Yıldız hanım yorgun bir şekilde bize bakarken gözünden bir damla yaş firar etmişti. Alas hızla annesinin yanına gidip ellini ellerinin arasına aldı.Doktor müdehale edecekken Fırat bey doktorun kollundan tutmuş yanlarına gitmesini engellemişti. Sanırım Fırat bey ciddi anlamda Alas'ın ve annesinin arasında kötü birşey geçsin istemiyordu.
Alas'ın "anne" diyen sesiyle tüm düşüncelerimden kopup onlara odaklandım.
Alas annesine bakarken gözlerinin içi parlıyor ama mesafesini koruduğu göze çarpıyordu. Annesi ve Alas rahat bir şekilde konuşsunlar diye odadan çıktık. Fırat bey Alas'ın aksine sinirliydi. Sanki birden bağırıp çağıracak, Yıldız hanıma hesap sorucakmış gibi bir hali vardı.
Ama onunda deli gibi Yıldız hanıma sarılıp, koklamak istediğini biliyordum. Kim istemez ki? Yıllar sonra sevdiğin kadını, çocuğunun annesini karşısında görmeyi?
Alas ve Yıldız hanım uzun bir süre konuşmuş, ben ve Fırat bey ise uzun uzun onları izlemiştik. Alas'ın yüz ifadesinden ne konuştuklarını anlamıyordum. Bazen kızgın bakıp birşeyler söylüyor, bazense adeta gözlerinin içi gülüyordu.
Sanırım Alas'ın benden sonra başkasına güldüğüne ilk defa şahit oluyordum. Sanırım Yıldız hanımın dönmesi hepimiz için iyi olmuştu ve olacaktı.
Koridorun başında hızlıca bize doğru koşan benim yaşlarımdaki kızın birden yere düşmesiyle hızla ona doğru koşup yerden kaldırdım.
"İyimisiniz birşeyiniz yok ya!?" Ağlıyordu delicesine ağlıyordu. Karnının şişik olmasından hamile olduğu ortadaydı ve sanırım son aylarındaydı.
"Annem, annem burdaymış. Benim onu görmem lazım. Sabahtandır bekliyorum ama kapıda duran adamlar izin vermedi. Lütfen yardım et!"
Kız ağlayarak durumunu anlatmış ve o bahs ettiği adamların Fırat beyin adamlar olduğunu anlamam uzun sürmemişti çünkü bir sürü halinde bize doğru geliyorlardı.
Hızla kızı arkama alıp adamların karşısına geçtim. Biliyordum beni dinlemeyeceklerdi ama bu umrumda bile değildi çünkü zavallı kız hamile halliyle ağlıyor, benden yardım istiyordu.
Bir adamın hızla "Şilan hanım arkanızdaki bayanı tanımıyoruz ve kendisinin burda olması Yıldız hanımın güvenliği için doğru değil! İzniniz olursa kadını çıkarıcam!?" Deyince şaşkınlıkla adama baktım, bu adam beni nerdem tanıyordu ki?
"Hayır iznim yok! Siz kimsiniz ya kız annesini görmek istiyor. Yıldız hanımla ne ilgisi var burası hastane. Herkes istediğini gelip görmekte özgür buna karışamazsınız!"
Adam başını aşağı-yukarı salladıktan sonra "haklısınız Şilan hanım fakat hanım efendi Yıldız hanımın kızı olduğunu iddia ediyor!" Bu sözleri duyduğumda hızla arkamı dönüp kıza baktım.
Kız o kadar masum görünüyordu ki, onun Yıldız hanıma zarar vericeği aklımın ucundan bile geçemezdi. Sakince kıza bakıp "kimsin sen?" Diye sorduğumda kız beni dinlemeden hızla itmiş beni yere düşürmüştü.
Koşarak yıldız hanımın odasına girecekken çıkan Alas'la çarpışmış, bir süre yüzünü inceledikten sonra Alas'ı itip odaya girmişti.
Şok olmuş bir şekilde olanları izlerken Alas'ta olduğu şoktan dolayı bir süre kızın arkasından bakmış daha sonra odaya doğru hızla koşan korumaları durdurmuştu.
Alas'ın gözü gözlerime çarptığında koşarak yanıma gelip yüzümü sıcacık olan avuçlarının içine aldı.
"Şilan iyimisin? N'oldu sana?" Diye telaşlı bir şekilde sorduğunda gülümseyerek
"kaldırıcak mısın artık beni?" Diye sorduğumda Alas ayağa kalkarak ellini uzatmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KUMA (Tamamlandı)
RomanceHer zamanki gibi güneş yine en tepesindeydi Mardin'in. Işık saçıyordu her bir evin tepesine içindeki karanlık hayatları bilmeden. Şilan'da açmıstı gökyüzü gibi gözlerini o sabaha karanlık günlerin yaklaştığını bilmeden.