Yukardaki fon müziğini açarak okuyun. Ben onu dinleyerek yazdım ;)
'Ayrılalım' beyinimde yankılanan 9 harf, tek kelime beni yıktı.
Kalbim cayır cayır yanıyor, içine bir kor ateş girmiş çıkmak bilmiyordu.
Gözlerine baktım, şaka olması için içimden dualar ederken yaptım bunu. Yüzündeki hüzün içimi acıtı. O kadar çok acı çekmiştim ki her acıyı burda sizlere bir şekilde anlatarak, içimi dökerek anlatmıştım.
Farklıydı, nasıl anlatılır? Nasıl dökülür bilmiyordum. Tek bildiğim bu sefer dökersem, birlikte toplayacak kimsemin olmaması.
Alas'a kızgınım, biliyorum bu ayrılığın bir sebebi var, belkide kendimi kandırıyorumdur ama beni sevmediğine inanmamı kimse beklemesin benden.
"Birini gerçekten sevdiğinde kim ne derse desin savaşmaya değer. Sen şimdiden teslim oldun Alas. Ortada savaş bile yokken, sen teslim oldun"
Ne kadar güçlü olmaya çalışsamda, gözyaşlarım bana meydan okurcasına akıyor, hıçkırıklar boğazıma takılıyor.
Alas sustu, sadece sustu içimde kıyamet koparken, içimde deprem olurken, kalbim parçalanırken sustu. Oysa o kalbin içinde o vardı. Yanmadımı canı? Ya yandıysa? Benim yüzümden canı yandıysa ne yaparım ben? Kıyamama ki ben ona.
Gözlerimin içinde bir akarsu var sanki, göz kapaklarımı açsam yüzümü sel basacak. Kalbimde bir cam parçası var sanki, nefes alsam kanatacak. O gözlerinde huzur bulduğum adam gözlerime bakıyor ama bu sefer huzur vermek için değil, o huzuru benden almak için.
Korkuyorum! Verdiği sözleri tutamamasından değil, bana verdiği sözleri gün gelipte bir başkasıyla yaşamasından.
Ben şoktayken, kalbim paramparçayken odadan gitti. Bari kalbimi bırak, nefes alamıyorum diyemeden, gözümün önünde, o odaya girdi.
Simge'nin kaldığı odaya.
Edemem, ne yaşadığımı canımın nasıl yandığını, size tarif edemem. Üzgün değilim, kızgın değilim, içimde olan duygu ne biliyor musunuz? Aldatılmış gibi his ediyorum.
O odaya girmesi bizi bu gece, ay ışığında bittirdi. Bu git demekti. Sevdiğim adam, uğruna canımı yaka yaka birleştirdiğim kalbimin parçalarını tekrar yerinden söken adam, kirpiklerimi kurumaya alıştırıp, üzerine gözyaşı döken adam.
Dona kalmış bir şekilde öylece odanın kapısına bakıyordum. Böyle bitmememeliydi, biliyorum birşey vardı, belki babası yüzündendi bu yaptığı.
O benden vazgeçsede ben yapamazdım. Belliki beni, bizi korumak için yapıyordu. Ama buna izin vermeyecektim. Hiç birşey umrumda bile değil. Hızla o odanın kapısını açtım.
Açmasaydım...
Gözlerim kör olsaydı o an, o odada can verseydim de bu kapıyı açmasaydım. Sadece baktım.. nefesim kesilene kadar, kalbim durana kadar, acıyı illiklerime kadar his edinceye dek.
Bana huzur veren, her nefesim kesildiğinde bana nefes veren dudakları, şimdi bir başka dudaklara hizmet veriyordu.
Bitti..
Kabimde kalan son parçalar haykırarak 'bitti' diyordu 'çek git, kendine bu acıyı çektirme' diyordu. Ayaklarım kalbime meydan okurcasına yerinde durmuştu. Yaptığı tek şey öylece titremek, beni kendime getirmek ister gibi titriyordu.
Donuk bir yüz ifadesiyle döndüm arkamı, gözlerim dolu dolu, hata öyle dolu ki herşey bulanık görecek kadar. Kırpmıyordum, göz kapaklarımın yorulduğunu biliyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KUMA (Tamamlandı)
RomanceHer zamanki gibi güneş yine en tepesindeydi Mardin'in. Işık saçıyordu her bir evin tepesine içindeki karanlık hayatları bilmeden. Şilan'da açmıstı gökyüzü gibi gözlerini o sabaha karanlık günlerin yaklaştığını bilmeden.