21. GÜN: "SEYAHAT"

133 13 3
                                    

Bölüm Şarkısı: Cem Adrian 🎤 Her Şey Seninle Güzel

21. GÜN: "SEYAHAT"

***

"Her şey seninle güzel; duyduğum bu ses bile.
Yalnız içtiğim su değil, aldığım nefes bile.
Her şey seninle güzel; yolda yürümek bile.
Olmayacak düşlerin peşinden koşmak bile."

Ekim'in 15'i

Merhaba defter,

Ateş'in tutuşturduğu meşale yanmaya başlayalı altı gün oldu. Dünya kendi ekseni etrafında altı turunu tamamladı, Ekim ayı yarılandı, yüz kırk dört saatime sahip oldu.

Altı gün.

Aslına bakılacak olursa, henüz bir hafta bile değil. Ne saçma değil mi? Bu kadar heyacanlı olmam yani. Çok saçma, mantık çerçevesinden çok uzak. Ateş beni diri diri yakıyor resmen. İşin en ürkütücü tarafı ise, ben küle karışmaktan gurur duyuyorum.

"Yavrukuş!"

Elimle küçük el çantasına biraz daha bastırıp cevap verdim Beyza'ya. "Efendim, balım?"

"Saat geliyor," dedi odamın kapısında göründüğünde. "Çantan hazırsa kapının önüne koyalım da birkaç lokma bir şeyler yiyelim. Yol uzun, biliyorsun benim midem bulanıyor otobüste."

Son kelimeyi imalı ve sinirle söyleyişine göz devirerek baktım. Ne var yani uçağa binmek beni tedirgin ediyorsa? Hayır defter, fobi gibi değildi benim hissettiğim. Daha önce hiç binmediğim için ürküyordum daha çok. Ürktüğüm için de geriliyordum. Aman canım AŞTİ'nin suyu çıkmadı ya?

Kızlar ne kadar uçakla gitmek isteseler ve sayıca çokluk olsalar da bu evde demokrasi yoktu. Bu evde Asya Karay'ın kuralları geçerli idi. Benim oyum, beş oy değerindeydi. Ve ben katiyen uçağa falan binmezdim.

Hep beraber ayaküstü bir şeyler atıştırdıktan sonra sırt çantalarımızı aldıktan sonra dışarı çıktık. Sözüm meclisten dışarı, Zühal tekerlekli bir bavul almıştı. Süslü Kokona, ne olacak? Sanki yıllık izne çıkıyor.

Kapı ağzındaki kontrol takıntım, her zamanki gibi baş gösterince kızlar çıldırmaya başlayana kadar evin içini turladım. Bu huyum küçüklükten gelen bir şeydi: tam evden ayrılırken deli gibi kötü senaryoları düşünmek. Acaba su vanasını kapattım mı, acaba televizyon kapalı mı, acaba açık cam var mı? Kafamda milyonlarca deli soru.

"Taksi gelmiş," dedi Burçak, benim huyumu bildiği için kapının önünde beklemektense sokağa çıkınca, apartmanın içine doğru bağırarak. "Gelin artık, ne oyalandınız!"

Ateş'lerin evinin kapısına vurarak onları dışarı çağırdık. Bizim gibi mazeretleri olmadığı için on saniye içerisinde yanımızda bittiler.

Ne sanıyordun defterim, Ateş ile başbaşa Giresun tatili yapacağımızı falan mı? Fazla hâyâl görme gündüz gözüyle, uykun varsa git uyu.

Bir deftere, "Git uyu," mu dedim ben?

Burası son seviye. Eşikten geçtiğim an delirmiş oluyorum. Zira şu an delirmenin eşiğinde oturmuş, ne yöne gitsem diye düşünüyorum. Ve bunların hepsi o esmerin suçu.

Benim Esmer'im.

Kendimi tutamayıp kıkırdadım. İnşallah bu şeyin sonunda üzülen taraf yine ben olmazdım. Zaten arkadaşıma ihanet ediyormuş gibi hissediyordum ve bu hisse mani olamıyordum, bari yüreğim de yara almasındı.

ASYA'NIN AYNASIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin