Merhaba ❤️ bu bölüm sonunda beklediğiniz bölüm ❤️ o yüzden tadını çıkarın canlarım ❤️
Bu bölüm Yeni0_0Yazar için ❤️ kurgu hakkındaki düşüncelerini her zaman açıkça ifade ettiği ve aynı kitap ruhunu taşıdığımız için onu seviyorum ❤️ hepinizi tek tek seviyorum 🌺
Nedenini bilemesem de bu bölüme koyacak bir şarkı bulamadım. Biraz garip hissediyorum. Hiçbir şeyi beğenmiyorum falan. Neyse siz beni takmayın bölümün tadını çıkarın 😍
Ruhum çekilmiş gibi kendimi yatağa bırakırken kızların tesellilerini çok uzaktan duyuyormuş gibi hissediyordum. Kalbimin acısı öylesine derindendi ki hiçbir şey umurumda değildi.
O sözleri söyleyebildiğime hâlâ inanamıyordum. Ne kadar sinirlenmiş olursam olayım, birisini ölen babasından vurmak bana göre değildi. Ben öyle biri değildim.
Üstelik sevdiğim adamı olabilecek en derin yerinden vurmuştum. Babasının nasıl öldüğünü anlatırkenki hâli gözlerimin önünden gitmiyordu. Sanki hatırladıkça tenime yüzlerce iğne batıyormuş gibi acı çekiyordum.
Zar zor çıkan sesimle, "Haber aldınız mı?" diye sorduğumda aldığım olumsuz yanıt, hayal kırıklığına uğramamı sağlamıştı.
Şu anda ne yapıyordu? Kurta mı dönüşmüştü ya da sadece bir yerde oturup sinirin geçmesini mi bekliyordu?
Madison elinde sandviç ve bir şişe suyla yanıma geldi. Karnım açlıktan kasılsa da ekmeği çiğneyecek hâlim dahi yoktu. Bu yüzden beni yalnız bırakmaları için yatağa uzanıp uyuyormuş gibi yapmayı tercih ettim.
Sonunda herkes dışarı çıkıp beni yalnız bırakınca kendime olan öfkemle baş başa kalmıştım. Şimdi kendime dilediğim kadar sövebilir, Warner'ın evden nasıl çıktığını düşünerek işkence edebilirdim.
Saatlerimi tavandaki şekilleri saymaya harcarken uykuya dalmamak için kendimi zorluyordum. Warner geldiğinde uyanık olmak istiyordum. Ona söylediklerim için çok pişman olduğumu söylemek istiyordum.
Düşünmekten başım çatlayacakmış gibi ağrımaya başladığında Madison'dan ağrı kesici almıştım. İlacı verirken oldukça ağır olduğuna dair beni uyarmıştı ancak sadece bir an önce ağrımdan kurtulmak istiyordum.
Tavanla bakışmamız gittikçe bulanıklaşınca, uyumamak için bilincimi açık tutsam da sonunda yenilen ben olmuştum.
⚜️⚜️⚜️
Neler olduğunun farkında olsam da bir yere çekildiğim hissi tüm bedenimi ele geçirmişti. Karşı koyamıyor, uyanmak için kendime bunun bir rüya olduğunu hatırlatmaya çalışıyordum ama faydası olmuyordu. Bu hissi biliyordum. Tobias çember oluşturmak istediğinde de böyle hissetmiştim.
Fakat Tobias'la olanın aksine bu çekim daha güçlüydü. Olanların farkında bile varamıyordum. Bilincini kaybetmiş bedenim, boşlukta süzülüyormuş gibiydi.
Üstelik Tobias'a defalarca yeniden hayal dünyasına gitmek istemediğimi söylediğim hâlde aynı şeyi yapmasına sinir olmuştum. Ayrıca şu an hiç sırası değildi. Neden hayal dünyasında buluşmak zorundaydık ki? Yanlarına gittiğimde ilk işim Tobias'a iyi bir yumruk atmak olacaktı.
Yapacak bir şeyim olmadığı için kendimi akışına bırakıp karşı koymadım. Daha iyi hissettiğimden düşünmek yerine kendimi bıraktım. Böylece tekrar bilincim kapandı.
Bana çok kısa bir süre gibi gelen fakat ne kadar geçtiğinden haberim bile olmayan süreden sonra, kulaklarıma kuş cıvıltıları dolduğunda gözlerimi araladım. Harelerimi masmavi ve sonsuz gibi gelen gökyüzüne açmıştım. Hava güneşli olsa bile sıcak ya da nemli değildi. Aksine tatlı bir serinlik yayılıyordu tenime.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KANLI LOTUS (TAMAMLANDI)
FantasyAilemin öldüğünü annemin telefonuma bıraktığı sesli mesajla öğrendim. Açık unuttuğu telefon çığlıklarına şahit olmamı sağladı. Ve katilleriyle tanışmamı... Artık eve gittiğimde benim için kapıyı açacak bir annem ya da saçlarımı okşayacak bir babam y...