğne batıyormuş gibi hissediyordum. Bu durum çok boktandı çünkü yaşamaya devam etmek için nefes almak zorundaydım! Bilincim yerine geldiğinden beri bu durumla baş etmeye çalışıyordum.
Bu da yetmezmiş gibi, "Haftalar oldu, neden hala uyanmadı Calvin?" diye tepemde dırdır eden Austin'in çenesini çekiyordum.
Küçüklüğümüzden beri ben ne kadar sessizsem o bir o kadar konuşkandı. Normalde bu beni rahatsız etmezdi fakat şu anda kafamın içine sis bombası atılmış gibi her yer dumanlı ve ağrılıydı. Durum böyle olunca bende patlamaya hazır bir bomba haline geliyordum.
Calvin cevaben, "Kolay bir şey yaşamıyor farkındaysan Austin. Zamana ihtiyacı var." dediğinde onu hatırlamıştım. Kurtların doktoru Calvin Black'di. Kendisi kurt kanı taşımıyor olsa da sevdiği kadın için bizimle beraber kalıyor ve üzerimizde ilaçlar geliştiriyordu.
Peki onun burada ne işi vardı? Daha da önemlisi benim burada ne işim vardı? Keskin duyularım sayesinde ağır yaralanan kurtlar için özel olarak hazırlattığım hastane odalarından birinde olduğumu çoktan anlamıştım. Burada olmam için ağır yaralanmış olmam gerekiyordu. Fakat ben yaralandığımı bile hatırlamıyordum.
Sevgili kuzenim, "O bir kurt Calvin! Yaşayan en güçlü kurt. Şimdiye kadar vücudu çoktan iyileşti fakat uyanmak bilmiyor. Bak bir sorun varda söylemiyorsan bozuşuruz." derken sesini sabit tutuyor olsa da korkusunu hissediyordum. Bu hale nasıl geldiğimi hatırlamıyor olsam da uyanmam gerektiğini biliyordum. Amaçsızca birinin bana ihtiyacı olduğunu hissediyordum.
Calvin'in ne cevap verdiğini dinleyemeden gözlerim önünde çakan şimşeklerle karanlık görüşümde bir görüntü belirdi. Yaşlı gözleriyle bana bakan bir çift gümüş mavisi gözü gördüğümde göğsüme batan iğneler yok oldu. Yerini tarif edemediğim bir duyguya bıraktı. Susuzluk gibi. Günlerce çölde kalmış bir adamın suya hasreti gibi.
Hayalimdeki kızın kahve renginde beline uzanan saçları vardı. Kollarından tutan insanlar olmasına rağmen bana doğru bağırırken bile çok güzeldi. Fazlaca güzel.
Beyaz teni orantılı yüz hatları ve kiraz dudaklarıyla kalbimi delirtiyordu. Yattığım yatağın yanında duran monitörden gelen kalp atışlarımın seside buna kanıttı. Hatun beni benden almıştı.
Austin telaşla, "Ne oluyor?" diye bağırdığında kaybolan dikkatim yüzünden görüntüde yok olmuştu. Güzel kızın görüntüsünü iyice zihnime kazıyamadığım için bedenimi büyük çapta bir öfke dalgası sarmıştı. Yapabiliyor olsaydım kuzenim olacak herife iyi bir küfür ederdim. Fakat lanet olsun ki hala bedenimi kontrol edemiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KANLI LOTUS (TAMAMLANDI)
FantasyAilemin öldüğünü annemin telefonuma bıraktığı sesli mesajla öğrendim. Açık unuttuğu telefon çığlıklarına şahit olmamı sağladı. Ve katilleriyle tanışmamı... Artık eve gittiğimde benim için kapıyı açacak bir annem ya da saçlarımı okşayacak bir babam y...