Neydi şimdi bu bana oynanılan kötü bir oyun mu?Alas sandığım kişinin yaklaşmasıyla aslında onun Alas olmadığını anlamam uzun sürmemişti.
Hızla ordan uzaklaşıp eve doğru koştum, sanki özgürlüğe koşuyormuşum gibi, etraftakileri umursamadan.
Kaçmak ve uzaklaşmak arzusu ile doluyum. Tek isteği bu oluyor bazen insanın. Birşeylerden uzaklaşıp, yalnız kalmak.
Oysa ben çocuklar gibi sevmiştim ama devler kadar acı çekiyordum.
Sonra Azat'ın sözleri geliyordu aklıma 'kimsenin seni üzmesine izin verme' düşünüyorumda bana bunu söylemesi çok saçmaydı çünkü beni üzebilen tek kişiydi o.
Ben üzülmezdim ki sevmediğim kişiler yüzünden.
Hızla kendimi eve attığımda üzerimi değiştirecekken Alas'ın tişörtü yatağımın üzerinde öylece duruyordu.
Bir sinirle hızla alıp mutfağa yürüdüm.
Atıcaktım, umrumda bile değildi onun olan birşey.
Ben asla ona karşı birşey his edemezdim. Ben hâlâ deli gibi kocamı seviyordum.
Bu şekilde düşünmem bile çok aptalcaydı.Onu hayatımdan çıkarmam gerekti, hemde biran önce.
Belkide bir gün kaybedeceğimi düşündüğüm için aşık olmak istemiyorumdur.
Ben yalnızdım, hem yalnızlık paylaşılmaz ki, paylaşılsa yalnızlık olmaz.
Tişörtü masanın üzerine hızla bırakıp kendimi tekrar odama atmıştım.
Saatin nasıl bu kadar geç olduğunu anlamamıştım bile.Sanırım artık hayattan sonra zaman da bana meydan okuyordu.
Oysa bir bilse ne kadar çok istediğimi, hızlanıp beni bu hayattan hızlı bir şekilde kurtarmasını.
Daha fazla oyalanmamak için hızlı bir şekilde çıkmıştım evden.
Hızla içeri girdiğimde Hacer ablaya selam verdikten hemen sonra masalları silmeye başladım.
Aslında o kadar çok masa yoktu.
Lüks bir yer olduğu uzaktan belli olan biryerdi, ve sadece köşelerde masalar vardı.
Barın ortasının boş olma nedeni ise, insanların dans edebilmesiymiş.
Gerçi siz biliyorsunuzdur bunu zaten, benim gibi biri için bu çok tuhaf olsa da aslında normal birşey olduğunu zamanla öğreniyordum.
Bunu, bunca değişik şeyleri öğrenmem beni korkutsada, sanki kendimi daha iyi his etmeme yarıyordu.
Hacer abla "kız yine daldın bakıyorum, ne düşünüyorsun bu kadar anlamıyorum ki!?" Diyince gülümsedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KUMA (Tamamlandı)
RomanceHer zamanki gibi güneş yine en tepesindeydi Mardin'in. Işık saçıyordu her bir evin tepesine içindeki karanlık hayatları bilmeden. Şilan'da açmıstı gökyüzü gibi gözlerini o sabaha karanlık günlerin yaklaştığını bilmeden.