Günün Şarkısı: Flört 🎤 Bir Tek Sen Gelmedin
13. GÜN: "BEKLENEN"
***
"Bir tek sen gelmedin yanıma, neden?
Yoksa beni hiç mi sevmedin?"Mayıs'ın 27'si
Merhaba defter,
Uzun zamandır sana yazamadım çünkü kendimi dış dünyaya kapatıp sınava çalıştım. Kendimi o kadar soyutladım ki ne kızlarla konuşabildim ne de sevdiğim adamın yüzünü gördüm bir kez olsun. Sadece birkaç kez kütüphanede denk geldik. O da benim gibi sınava çalışıyordu hep. Bazen iyi şeyler için fedakarlıkta bulunmamız gerekir, biz de onu yapıyorduk işte. Zaten sınava da bir elin beş parmağını geçmeyecek kadar az gün kalmıştı.
Bugünse dört yıldır gittiğim okulumun son günüydü. Mezun oluyorduk ve bu içimde küçük bir sızının oluşmasına sebep oluyordu. Binbir emekle gittiğim okulumun son günü. Artık o okulun koridorlarında dolaşamayacak olmak üzüyordu beni. Her güzel şeyin olduğu gibi bunun da bir sonu vardı tabii.
Çalan telefonum ile çayımı başına dikip boğazımı temizledim. "Efendim?"
"Asya, daha çıkmadın mı sen?" dedi telaşlı sesiyle Beyza. Aslında arayan Dünya'nın telefonuydu. Demek ki yan yanaydılar. Kuaförde buluşup saçlarımızı yaptıracaktık ama ben biraz geç kalkmıştım, hâliyle kahvaltı da biraz gece kalmıştı.
Anneme bakıp bir peynir attım ağzıma. "Yo," dedim gevşek gevşek. "Çay içiyorum."
Hattın öbür ucundan bir feryat yükseldi. "Kız sen beni deli mi edeceksin?" diye çığırdı Beyza. Sesi oldukça öfkeli ve asi geliyordu. "Biz toplandık kuaföre geldik. Hanımefendi evde keyif mi yapıyor?"
Fındık ezmesinden biraz alıp ekmeğime sürdüm. Bir nevi seni takmıyorum esamesi veriyordum. "Geliyorum ya tamam," deyip ağzıma attım koca lokmayı. Ekmek yüzünden boğuk çıkan sesimle, "Siz başlayın yaptırmaya, benim saçım uzun en son ben yaptırırım," diye öneri sundum ortaya.
Sanırım telefon hoparlördeydi. Hepsi birden, "Çabuk ol!" diye bağırdılar çünkü. Aman, diyerek kapattım telefonumu. Annem soran gözlerle bakınca, "Boşver anne ya, bizim kızlar gitmişler kuaföre, beni de çağırıyorlar," dedim ayağa kalkıp yeni bir çay koyarken.
Annem kendi bardağını da uzattığında onunkini de doldurdum. "Siz randevu almadınız mı, niye bekletiyorsun arkadaşlarını?"
Herkesin bana çabuk ol, demesi damarımı attırdığı için çayı tek seferde yutup ayağa kalktım. "Aman anne ya," dedim ağzıma bir salatalık daha atarken. "Sanki bütün kuaför durdu beni bekliyor, siz de bir alemsiniz. Of ya, adam gibi kahvaltı bile yaptırmadınız."
Annem kendi çayına şeker atıp karıştırırken dönüp sert sert baktı bana. "Asya," dedi uyarır gibi. "Geleceğum yanina, terlik geleyi az kaldu."
Onun sinirlenince ortaya çıkan aksanına gülerek, "Aman diyeyim Seyhan Sultan, acı bana ne olur," dedim annemin gül yanaklarını öperken. "Beni o silahla vurma!"
Annemin maviş gözlerine sevgiyle bakarak geri çekildim. "Git kurut saçlarını haydi, mezuniyetine geç kalacaksın. Arkandan çok gülerler sonra."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ASYA'NIN AYNASI
Roman d'amourO, Ateş'ti. Kaçsam donacaktım, dokunsam yanacaktım. Ben de Rumi'nin dediğini yaptım. Hamdım, piştim, yandım. * 11.08.19