Bir insanı 3 ayda ne kadar tanırsınız?
Ben onu tanımayı bırak yeniden keşfetmiştim. Bir annenin çocuğunun ilk adımını atması için sabırsızlandığı gibi sabırsızlanıyorum onun yeni bir huyunu görmek için. Her seferinde bana değişik bir tarafını göstermişti bu 3 ay içerisinde. Yanlış anlamayın gerçek kendini göstermişti. O acımasız adamın aslında ne kadar masum, sevgiye muhtaç olduğunu anlamıştım.Onu sevdiğim için, onu bulduğum için Allah'a binlerce kez teşekkür ettim. Onu bulmak hayatım boyunca başıma gelen en harika şeydi. Şimdiyse bir koltukta oturmuş zangır zangır titriyordum. Heyecan tüm bedenimi kaplamış beni elle geçirmişti. Oysa ne kolaydı ilk evliliğim. Sevdiğim adamın kalp ritmini değiştiriyor olması yetmiyormuş gibi birde üzerine düğün telaşı beni endişelendiriyordu.
Alas o kadar harika bir adamdı ki sevdiğim herkesi toplamıştı. Abimi, annemi, babamı, Havin'ni, bebişi, hata Mert ve Selen teyzeyi bile. Böyle koca yürekli bir adamdı.
"Ay Şilan hadi bak gelicek damat bey şimdi!"
Havin'nin beni dürterek kurduğu bu cümleler beni daha fazla telaşlandırmaktan başkan bir işe yaramadı.
Hızla ayağa kalıp son kez Alas'ın benden habersiz aldığı harika gelinliğe baktım.
Özel tutulan kuaför saçıma son dokunuşlarıda yaptıktan sonra hazırdım. Yani umarım öyleydim. Ailemin içeri girmesiyle başımı eğerek yanıma gelmelerini bekledim.
Ne tuhaf şey aile deyince kalbinin heyecandan deli gibi çarpması. Geldiklerinden beri onlarla hep Alas ilgilenmiş, 1 hafta bizimle kalmıştılar.
O süreç içinde onlarla nerdeyse hiç denilecek kadar konuşmuş. Zorla yüz yüze gelmiştik. Annem gözyaşları içinde ellimden tuttuğunda gözlerimi kaçırdım.
"Bazen seni seviyorum diyemez insan onun yerine; hava soğuk, sıkı giyin, der, geç yatma, erken kalkıcaksın, der.. Gözlerinden okunuyor bana kırgın olduğun. Ben öyle her anne gibi bilgili, yada cesaretli değildim. Olamazdım. Etrafımız bu kadar bataklıklarla doluyken olamazdım. Çünkü biliyordum her mücadele edişimizde o bataklığa biraz daha batıcaktık. Seni, sizi o bataklıktan kurtarmamın tek yolu o bataklıkla yaşamayı öğretmekti. Çünkü o bataklığa batma riskini alamayacak kadar çok seviyorum sizi. Hani bu koca şehire gelirken sana bir kez olsun bile gitme demedim ya. Bir an bile pişman değilim hata sevinçten, mutluluktan ağladığım bile olmuştu. O gün sen kendini o bataklıktan kurtardın. Benim seni özlemem, sana gitme demem senin hayatını kendi ellerimle o bataklığa itmem olurdu. Bak şimdi hayatına, hak ettiğin yerdesin. Sevdiğin adamlası. Her anne-baba çocuğunu sever ve onun için tüm fedakarlıklara katlanır. Çocuğu huzurlu olsun diye huzursuzluğu misafir eder evine. Kızım, deniz gözlüm sen sahip olduğun herşeyi hakettin"
Gözyaşlarımla anneme sarıldım. Geçen zamana meydan okurcasına. Anne kokusu özlemiyle. Hayatta annelerin değerini bilmek lazım. Annemiz varlığı içimizi ısıtan, yokluğu burnumuzu sızlatan kadın.. Anne şefkattir.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KUMA (Tamamlandı)
RomantizmHer zamanki gibi güneş yine en tepesindeydi Mardin'in. Işık saçıyordu her bir evin tepesine içindeki karanlık hayatları bilmeden. Şilan'da açmıstı gökyüzü gibi gözlerini o sabaha karanlık günlerin yaklaştığını bilmeden.