Onu hiç böyle görmemiştim. Şimdi deli gibi bağırıp hesap sormak istiyordum, ama konuşamıyorum, konuşmak istiyorum ama olmuyor.Simge yavaşça Alas'a yaklaşıp kollarını boynuna doladı. İşte o an kalbim ağrıyor, canım yanıyor, gönlüm kırık.
Biraz daha kalamayacağımı anladığımda tam yukarı çıkıcakken Alas'ın ağzından çıkan o kelime durmama sebep olmuştu.
"Burda neden kalmana izin verdim ikimizde biliyoruz! Eğer Şilan'nın senin yüzünden üzüldüğünü görürsem hiç birşey umrumda bile olmaz! Sakın ama sakın unutma mecbur kalmasam, değil burda kalmak, kapının önünden bile geçemezdin. Şimdi kaybol gözümün önünden!"
Alas'ın dönmesiyle göz göze gelmemiz bir olmuştu. Alas hızla yanıma yaklaşınca koşar adımlarla odaya girip kapıyı kapattım.
Gözlerimden hâlâ yaşlar akıyor, hiç birşey anlamıyorum. O kızı, eski sevgilisini, uğruna ağladığı kızı bizim yaşadığımız evde tutmasının ne gibi bir açıklaması olur merak ediyorum.
Kapının çalmasıyla Alas; "Şilan aç şu kapıyı konuşalım!" Diyince sinirim ikiye katlandı.
"Ne konuşucam seninle? Yoksa bana hâlâ Simge'yi unutamadığınımı söyleyeceksin!?" İmayla söylediğim bu sözler onu daha fazla sinirlendirmiş olucakki kapıya daha sert bir şekilde vuruyordu.
"Şilan açacak mısın!? Yoksa kırayım mı!?" Diye çok ciddi bir şekilde sorunca. Umrumda olsada, olmamış gibi yapıp; "kırarsan kır!" Diye bağırmamla kapının açılması bir oldu.
Alas hızla yanıma yaklaşınca bir an bana zarar vericeğini düşünsemde, yanıma hızla gelip kollarını bellime sardı.
Karşılık vermedim! Vermiyecektim de, hata bana herşeyi anlatmadan onunla konuşmayacaktım bile.
Hızla Alas'ı itip "uzak dur benden Alas. Sencede bana bir açıklama borçlu değil misin!?" Diye sert bir şekilde sorduğumda Alas yüzümü ellerinin arasına alıp; "haklısın, artık birşeyleri öğrenme vaktin geldi, ama şimdi değil yaban gülü. En azından bu akşam değil!" Deyince sinir tüm bedenimi elle geçirdi.
"Alas sen şaka mısın!? Eski sevgilin, hata belkide hâlâ aşık olduğun kız yaşadığımız evde kalıcak, ve sen bana birşey sorma diyorsun!"
Alas sinirlenmişti bunu göre biliyordum, ama bende sinirliydim ve şu an Alas'ın sinirli olması umrumda bile değildi.
Biran önce bu odadan çıkmak istiyordum ve öylede yapıcaktım.
Alas tüm siniriyle "gerçekten hâlâ o gereksize aşık olduğumumu düşünüyorsun!? Hemde ben senin aşkınla dünyaya geri dönmüşken!?" Tüm siniriyle bağırdığı bu sözler beni derinden yaralasada umrumda olmadan kendimi dışarı attım.
Ne yaptığımı bile bilmiyordum. Merdivenlerden aşağı indiğimde Simge'nin ellinde kahvesiyle bana baktığını gördüm.
Yalandan bir üzüntüyle "umarım benim yüzümden tartışmamışsınızdır!?" Deyince yüzümde yalandan bir gülüşle "ne münasebet!? Ben hava almaya çıkmıştım, ama seni görünce vazgeçtim!" Deyip tekrar yukarı çıktım.
Alas'ı merdivenlerin başında görünce bana ne oldu bakışı attığı için cevap verme gereği duyup "o kız kavga etiğimizi öğrenip, birde üzerine sevinmesin diye seninle tartışmayacam. Hı sakın seninle aramızın iyi olduğunu düşünme. Bana herşeyi anlatmayana kadar iyi falan değiliz!" Deyince Alas çapkın bir gülüşle yanıma yaklaşınca kendimi geri çekicekken Simge'nin bizi izlediğini görüp kollarımı Alas'a sardım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KUMA (Tamamlandı)
RomanceHer zamanki gibi güneş yine en tepesindeydi Mardin'in. Işık saçıyordu her bir evin tepesine içindeki karanlık hayatları bilmeden. Şilan'da açmıstı gökyüzü gibi gözlerini o sabaha karanlık günlerin yaklaştığını bilmeden.