Merhaba canlarım ❤️ internetim düzeldi fakat moralim gerçekten berbat. Üniversite hakkında tek diyebileceğim ÖĞRENCİ İŞLERİ denen lanet birim gerçekten de sinir bozucu. Bu günlerde ikinci üniversiteme kayıt olmak için uğraşıyorum ve sinirden çıldırma aşamasındayım.
İki bölüm söz vermiştim. Bu hafta içinde çok zaman geçmeden ikinci bölümü yazıp atacağım inşallah. Sözümü tutmamayı sevmiyorum bu yüzden çabalayacağım.
Sizi seviyorum ❤️
Bölüm ithafı yarenolak0 için ❤️hepinizi ayrı ayrı seviyorum. Umarım beğenirsiniz.
Nick'in eşini almak için geri dönüp sabaha karşı Madison teyzenin evine ulaştığımızda bizi karşılayan yemek dolu masaya mutlulukla bakmıştım. Gece boyunca dışarıda olduğumuz için karnım acıkmıştı.
Fakat Madison teyze yalnız yaşadığından kendine göre sadece dört kişilik bir masası vardı. Bu yüzden erkekler tabaklarını alıp ayrı köşelere çekilirken kadınlar da sıkışarak oturmaya çalışmıştı. Sonuçta göbeğim şişecek kadar yemiş, nefes almak için dışarı çıkmak zorunda kalmıştım.
Yeni yeni doğmaya başlayan güneşin kızıllığı etrafı aydınlatmaya başlarken içimin huzurla dolduğunu hissedebiliyordum. Gücüm geri gelmişti ve arkadaşlarım iyiydi. Ailemden birine de sahiptim. Tüm bu olumlu olaylar yıpranan ruhuma iyi gelmişti. Daha da güçlenmiştim.
Kollarımı gererek küçük kulübenin merdivenlerinden indim. Warner'ı korkuluklara yaslanmış hâlde güneşi izlerken gördüğümde onun yanına gittim.
"Ne düşünüyorsun?" diyerek ben de onun gibi korkuluklara yaslandım.
Sanki ne diyeceğini bilememiş gibi bir süre cevap vermedi. "Bundan sonra olacakları..." derken sesinde oluşan karamsar hava şüphelenmeme neden olmuştu.
Yüzündeki ifadeyi görmek bir anlık huzurumu alıp götürürken, "Sorun ne, Warner?" diye sordum. Sıkıntılı hâli beni de germişti.
"Merkezde bir olay olmuş. Daha bilgi netleşmedi ama sanırım Norveç haricindeki yerleşkelere vampir saldırısı düzenlenmiş." Sözünü bitirdiğinde ne diyeceğimi bilememiştim. Diğer yerleşkelerdeki kurtları tanımasam da üzülmüştüm. Hain bir saldırı yerine savaşarak ölselerdi onlar adına gururlanırdım. Fakat vampirlerin pusu kurarak saldırması alçakçaydı.
Öfkem bedenimi ele geçirirken, "Hepsini mahvedeceğim!" dedim. Göğüs kafesimde oluşan baskıyı hissetsem de kendime engel olamıyordum. İstemsizce gözümün önünde canlanan kanlı sahneleri gördükçe gücümün yoğunluğundan nefesim kesiliyordu.
Warner telaşla, "Alexis, kendine gel!" dese de umursayamıyordum. Kan... Tek düşünebildiğim kandı. Kan dönmek, ruh yok etmek istiyordum.
Sıktığım dişlerimin arasından, "Hepsini tek tek yok edeceğim." derken parmaklarımın uçları sızlamaya başlamıştı.
Warner kollarımı tuttu ve beni kendine çevirip gözlerimin içine baktı. Gördüklerinden memnun olmamış gibi bedenimi sarsmaya başladığında, "Yapacağız güzelim. Hepsinin bedelini ödeteceğiz. Şimdi sakin ol, lütfen." dedi.
Haklıydı. Her şeyin bir zamanı vardı. O an geldiğindeyse acıma olmayacaktı. Nick gibi olanların haricinde tek bir vampir bile bırakmayacaktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KANLI LOTUS (TAMAMLANDI)
FantasyAilemin öldüğünü annemin telefonuma bıraktığı sesli mesajla öğrendim. Açık unuttuğu telefon çığlıklarına şahit olmamı sağladı. Ve katilleriyle tanışmamı... Artık eve gittiğimde benim için kapıyı açacak bir annem ya da saçlarımı okşayacak bir babam y...