16.Bölüm

33.1K 2K 548
                                    

Merhaba canlarım 😍 hepinizi öyle çok özledim ki iki güne bölüm yetiştirdim. Aslında moralim biraz bozuk ve yorumlarınızı okumak bana iyi gelecek.

Mezun olmam için bir sınava girmem gerekiyor ve bu ders benim için oldukça zor. Bu yüzden bana bol bol dua edin olur mu ❤️

Sizi çok seviyorum 🌸

Keyifli okumalar 🤩

Unutmadan bölüm ithafı arzu60600 'na gelsin ❤️😍 bölümlerimi iki güne bitiren canım okuyucum 😘

"Tanrım, Lydia! Sonuçta dağların arasındayız, değil mi? Bavulumda neden sadece şort var?" derken seçtiğim buz mavisi şortu sinirle bacaklarıma geçiriyordum.

Lydia hâlâ yatağında yatıyor, benim sesime karşı kulaklarına kapattığı yastıkla uyumaya çalışıyordu. "Seninle oda arkadaşı olma konusunda hemfikir değilim. Luis ile yer mi değiştirseniz? Hem Diana'nın da işine gelirdi." dediğinde yan tarafında yatan Diana başının altındaki yastığı alarak ona fırlattı.

İkisi yastıklarla kavgaya tutuşurken beyaz converselerimi alarak odadan tüydüm. Kahvaltıdan önce etrafta kısa bir tur atmak istiyorsam kimsenin dikkatini çekmemem gerekiyordu, özellikle Luis'in.

Merdivenleri sessizce inmeye özen göstererek Luis'e yakalanmadan mutfağı geçtim. Koltuklara hiç bakmadan dış kapıya yöneldiğimde sağ tarafımdan gelen öksürük sesiyle çığlık atarak yerimde sıçramıştım.

Kafamı sesin geldiği tarafa çevirince Luis'in tekli koltuklardan birine oturduğunu, buharı tüten kahvesini bana doğru kaldırarak selam verdiğini görmüştüm. Kahretsin! Daha evden çıkamadan yakalanmıştım.

Luis sesinden belli olan alayla, "Bir yere mi gidiyordun, Alexis?" dediğinde gülümseyerek kafamı olumsuz anlamda salladım.

"Evin ön tarafında yerde yatan bir kuş gördüm sandım da, ona bakacaktım." derken yalandan üzülmüş gibi davranmaya çalıştım. Neyse ki öyle bir kuş falan görmemiştim. Yoksa şimdiye kadar onu hemen içeri almış olurdum.

Luis bana inanmamış olacak ki tek kaşını havaya kaldırdı. "Düşündüm de ben uyku mahmurluğuyla yanlış görmüş olmalıyım. Kahvaltı ister misin?" dedim, konuyu geçiştirmek için. Ardından cevabını beklemeden kendimi mutfağa attım.

Mutfağın Amerikan tarzı olması elbette beni ondan saklamıyordu ama aramıza mesafe koyarak o şüpheci bakışlarından kurtulmuştum hiç değilse.

Ayakkabılarımı bir kenara bırakarak önce ellerimi lavaboda yıkadım. Su ısıtıcısına kahve için su koyduktan sonra buzdolabına doğru yürüdüm. İçinde çikolatanın her çeşidi olduğunu fark ettiğimdeyse resmen başım dönmüştü. Hepsinden birer tane almamak için kendimi zor tutarak krep malzemelerini tezgaha dizdim.

Hazırladığım krepler ve kahveyle kahvaltı masasını kurduğumda kızlar da imdadıma yetişmiş, aşağı iniyorlardı. Lydia bana bakıp sırıtarak, "Evin dışına seslerimiz gitmese de içeride duyulabilir. Yani bu demek oluyor ki dışarı kaçamazsın." dediğinde ağzım açık kaldı.

Bana bu bilgiyi daha önce vermediğine mi şaşırsaydım yoksa Luis'e yakalanacağımı bildiği için beni durdurma zahmetine girmediğine mi, karar veremedim. Tabii her yere Luis ile gideceğim gerçeği de sinirlerime hiç iyi gelmiyordu.

Peki ya Diana için yaptığımız imalar? Luis onları da duyuyorsa bazı şeylerin farkına varmış olabilir miydi? Şimdi Diana'nın Luis'ten bahsedince neden bu kadar çok tepki verdiğini anlamıştım.

KANLI LOTUS (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin