"Aslında bakarsan benimkininde senin hikayen gibi mutlu bir yanı yok. Bir şirketim var annemden kalma. Annemi çok küçük yaşta trafik kazasında kaybettim. Aynı arabadaydık, hata belkide ben o an 'anne' demeseydim şu an yanımda bile olabilirdi. Neyse, anneannem bana küçüklüğümden beri bakıyor ben annemin ölümünden kendimi sorumlu tusamda o hiç bir zaman böyle düşünmeden bana baktı. Aslında bakarsan anneannemin çalışmaya ihtiyacı yok, ama kendini böyle iyi his ettiği için ona küçük bir pastane açtık... daha önce aşık oldum. Ama birgün eve girdiğimde kardeşim dediğim adamla birlikte..."Sözünü kestim "tamam, anlatmak zorunda değilsin!" Mert'in bu kadar ağır şeyler yaşamış olması aklımın ucundan bile geçmemişti.
İçimden geldiği için kollarımı Mert'tin boynuna sardım. Hemen karşılık vermiş, hata gözünden düşen gözyaşı boynuma damladı.
Bir süre öyle kaldığımızda Mert kendini toparlamış, ardından yüzünde kocaman bir gülüş meydana geldi "neyse ya, dediğim gibi hayat değmeyecek insanlar için üzülmeyecek kadar kısa!" Deyince hafif bir şekilde gülümsedim.
"Sanırım kalksam iyi olacak hem yarın erken kalkmam gerek" dediğimde Mert hiç itiraz etmeden benimle birlikte otelle doğru yürüdü.
Kapının önünde ayrıldığımızda kendimi hızla odama attım.
Başka insanların acısını gördükçe, benim acılarım daha kolaymış gibi geliyor. Ya ben Alas'ı o kızla birlikte yakaladaydım? O zaman bu çektiklerimin acısına acı bile denmezdi. Alas benden ayrıldıktan sonra o kızla birlikte olduğu için nerdeyse sevinecektim.
Daha fazla saçmalamamak adına üzerimdekilerden kurtulup kendimi yatağa attım. Sanırım ilk günden işe geç gitmek istemem.
Gözlerim tam kapanacakken aklıma Alas geliyor ve gözlerim tekrara açılıyordu. 'Kesin birlikte uyuyorlardır!' İç sesimle yine bir kavgaya girmiştik ve sanırım galip o geliyordu.
Alas yapmaz öyle şey değil mi!? Başkasıyla birlikte uyumaz!?
'Aynen Şilan'cım öpüşe bilir ama uyuyamaz' iç sesim beni sinir etmeye devam ederken uyku ağır başmış sonunda gözlerim kapandı.
Gözlerimi açtığımda saat 8.30 gösteriyordu. Hemen kalkıp kısa bir düş aldım. Giyecek hiç birşeyim olmadığı için 3 gündür, evet yanlış duymadınız 3 gündür aynı kıyafetleri giyiniyorum.
Bunun böyle olmayacağını biliyorum, alışveriş şart.
Hazır olduğumda hızla kendimi dışarı attım. Pastanenin yakınlarda olması benim için avantajdı, hem sabah sporuda yapıyormuşum gibi his ediyordum.
Sonunda pastaneye yetiştiğimde Selen teyze bana kocaman gülümsemesiyle bakıyordu. Mert'in aksine koyu mavi gözleriyle bana Alas'ı anımsatıyordu. Her yerde herşeyde karşıma çıkmasından nefret ediyorum, ama elimde olan birşey değil. Ona olan nefretim azıcık bile olsa azalmadı ve azalmayacakta bunu gayet iyi biliyorum.
"Günaydın kızım" Selen teyzenin neşeli bir şekilde söylemesi bana dün içeri dalan Mert'ti hatırlattı.
"Günaydın Selen teyze" diyerek hemen tezgahın üzerinde olan bezi alıp içerde çok az ve küçük olan masaları silmeye başladım.
"Mert'le iyi anlaşmışsınız?" Diye sorunca Selen teyzeye gülümseyerek baktım "evet, Mert gerçekten çok eğlenceli. Sanırım iyi arkadaş olduk" dediğimde Selen teyzenin gülümseyerek kısık bir sesle 'güzel' dediğini duydum.
Pazar olduğu için pek müşteri olmasada önceden gelmiş siparişleri yetiştirmeye çalışıyorduk. Sanırım en çok gelen sipariş doğum günü pastasıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KUMA (Tamamlandı)
RomanceHer zamanki gibi güneş yine en tepesindeydi Mardin'in. Işık saçıyordu her bir evin tepesine içindeki karanlık hayatları bilmeden. Şilan'da açmıstı gökyüzü gibi gözlerini o sabaha karanlık günlerin yaklaştığını bilmeden.