~~~HAVİN'DEN~~~
Bulduğum harika elbiseye hayranlıkla bakarken, herkesin Azat'ın oturduğu yere toplanmasıyla hızla oraya doğru koştum.
Azat'tı öylece yerde görünce koşarak dizlerimin üzerine oturup ağlamaya başladım.
Herkesin öylece baktığını görünce bütün sesimle "Ambulansı arasın biri!" Diye bağırdım.
Buralarda herkes Azat ağayı tanıdığı için herkes en az benim kadar endişeliydi.
10 dakikanın ardından ambulans gelmiş Azat'tı götürmüştü, bende hemen ambulansın ön koltuğuna oturup sessizce içimden dualar ediyordum.
Aklıma konaktakiler gelince hemen ellime telefonu alıp Dilan'nı aramaya başladım.
~~~ŞİLAN'DAN~~~
Avluda kadınlarla otururken içindeki bu saçma hisse meydan okurcasına birşey olmayacak diyordum.
Dilan'nın telefonunun çalmasıyla kalbim yavaş yavaş hızlanmaya başladı.
Dilan telefonu kapattıktan sora herkesin bakışlarında gezdirdi gözlerini, ağızından çıkan tek kelime "A-abim!" Deyişi oldu.
İşte şimdi içimdeki his bana meydan okuyordu, kalbimin üzerine binlerce iğne batıyormuş gibi his ediyordum.
Kalbim bom boş kalmıştı sanki atmıyordu sessiz kalmıştı küsmüştü sanki bana.
Hiç birşey yapamadım, ağlayamadım yada bağırıp içimdeki bu histen kurtulamadım, sadece bekledim sonunun kötü olucağını bilerek.
Dilan'nın koluma dokunmasıyla araba nasıl bindiğimi bile bilmeden arabadan indik.
Koşar adımlarla Azat'tın olduğu odayı sordum "A-azat bozok hangi odada?" Sesim ağladığım için anlaşılmıyordu ama hemşire anlamış olucak ki "2. Kat acilde" deyince arkama bile bakmadan merdivenlere yöneldim.
Acilin önüne gelince Havin'nin yere çökmüş bağıra bağıra ağladığını gördüm.
Bense ağlayamıyordum sanki ağlayamıyorsun ama içini sel basmış. İçin deprem,için katliam, için kıyamet...
Yavaşça Havin'nin yanına çöküp kollarımı boynuna doladım "geçicek" dedim, geçmeyeceğini bilerek.
Yavaşça ayağa kalkıp Azat'dın bulunduğu odanın camına doğru yürüdüm.
Doktorun çıkmasıyla Havine doğru koşması bir olmuştu arkama baktığımda Havin'nin yerde öylece yattığını gördüm.
Hızla yanlarına yaklaşıp "o ha-hamile" diye söyledim kendi sesimi bile zor duyduğum bir ses tonunda.
Dilan,Rojin anne, Hamit baba,Fatma abla ve bir kaç aşiretin ağası.
Herkes toplanmış Havin'ni götürdükleri tarafa doğru yürüyorlardı.
Havin'nin iyi olması için dualar etmeye başladım.
Tam bende gidicekken Azat'ın doktorunu görmemle yanına koştum.
"B-ben Azat'ın karısıyım, neyi var? İyileşecek dimi?" Diyerek doktora umut dolu bakışlarımı gönderdim.
"Bakın Şilan hanım Azat beyin zamanı yok en fazla 2 saat daha hayata kalır, size bunu bu şekilde söylemek istemezdim ama başka çarem kalmadı."
O aylarca içimde olan his artık acıtmıyordu. O kadar çok acıtmıştı ki artık his etmiyordum, oysa acı çektikçe insan olgunlaşırmış, yalan! Önce kalbin kırılır, sonra çürümeye başlarsın.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KUMA (Tamamlandı)
RomanceHer zamanki gibi güneş yine en tepesindeydi Mardin'in. Işık saçıyordu her bir evin tepesine içindeki karanlık hayatları bilmeden. Şilan'da açmıstı gökyüzü gibi gözlerini o sabaha karanlık günlerin yaklaştığını bilmeden.