Öylece durmuş kendimi geri çekmek bile aklıma gelmemişti.O kadar sert öpüyordu ki sanki bana ceza vermek istermiş gibi.
Alas gözlerimin içine bakınca yapabildiğim tek şey ordan uzaklaşmak oldu.
Biliyordum aptalcaydı, orda ona tokat atmalı, ağzıma geleni söylemeliydim ama olmadı.
Kendimi suçluyordum, bu hayat bana bugün birşey daha öğretti, yaşın değil yaşadıkların öğretir sana hayatı.
Daha sadece 22 yaşına yeni girmiş bir kızdım, ama bu yaşadıklarım beni büyütmüş, çocukluğumu çalmıştı benden.
Kopan bir ipe sımsıkı bir düğüm atarsanız ya hani, sonra bilirsiniz ipin en sağlam yeri artık bu düğümdür ama ipe her dokunduğunuzda canınızı acıtan da tek nokta yine o düğümdür.
Ben hayatıma düğüm atıp sonra o düğümün bana acı vermesinden yoruldum.
Kalbimin içinde bir sancı vardı, sanki atmayı bıraksa iyileşecekmiş gibi.
Bana yine, yeniden o sancıyı hatırlattı onun o zehirli öpücüğü.
Azat'tın bana caddı deyişini, masumluğunu, her öpüşünden sonra saçlarımı okşamasını hatırlatıyordu.
Oysa Alas canımı yakmıştı beni öperken, sanki canımı acıtmak için yapmıştı, bilerek isteyerek yakıyordu canımı.
Ve benim yapabildiğim tek şey işte böyle saçma sapan düşüncelere dalıp, sonrada ağlamak.
Gözyaşlarımla birlikte evin yollunu tuttum, gözyaşlarım benim dostum olmuştu.
Bu aralar sık sık ziyaretime gelen dostlarım.
Artık Alas diye biri hayatımda olmamalıydı, ki o zaten hayatımda değildi.
Oysa o bana demişti ki sana o anlamda değer vermiyorum diye, o yüzden güvenmiştim ben ona.
Biliyorum bu çok aptalcaydı, aslında yaşadığım herşey çok aptalcaydı.
Sonunda eve yetiştiğimde kendimi hemen duşa atmıştım, onun o zehirli öpücüğünü dudaklarımdan silmeye çalıştım, ama olmuyordu sanki oraya mühürlenmiş her dudaklarımı yıkayışımda onun dudaklarına dokunuyormuşum gibi.
Bana verdiği bu zehirli öpücük sayesinde aynaya bakınca yüzü geliyor gözlerimin önüne.
Siyah gözleri ve yüzüne yakışan kirli sakallarıyla tıpkı bir katili anımsatıyordu.
Saçları uzun olmasına rağmen taramıyor buda nasıl bir serseri olduğunu açık bir şekilde gözler önüne seriyordu.
Onu düşünmem, hata ona güvenmem çok saçmaydı.
Ya Azat? Ona nasıl açıklardım böyle birşeyi? Ona ihanet ettiğimi, en son onun öptüğü dudaklara başka dudakların değdiğini.
Suçluluk duygusuyla birlikte kendimi mutfağa attım, sanırım soğuk bir su iyi gelicek düşüncesiyle girmiş olsamda masanın üzerinde olan Alas'ın tişörtünü görmemle kendimi tekrar banyoya attığım gibi makas aramaya başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KUMA (Tamamlandı)
RomanceHer zamanki gibi güneş yine en tepesindeydi Mardin'in. Işık saçıyordu her bir evin tepesine içindeki karanlık hayatları bilmeden. Şilan'da açmıstı gökyüzü gibi gözlerini o sabaha karanlık günlerin yaklaştığını bilmeden.