32.Bölüm

23.5K 1.8K 327
                                    

Merhaba 😍😍 uzun zamandır bu kadar ara vermemiştim ama iyi geldi 🙄 kendimi yazmaya zorlamak inanın çok stres verici ☹️

Bu bölüm @Azraagull için 😍 neden adının böyle olduğunu bilmiyorum sinir oldum 😒 ailemden biri olduğun için teşekkür ederim canım hepinizi seviyorum ❤️❤️

Bu bölüm @Azraagull için 😍 neden adının böyle olduğunu bilmiyorum sinir oldum 😒 ailemden biri olduğun için teşekkür ederim canım hepinizi seviyorum ❤️❤️

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Saatlerce nefessiz kalmış gibi uyanarak yatakta doğrulduğumda göğsüm hızlı soluklarımdan dolayı inip kalkıyordu. Bedenim ter içindeydi, gerdanımdaki yanmaysa devamlılığını sürdürüyordu. Ellerimin titrediğini hâlâ hissedebiliyordum. Uzun bir kabustan uyanmış gibiydim, geçen saniyelere rağmen kendime gelemedim.

Odağını yitirmiş gözlerim, yatağımın etrafında toplanan arkadaşlarımı gördüğünde herkesin gözlerini sonuna kadar açmış, beni izlediğini fark ettim. Aralarında lacivert gözlü kurtumu da görürken ağlamaklı sesimle, "Warner." dedim.

O ana kadar transa girmiş gibi donup kalmışken sesimle kendine gelmiş, soluğu yanımda almıştı. Beni göğsüne çekip sarıldığında güzel kokusunu ve teninin sıcaklığını hissetmek hayattaymışım gibi hissettirmişti: Sonunda nefes alabiliyormuşum gibi, tüm yaşananları bir sarılışıyla unutturabilirmiş gibi...

"Buz gibisin, Alexis." dedi. Öyle hissedenin bir tek ben olmadığımı bilmek rahatlatmıştı. Ben de saatlerce buz dolu bir havuzda kalmışım gibi üşüyordum.

Madison, "İçeride battaniye olacaktı." deyip yanımızdan ayrılırken ona gerek olmadığını söylemek istemiştim ama konuşacak hâlim yoktu. Warner tüm battaniyelerden daha sıcaktı. Sadece ona ihtiyacım olduğunu söylemeye utanmıştım.

Warner'ın göğsünde bedenimi dinlendirirken göz ucuyla odaya baktığımda buranın oturduğumuzun dışında başka bir oda olduğunu fark etmiştim. Odada eskimiş, aynalı bir gardırop ve şu anda üzerinde yattığım metal başlıklı çift kişilik yataktan başka bir şey yoktu.

Herkes buraya toplanmış, yatağın etrafında yere oturmuştu. Muhtemelen zemin evin diğer kalanı gibi toz olsa da umursamamışlardı. Yüzlerindeki ifadeden anladığım tek şey benim için gerçekten çok endişelenmiş olduklarıydı.

Madison getirdiği battaniyeyi bacaklarıma örttükten sonra ayak ucuma oturdu. Gözleriyle nasıl olduğumu anlamak istermiş gibi beni sürekli kontrol ediyordu. Rahatsız olup, "İyiyim teyze. Merak etme." dediğimde bakışlarındaki mutluluğu görmemek imkânsızdı. Ona teyze demek içimden geliyordu. Yanımda olmasına ihtiyacım vardı. Araftayken o kadar yalnız hissetmiştim ki hepsinin varlığının ne kadar önemli olduğunu anlamıştım.

Warner, "Bizi çok endişelendirdin, güzelim." dedi, bana öfkelenip evi terk eden o değilmiş gibi konuşmuştu. Ben araftayken ne olduysa ağır sözlerime rağmen yanıma gelmişti. Onu bu kadar korkutacak ne olmuştu?

KANLI LOTUS (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin