Karşımda kapıya yaslamış bana sırıtarak bakan Alas'ı görmemle Gözlerimi şaşkınlıkla açıp "Alas!" Diye sorduğumda Alas sırıtarak "tanrı misafir kabul ediyor musun?" Deyince sırıtarak "senin burda ne işin var!" Diye sitem edercesine sorduğumda Alas gözlerini kısarak "kokusunda can bulduğum yaban gülümü özlemiş olamaz mıyım!?" Deyince başımı öne eğerek kapıyı tamamen açtım.İçeriye adım atar atmaz odayı incelemeye başladı ve burda kalmamam gerektiğini, yüzüncü söyleyişiydi. Oysa gayet lüks bir oteldi ve Alas'ın saydığı şeylere kusur bile denmezdi.
Ellimle Alas'ın ağzını kapatarak "Alas çok uykum var!" Deyince Alas birden odada olan küçük koltuktan kalmış hızla ve beklemediğim şekilde beni kucağına almıştı. Ağzımdan bir çığlık kaçtığında Alas sesli bir şekilde gülüp beni yatağa bıraktı.
Gözleri üzerimde gezdiğinde, eşofmanımın üzerinde olan çizgi romanlara bakarak başını iki yana sallayıp güldü.
Utanarak ve somurtarak baktığımda Alas üzerinde olan ve asla rengi değişmeyen siyah tişörtünü hızla çıkarıp yanıma uzandı ve beni kollarının arasına alıp başımın üzerine bir öpücük bıraktı.
Bense şaşkınlıktan ne yapıcağını bilmez haldeydim. Alas'ın sıcak bendeni benim cayır cayır yanan bedenime değiyor nefes alamaz gibi oluyordum.
Başımı Alas'ın göğüsünden kaldırıp yüzüne baktığımda Alas'ın gözlerini kapatmış olduğunu gördüm.
Bende daha fazla bu şekilde kalamayacağımı anladığımda hızla gözlerimi kapatım.
~~~
Gözlerimi araladığımda bir çift mavi gözün gözlerimin içine baktığını görmemle hızla doğruldum.
Uyku sersemliğiyle bir an Alas'ı unutmuş hata korkmuştum. Alas kaşlarını çatarak hemen yanıma gelmiş beni kollarına sarmıştı.
"Meleğim iyimisin?" Deyince başımı evet anlamında salladıktan hemen sonra Alas'a sıkıca sarılmış tenimin tenine karıştığını his etmiştim.
Birden Alas'ın hâlâ çıplak olduğunu hatırladığımda başımı hızla çektim ve kendimi yataktan attım.
Sanırım bu kadar cesaretli olup Alas'ın çıplak göğüsüne, tam yaban gülü yazan dövmenin üzerine uzanmam cesaretimi kanıtlayacak cinstendi.
Alas başını arkaya yaslayıp derin bir nefes çekti. "Niye kaçıyorsun!?" Deyince hiç geciktirmeden "yo hayır kaçmıyorum" dedim ve dediğim gibi pişman oldum. Çünkü Alas tüm kaslarıyla birlikte hızla yanıma gelmiş ve yavaşça yüzüme yaklaşmıştı.
Cep telefonum çalınca hızla kendimi çekip "telefon!" Dediğimde Alas umursamaz bir şekilde bir adım daha öne geledi, kollarını belime sarıp beni kendine hızla çekip dudaklarımın dudaklarına değimesine çok az kalmışken telefon tekrar ve tekrar çalmış Alas'ı sinir etmişti. Bu sefer Alas hızla telefonu alıp "ne istiyorsun kardeşim sabah sabah bir susmadın!" Deyince ben şaşkınlıkla Alas'ın ellinde olan telefonuma baktım.
Alas bir süre karşıdaki kişiyi dinlemiş ardından özür dileyerek telefonu bana uzatmıştı. Gerçekten Alas'a özür dileticek kişinin kim olduğunu merak ediyorum.
Hızla telefona baktığımda ekranda yazan Selen teyze yasızını görmemle korku dolu gözlerle Alas'a baktım. Alas hiç birşey demeden telefonu işaret etti.
Hızla ve utançla telefonu kulağıma götürdüm. "Günaydın Selen teyze. Ayrıca biraz önce olanlar yüzünden ciddi anlamda özür dilerim" dediğimde karşı taraftan gelen gülme sesiyle rahat bir nefes almıştım. "Önemli değil deli kız. Burası çok karabalık oldu. Biliyorum hastasın ama kendini daha iyi his ediyorsan gelebilir misin?" Deyince hiç düşünmeden "hemen geliyorum Selen teyze" deyip telefonu kapattım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KUMA (Tamamlandı)
RomanceHer zamanki gibi güneş yine en tepesindeydi Mardin'in. Işık saçıyordu her bir evin tepesine içindeki karanlık hayatları bilmeden. Şilan'da açmıstı gökyüzü gibi gözlerini o sabaha karanlık günlerin yaklaştığını bilmeden.