Günün Şarkısı: Badem 🎤 Sen Ağlama
20. GÜN: "SEN"
***
"Sen ağlama, bir damla gözyaşın yeter.
Sen ağlama gülüm; gamzende güllerin biter.
Yollarıma taş koysalar, döneceğim.
Gözlerinden yaşlarını sileceğim."Ekim'in 9'u
Merhaba defter,
Bugün fazlasıyla mutlu ve hayat doluyum. İstanbul'a gitmiş, ailemi ziyaret etmiştim. Küçük kardeşim Yiğit'i, annemi ve babamı çok özlemişim. Hafta sonunu uzun zamandır görmediğim Dünya ile geçirip bol bol deniz havası aldım. Ne kadar kalabalık ve gürültülü olursa olsun, İstanbul misafirini hayat dolu bir şekilde karşılıyordu. İçimdeki hasret bir nevi dinince kendime gelmiştim.
Önümdeki defteri açıp geçtiğimiz dersin notlarını şöyle bir gözden geçirdim. Biyokimyanın bir alt dersini alacaktık birazdan. Ders amfide olacaktı, daha iyi görebilmek adına ortalarda bir sıraya geçip oturmuştum.
Hipofiz bezinin salgı hormonlarına göz atarken yan tarafımda bir hareketlilik fark ettim. Başımı kaldırıp bakınca, simasını bildiğim fakat ismini çıkartamadığım bir kızla karşılaştım.
Ona baktığımı anlayınca, "Merhaba," dedi çekingen bir sesle. Bu dönem başında gelmişti okula yatay geçişle. Altmış kişilik sınıfta ismini aklımda tutmam elbette ki mümkün değildi.
"Merhaba?" dedim yüzümde samimi bir tebessümle, sorar gibi.
"Şey ben..." Utangaç ve heyecanlı bir yapısı olduğunu daha önceden ayırt etmiştim. "...Ders notlarım eksik de, rica etsem son dersin notlarının fotoğrafını alabilir miyim senden?"
Masada duran defterin önceki sayfasını açıp ona doğru uzattım. "Alabilirsin tabii ki. Normalde satıyoruz notları dışarda, eğer lazım olacaksa fotokopi odasından alabilirsin."
Cebinden çıkardığı beyaz renkli telefonu ile notların fotoğrafını çekişini izledim bir süre. Orta boylu, kumralca bir kızdı; iri ela gözleri ile oldukça kırılgan duruyordu. Nedense bir an kanım kaynadı ona, arkadaş olabiliriz diye düşündüm. Fakülteden pek arkadaşım yoktu. Elbette selamlaştığım birkaç kişi vardı ama onları dost diyerek nitelendiremezdim. Zaten sıcakkanlı biri değildim pek, öyle kolay kolay gidip de arkadaş edinemezdim. Sadece bu kız gözüme fazla sempatik gelmişti.
Elimle yanımdaki yeri gösterdim. "Eğer oturacak bir yer bulmadıysan kendine, benimle beraber oturabilirsin."
Fotoğraf çekme işi bitince telefonu cebine attı. İnce kaşları kuşkuyla çatıldı bana bakarken. "Hayır bir yer bulmadım," dedi kısık sesle. Bir süre etrafına baktı, amfi oldukça doluydu. Alttan ders alan üst dönem öğrencileri de vardı. "Oturayım o zaman."
Yanıma oturunca elimi uzattım kıza doğru. "Bu arada tanışmak nasip olmadı. Ben Asya."
Tereddütle bir elime, bir de yüzüme baktı. En sonunda elimi kavradığında yüzünde silik bir tebessümün izleri vardı. "Memnun oldum, Ceylan ben de."
Biyokimya dersinin hocası her daim biraz geç gelirdi. Bu yüzden Ceylan ile sohbet edip tanışmak istedim. "Ben de memnun oldum Ceylan. Öyle çekinik durma lütfen, insan yemiyorum korkma."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ASYA'NIN AYNASI
RomanceO, Ateş'ti. Kaçsam donacaktım, dokunsam yanacaktım. Ben de Rumi'nin dediğini yaptım. Hamdım, piştim, yandım. * 11.08.19