Yüzüme alaycı bir gülüş takındıktan sonra "kusura bakmayın Alas bey! Yaşlı kadına sevgilimleyim diyecek kadar terbiyeden çıkmadım!" Deyince Alas hızla yanıma gelip beni tezgahla arasına aldı."Demek yaşlı kadınlara sevgilin olduğunu söylemek ayıp Şilan hanım?"
Dediğinde nefesimi tutmaktan cevabım biraz gecikmişti. "Evet Alas bey! Ama sizin bilmemeniz normal sonuçta sadece terbiyeli insanlar için geçerli bir kural, sizin endişelenmenize gerek yok!" Deyince Alas yüzüme yaklaşmıştı ki hızla tezgahla arasından çıkıp dolapları karıştırmaya başladım.
Konuyu kapatmak adına "annenin en sevdiği yemek ne?" Diye tedirgin bir şekilde sorduğumda Alas bana cevap vermeden çapkın bir gülüşle mutfaktan çıktı.
Benimle oynamak hoşuna gidiyordu ve Alas bunu gizlemeden yapıyor, resmen kedinin fareyle oynadığı gibi oynuyordu benle!
Arkasından bağırarak "yaa Alas!" Deyince kahkaha sesi duyulmuş ama kendisi yoktu. Anlıyacağınız ses var görüntü yok.
Yemek yapmayı iyi biliyordum. Mardinli olmamın bana kattığı tek güzel şey bu, ama kafama göre yemek yapamazdım.
Hızla odaya girip koltukta uzanan Alas'ın üzerine yastık fırlattım. Yastığa kafa attıktan sonra bana kaşlarını çatarak bakması beni gülümsetsede kendimi tutup gülümsemedim.
"Alas sana soru soruyorum neden cevap vermiyorsun sen bana!?"
Yalandan sinirli bir şekilde sorduğum soru karşısında Alas'ın cevabıyla gülmemek için büyük bir çaba sarfettim.
"Kusura bakma arkadaşım. Ben öyle her arkadaşıma annemin sevdiği yemekleri söylemiyorum!"
Yavaşça Alas'a yaklaşıp uzandığı koltuğun yanında diz çöktüm. Ellimi yavaşça uzun, dağınık olan saçlarında gezdirerek;
"ama Alas sen bana annenin ne sevdiğini söylemezsen ben ona sevdiği şeyler yapamam. Sonra annen beni sevmez!"
Çocuk gibi ses çıkartmıştım ama Alas'ın etkilenmediği belliydi. Resmen bana trip atıyordu. Birden kolumdan çekip dudaklarıma yapıştığında ilk şaşkınlıktan karşılık veremesemde, şaşkınlığımı üzerimden attıktan sonra kendime karşı koyamayıp ona karşılık verdim.
Zorda olsa ayrıldığımızda Alas kaşlarını çatarak "bir başkasının yanında böyle tatlı konuşursan seni öperim yaban gülü!" Deyince utançla başımı eğdim.
"Ya Alas hadi bak annenler gelicek şimdi hiç birşey hazır değil!"
Sitem edercesine kurduğum sözler Alas'ı gülümsetmişti. "İlk önce bi öp bakıyım?" Alas'ın yanağını uzatmasıyla tam öpücekken kendini çevirmiş dudaklarımız hızla buluşmuştu. Kendimi geri çektikten sonra Alas'a sinirli gözlerle baksamda Alas'ın bu kadar tatlı bakması beni yatıştırıyor, gülmeme sebep oluyordu.
"Annem herşeyi yer Şilan. Küçükken ona en sevdiği yemeği sorduğumda bütün yemekleri sevdiğini söylerdi. Yani kafana göre takıl"
İşte bu olmamıştı. Hata hiç olmamıştı. Ne demek herşeyi sever ya. Yemek yapmayı bilsemde hangi yemeği yapıcağımı asla bilemezdim.
"Olamaz! Ne yapıcam şimdi ya bittim ben!" Telaşla yerimden kalktığımda Alas kaşlarını çatmış bana bakıyordu. "Şilan sakin ol. Doyurucak şeyler hazırla sadece annem yemek konusunu asla takmaz. Hem o burdaykende hep çalışanlar yapardı yemekleri. Asla ne yapılması gerektiğini söylemezdi" Alas biraz beni rahatlatsada hâlâ ne yapıcağım konusunda bi fikrim yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KUMA (Tamamlandı)
RomanceHer zamanki gibi güneş yine en tepesindeydi Mardin'in. Işık saçıyordu her bir evin tepesine içindeki karanlık hayatları bilmeden. Şilan'da açmıstı gökyüzü gibi gözlerini o sabaha karanlık günlerin yaklaştığını bilmeden.