Merhaba ❤️ ne kadar erken bölüm attım değil mi? Akılsız başın cezasını parmaklar çekermiş 😂 bir tane duyuru yapmam gerekiyordu ama unuttum e panoma yazsam bile görmezdiniz bu yüzden bölüm yazdım 😂❤️
DUYURU: 7 Kasım da olacak sınavım nedeniyle sınav günüm geçene kadar bölüm gelmeyecek.
Son olarak, hepimizin CUMHURİYET BAYRAMI KUTLU OLSUN ❤️ böyle güzel bir günde sizlere bölüm atmak istedim aynı zamanda. Umarım tadını çıkarırsınız. Seviliyorsunuz 🌺
Medyadaki şarkıyı mutlaka dinleyin ❤️
Üç gün sonra
Odamın okyanus manzarasını izlerken açlıktan yorgun düşmüş bedenim isyan ediyordu. Yemek yemek istiyordu. Artık dayanamayacağını söylemeye çalışır gibi karnıma kramplar gönderiyordu.
Yine de bedenimin bu kadar aç olmasına rağmen ağzıma aldığım her lokmada midem bulanıyor ve saniyesinde çıkarmak zorunda kalıyordum. Bedenimin aksine sanırım zihnim matem tutuyordu.
Kendimi suçlamaktan alıkoyamıyordum. Biraz daha erken gitsem, biraz daha hızlı yürüsem, biraz daha, biraz daha ... Olanları değiştirmek için o kadar çok seçenek varken ben hiçbirini yapamamıştım. Belki de yapsaydım bile değişmezdi. O canavarı kimse durduramazdı.
Aynı canavar sanki elleriyle küçük büyük bedenleri parçalamamış gibi bana şefkatle yaklaşmaya çalışıyordu. Gözlerimin içine bakıyor ve yemek yememi istiyordu.
Üç gün boyunca her gün aynı sakinlikle yemekleri tepsiyle getirmişti. Benden beklediği tepkiyi alamayınca ise tepsiyi alıp odadan çıkıyor ve aşağı indiğinde haykırışları evi inletiyordu. Hiçbir şekilde beni korkutmamaya çalışıyordu.
Fakat bana şefkatle yaklaşmasına rağmen gözlerinde hiçbir pişmanlık yoktu. Küçük bir aileyi yok etmek ona göre takılacak bir şey değildi. Çünkü dönüştürdüğü Nick de ailesi de ona göre onun askeri ya da malıydı. Bu yüzden onu öldürme ya da yaşatma hakkına sahipti.
Bunları benim konuşmadığım ve yemek yemediğim ikinci günde söylemişti. Aptal değildi. Nick ve ailesine olanlardan etkilendiğimi biliyordu. Bu yüzden zorlandığımı gördüğünde kendince bir açıklama yapmıştı. Sonuç olarak anladığımsa onun gerçekten bir ruha sahip olmadığıydı.
Güneş bugün her zamankinden daha soluk gökyüzünü aydınlatırken kara bulutlar işini daha çok zorlaştırıyordu. Gökyüzü yağmur yağacağını bildirir gibi kararmıştı.
Yağmuru severdim. Yaşadığım yer olan İngiltere genelde bu zamanlar yağmurlu olurdu. Ailemle olduğum evde camımı açar ve Tanrı'nın müziği olan yağmur sesini dinleyerek kitabımı okurdum. Bu hissi severdim. Bana bağımlılık yapan bir huzur verirdi. Şimdi ihtiyacım olduğu gibi.
Eski günlerimin özlemiyle gözlerim dolarken aniden gelen dışarı çıkma hissine karşı koymayıp uyuşuk bedenime rağmen yataktan kalkmak için hareketlendim. Önce kolumdaki serumu çıkardım. Fışkıran kana tişörtümün ucunu bastırarak yataktan çıktığımda başımın kısa süreli dönmesi duraklamama neden oldu.
Gözlerim tekrar odak noktasını bulduğunda yavaş yavaş tekrar yürümeye başladım. Acelem olmamasına rağmen bir an önce dışarı çıkmak istiyordum. Sanki hayata tutunmam için bu gerekliydi.
Odamdan çıkıp koridora ulaştığımda bu sahnenin çok tanıdık olduğunu kabul etmek zordu. Çığlıklar duyup aşağı inmeye çalıştığım zamanki gibi zorlukla yürüyordum. Kendimi zorlayarak adımlar atıyor ve aynı şimdiki gibi duvara tutunuyordum. Sonra ... Sonra olanlarsa ömür boyu unutmak istediğim anılarıma dahil olmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KANLI LOTUS (TAMAMLANDI)
FantasyAilemin öldüğünü annemin telefonuma bıraktığı sesli mesajla öğrendim. Açık unuttuğu telefon çığlıklarına şahit olmamı sağladı. Ve katilleriyle tanışmamı... Artık eve gittiğimde benim için kapıyı açacak bir annem ya da saçlarımı okşayacak bir babam y...