Ağzından çıkan kelimelere gözle görülmeyecek bir şekilde şaşırmaya çalışsamda olmadı.Alas'ın ağzından çıkan kelimeler şunlar olmuştu.
"Bilmiyorum, kız kardeşim öldükten bir ay sonra ortadan kayboldu. En son duyduğumda yurt dışında yaşıyormuş. Zaten o zamandan beri haber almadık. Gerçi almakta istemedim. Bizi zor zamanımızda hiçe sayıp çekip gitti. Artık gelse bile umrumda olmaz!"
Şaşkınlığımı gizleyemiyordum. Ve ayrıca inanmak istemiyordum. O kadar iyi bir kadın neden ailesi zor durumdayken çekip gider ki?
"Alas belki mecbur kalmıştır?" Diye sorunca Alas buruk bir gülümsemeyle "ben kendimi çok kandırdım o yalanlarla!" Deyince daha fazla onu üzmemek için hiç birşey söylemeden sıkıca sarıldım Alas'a.
Zaman geçmiyor ve ayrıca hiç uykum gelmiyordu. Alas tatlı tatlı uyuyunca kaldırmaya kıyamasam da artık dayanamıyordum. Ve çok fazla sıkılıyordum.
"Alas, Alas uyan!" Diye sarstığımda Alas biraz kıpırdadıktan sonra gözlerini aralamış ve bana şaşkın bir şekilde bakmıştı.
"Birşey mi oldu!?" Diye telaşlı bir şekilde sorduğunda başımı hayır anlamında salladıktan sonra "Alas ben çok sıkıldım!" Dediğimde Alas yüzüme ciddimisin bakışı attıktan sonra, artık yağmur yağmayan dışarıya göz gezdirdi.
"Hadi çıkıp biraz etrafa bakınalım" deyince heyecanla kendimi dışarı attım.
Etrafta sadece ağaçlar ve ürkütücü sesler vardı. Alas bir an ellimi tutunca affalasam da daha sonra aklıma Alas'ın ani hareketler yapmasına alışmam gerken bir not yazdım.
Biraz ilerlediğimizde hiç birşey olmadığı için arabaya geri dönmüştük.
Alas bir daha araba tamircilerini aramış biraz sert konuştuğu için yarım saate geleceklerini söylemiştiler.
Ben yol boyunca uyuduğum için pek uykum olmasada Alas'ın uykusu olduğu kesindi. Çünkü ikide bir gelmediler deyip duruyordu.
Ayrıca gözlerinin kızarması onu uyandırdığım için suçluluk hissi vermişti.
Sonunda tamirciler gelmiş ve bir saatte öyle geçmişti. Sabahın ilk saatlerinde tamirciler işlerini sonunda! Bitirmiş ve eve gitmek için yolla koyulduk.
Zaten çok uzun bir mesafe kalmadığı için kısa bir sürede eve yetişmiştik.
Eve girdiğimiz gibi Alas kendini koltuğa atıp gözlerini kapattı. Yorgun, hata çok yorgun olduğunu bildiğim için birşey demeden üzerine birşey örtükten sonra kendimi mutfağa attım.
Mutfağa girmemle çığlık eşliğinde çıkmam bir oldu. Alas'ın köpeği bir anda karşıma çıkınca koşarak odaya girdiğimde, köpekten dolayı korktuğum yetmiyormuş gibi birde üstüne Alas'la çarpışmış birlikte yere düşmüştük!
Alas telaşla "birşey mi oldu? Hı iyimisin!?" Deyince hemen yanımızda kocaman köpeğin bize baktığını görmemle bağırarak Alas'a sıkıca sarılıp başımı boynuna gömdüm.
Yerde Alas'ın üzerinde olduğum için Alas hâlâ köpeği görmemiş ve beni sakinleştirmeye çalışıyordu.
Birden beni üzerinden kaldırmasıyla arkasına baktı köpeği görmesiyle bana sinirle bakıp "Şilan ciddimisin!?" Diye sorunca Alas'ın arkasına geçip köpeğe baktım.
"Alas götür şu küpeği!" Deyince Alas hafif gülümsedi daha sonra beni kucağına alarak koltuğa indirdi.
"Bu böyle olmayacak! Ayrıca ona bir daha köpek deme!" Dedikten hemen sonra gözlerim kocaman olmuş bir şekilde açıldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KUMA (Tamamlandı)
RomanceHer zamanki gibi güneş yine en tepesindeydi Mardin'in. Işık saçıyordu her bir evin tepesine içindeki karanlık hayatları bilmeden. Şilan'da açmıstı gökyüzü gibi gözlerini o sabaha karanlık günlerin yaklaştığını bilmeden.