Yani aslında merak ediyordum, ama bu adamın saçma sapan cümlelerine kanıp gururumu ayaklar altına almayacam.Tam 'istemiyorum!' Diyecekken iç sesim yine başlamıştı 'şimdi mi aklına geldi bir gururunun olduğu!? Kabul et!' Aslında haklıydı sanırım gururumu bir kez daha ayaklar altına alabilirdim. Yani herhalde. O değil gururumu her seferinde ayaklar altına almamda benim gerizekalılığım.
Daha fazla uzatmamak adına yavaşça Fırat beyin önünde olan sandalyeyi çekip oturdum.
Yüzüme yüzündeki sırıtışıyla bakması, midemi bulandırıyor, içimde ona karşı nefretimi çoğaltıyordu.
"Sanırım öğrenmek istiyorsun!?" Deyince içimden göz devirip 'yok öyle bir tavla oynarız diye oturdum!' Demek istiyordum.
"Emin olun öğrenmek istemesem burda sizinle bir dakikamı bile harcamam!" Deyince Fırat bey gülümsedi.
"Benden nefret ediyorsun.. evet haklısın, ama emin ol düşündüğün gibi kötü biri değilim! Sadece oğlunu koruya bilmek için ellinden ne geliyorsa yapmaya çalışan bir babayım!"
Adam o kadar derinden konuşuyordu ki. Bu sözleri beni tatmin etmesede, bu adamın şeytana pabucunu ters giydirebileceğini anlamıştım.
"Sanırım sana tüm hikayeyi anlatmadan bana inanman imkansız. Yanlış mıyım!?"
Tüm soğukluğumla "çok doğru!" Deyince başını aşağı-yukarı salladıktan sonra.
"1 ay önce bir telefon aldım Yıldız'ın (Alas'ın annesi) ellerinde olduğuna dair bir mesaj ve resim. Önce umrumda olmadı, beni, bizi zor günümüzde bırakıp giden kadına neden zor gününde yardım edeyim ki? Daha sonra bir kaç video. Yıllarca kendimi sevmiyorum diye kandırmış olduğum gerçek yüzüme bir tokat gibi çarptı. Her yerde aradım, adamlarım yerin dibine kadar baktı ama Yıldız'ı bulamadık. Daha sonra gelen telefonda Yıldız'ı bırakacakları, ama bunun için Alas'ın adamın kızıyla evlenmesi gerektiğini söylediler..."
Sözünü keserek "bu adam manyak mı? Kızı istedi diye böyle birşey yapıcak hiç kimse yoktur!" Fırat beye inanmamış bir imayla konuştuğumda beni takmamış sözlerine devam etmişti.
"Akılı kızsın Şilan! Bende aynı tepkiyi verdim. Daha sonra bu kızın Alas'ın eski sevgilisi olduğunu, ardından çok büyük bir hastalığı olduğunu öğrendim. Meğersem kız kansermiş ve 4 yıl içinde ölücekmiş. Kabul ettim. Sen daha hayatımıza girmeden hemen önce yaşandı bu olanlar, Alas'ın sana kapılacağını bildiğim için seni kaçırdım, seninle tehdit ettim, çünkü annesinin durumu iyi değildi. Alas bir kızla eveleneceğini biliyor, ama bunun benim işleri büyütmek için yaptığımı sanıyordu. Ne yaptıysam senden ayıramadım, tehdit ettim, başına silah dayadım, tüm parasını, arabasını, evini ellinden aldım ama seni bırakmadı. Bu yüzde mecbur bir şekilde ona olanların hepsini anlattım. İlk başta kabul etmedi, annesinin umrunda olmadığını yüzlerce kez tekrarladı. Daha sonra gelen videoları Alas'a izlettiğimde dayanamadı. Senden ayrılması gerekti, ve bunun için senin ondan nefret etmeni istedi. Benim salak oğlum sen ondan nefret edersen üzülmezsin diye düşündü! Ama görüyorum ki sende, Alas'ta perişan bir durumdasınız.."
Şaşkınlıktan dilim tutulmuş, masanın altında olan ayaklarım deli gibi titriyor, kalbimin kulaklarımda attıyor hata nerdeyse sevinçten çığlık atacak raddeye gelmiştim.
"Bu yüzden Şilan sende bu yalana ortak olacaksın!"
Fırat beyin kurduğu cümleye konsantre olduğumda aslında anlamadığımı idrak ettim.
"Yani?" Diye sorduğumda Fırat bey ciddi bir şekilde;
"Demek istediğim Yıldız hâlâ ellerinde. Alas senin bildiğini bilmiyor, ama bilicek. İsterseniz aşkınızı gizli bir şekilde yaşarsınız ama ne olursa olsun Alas o kızla evlenmek zorunda da kalsa bile Yıldız ordan çıkana kadar Alas o kızla oynamaya devam edecek!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KUMA (Tamamlandı)
RomanceHer zamanki gibi güneş yine en tepesindeydi Mardin'in. Işık saçıyordu her bir evin tepesine içindeki karanlık hayatları bilmeden. Şilan'da açmıstı gökyüzü gibi gözlerini o sabaha karanlık günlerin yaklaştığını bilmeden.