Huzurla kapattığım gözlerimi acıyla araladım. Saat gece 4:30 gösteriyordu. Karnımdaki ağrı resmen beni uyutmuyordu. Yerimde duramaz haldeydim. Kıvranıyordum.Ağzıma gelen ekşimsi tatla hızla yataktan çıkıp banyoya koştum. Kaldığımız odada banyoyu bulmam zor olmamıştı.
Midemde olan herşeyi çıkarmıştım, ve canım çok fazla yanıyordu. Arkadan Alas'ın saçlarımı toplayıp başımı tutmasıyla ilk korksamda sonradan kendime gelmiştim.
"Güzelim iyimisin"
Korktuğu sesinden belli oluyordu. Onu daha fazla korkutmak istemiyordum, ama midem beni rahat bırakmamış boş olsa bile öğürmeye başlamıştım.
Bir süre öylece oturdum klozetin başında. Kendime geldiğimde Alas'ın yardımıyla ayağa kalkıp yüzümü yıkadım. Sanırım hâlâ kendimi hasta his etmemin etkisinden çıkamamıştım, bir anda afallayınca Alas hızla bellimden tutarak yüzümü yıkamıştı.
Banyodan çıktığımızda kendimi yatağa atıp yüz üstü bekledim biraz. Alas gelip belimi okşayarak "bi doktora gidelim. Üşütün herhalde" deyince başımı iki yana salladım "gerek yok geçti zaten. Tatilimizi hastanelerde geçirmek istemiyorum" deyince Alas kaşlarını çatarak valizlerimize doğru ilerledi.
"Bundan sonra sana ben bakıcam. Kendine bakmayı bilmiyorsun, incecik giydiğin için hastalandın"
Valizden çıkardığı hırkayı giydirirken fırça atmayıda ihmal etmiyordu tabi.
Bu halleri hoşuma gitsede yüzümü buruşturarak kendimi yatağa bıraktım. Alas hızla gelip kollarını belime sarıp saçlarımın arasına kocaman bir öpücük bıraktı.
"Yaban gülü küsme bana, sen acı çekince canımdan bir parça koparıyorlarmış gibi his ediyorum"
Deyince hızla arkamı dönüp kollarımı Alas'a sardım. Onu böyle görmek istemiyordum. O her zaman güçlü ve korkusuzdu gözümde, onu yenik düşmüş görmek canımı sıkıyordu.
Saati umursamadan;
"Ben çok iyiyim. Bak geçti, hem ben çok acıktım hadi kahvaltı edelim"
Dememle Alas ayağa kalıp beni aniden kucağına aldı. Bu ani hareketinden sonra ağzımdan kaçan cılız bir çığlık eşliğinde gülerek beni aşağı indirdi.
O kadar güzel bir evdi ki geceden geldiğimiz için bir süre sadece etrafı inceledim. Kocaman tablolarla harika dizayn edilmiş bir yerdi.
"Etrafı inceliyecem bahanesiyle kahvaltıyı bana yaptırdınız küçük hanım. Hadi gel bu tabak bitecek!"
Alas'ın sesi beni bu renkli dünyadan koparmış normal hayata geri getirmişti.
Yavaşça olduğum yerden ayrılıp kalçamı tezgaha dayadım."Mızmızlanma alışman lazım! Nede olsa artık evlendik, bundan sonra kahvaltıyı sen hazırlayacaksın!"
Dememle Alas büyük adımlarla hızla yanıma yaklaştı elleriyle beni tezgahın arasına sıkıştırdıktan sonra
"Yok ya küçük hanım! Ben senle boşunamı evlendim kızım!"
Demesiyle hızla "ha sen benimle ben sana kahvaltı hazırlayayım diye evlendin!?" Deyince Alas çapkın bir gülüşle "yani sadece kahvaltı değil" demiş kızarmamı sağlamıştı.
Zaman, bekleyenler için çok yavaştır, korkanlar için çok hızlı, yas tutanlar için çok uzun, neşelenenler için çok kısa, ancak sevenler için zaman; sonsuzluktur. Ben şu an sonsuzluğun tadını çıkarıyordum.
~~~~
Geçen her günüm bir öncekinden daha eğlenceli geçmiş, her seferinde yeni şeyler keşf etmiştim hayata dair.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KUMA (Tamamlandı)
RomanceHer zamanki gibi güneş yine en tepesindeydi Mardin'in. Işık saçıyordu her bir evin tepesine içindeki karanlık hayatları bilmeden. Şilan'da açmıstı gökyüzü gibi gözlerini o sabaha karanlık günlerin yaklaştığını bilmeden.