35.GÜN: "AİLE"

194 9 3
                                    

Günün şarkısı: Hande Mehan - Sen Beni Güzel Hatırla

35.GÜN: "AİLE"

"Ben seni unutmam, unutmam.
Sen beni güzel hatırla.
Zaman ilaç derler ya,
Ellerin neden uzak hala?"

***

Ekim'in 20'si

Merhaba defter,

Günler geçiyor, haftalar geçiyor ve hatta aylar ve hatta yıllar... İnsan yapamam, beceremem dediği ne varsa mecbur kaldığında öyle bir alışıyor ki yapmaya, hayret etmemek imkânsız. Bazen kendime aynada bakıyorum. Karnıma, oğlumun varlığına değil; kendime, sadece Asya'ya. Kendimi güçsüz sanırdım, gerek duygusal olarak gerekse de fiziksel olarak. Ama bedenim de ruhum da şaşırtmıştı beni. Çok riskli bir hamilelik geçiriyordum, maalesef sürekli ağrılarım oluyordu. Hiçbir zaman canı tatlı bir insan olmamıştım ama bu kadar dayanıklı olduğumu ben de bilmiyordum açıkçası. Bundan sadece iki yıl önce karşıma geçip yirmi iki yaşına anne olarak gireceksin deselerdi kahkaha atar geçerdim büyük ihtimalle.

Elimdeki kâğıt parçasına baktım. Yarım saat kalmıştı. Yalnızdım. Alışmıştım buna da. Aslında şaşırılacak bir durum yoktu ortada. Sabah on altı yaşındayken yazdığım satırlarımı okudum defterim. Çok üzgün olduğum bir dönemmiş, çünkü sayfalar kabarmış. Unutmak büyük nimet vesselam, bu doğru. İnsan doğası gereği her şeyi unutabiliyor. İnsan başkasının gözyaşlarını unutuyor da kendininkini hiç unutmuyor.

Biricik olmak istiyorum, diye yazmışım. Beni kendinden ötede tutacak birileri olsun istiyorum. Ben mi çok safım yoksa insanlar mı çok bencil bilmiyorum. Ben metroda karşıma çıkan bir çocuk için bile feda edebilirim kendimi. Ama karşımdakinden bir fedakârlık beklemiyorum sadece anımsanmak istiyorum. Değer görmek istiyorum. Bu o kadar zor bir şey değil ki. Doğum günümü hatırlasalar, yüzüm solgun durduğunda 'hasta mısın' diye sorsalar bile yeterli benim için. Öyle cafcaflı hediyeli, yapmacık samimiyetler değil aradığım. Verdiğim kıymeti görmeyi istemek çok mu defterim?

Kendime üzülmüştüm. Nasıl sevgisiz bırakmışlardı çocuk Asya'yı. Nasıl yalnız bırakmışlardı. Öyle saftım, öyle sevgiye açtım ki bana edilen en ufak tebessümü bile alıp kalbimin ortasına bırakıvermiştim. Ben yaralıydım, o bana merhem olur sanmıştım. Tuz oldu yarama. Tuzla buz etti beni. Kanattıkça kanattı. Bağırsa çağırsa, hatta beni aldatsa bile bu kadar üzülmezdim belki de. O da sevgisiz bırakmıştı beni. O da yalnız bırakmıştı. Sevgiye aç ruhumu kandırmıştı. Onurum zedelenmişti, gururum incinmişti. Ve karnımda ondan bir parça olan çocuğumu büyütürken olmuştu tüm bunlar.

Şimdi dönebilsem o yıllara söylerdim ki kendime, inanma derdim. Boşuna umut etme, kimsenin biriciği olamayacaksın. Kimseyi biriciğin yapma. Hep ayaklarının üzerinde dur; kimseye, ailene dahi bel bağlama. Onlar için bile sen hiçbir zaman göz bebeği olamayacaksın. Kendine yetmeyi bil, kendini herkesten önce sen sev. Sen kendine değer vermezsen kimse vermez. Kendin için yaşa. Yaşa ki oğlunun da hayatı güzel olsun. Ona güçlü bir anne ver. Yaşayamadığın ne varsa oğlunla yaşa. Yıllar sonra dönüp baktığında kötü bir ailede sevgiye muhtaç kaldım ama oğlumu sevgisizlikle sınamadım, diyebil. Oğlunun göğsünü kabartacak, seninle gurur duymasını sağlayacak bir anne olabilmen için, çok güçlü bir kadın olman lazım.

Kucağımdaki raporları istifleyip ikiye katladım. Gerginlikten pipetinin ucunu kemirdiğim sütümü bankın yanındaki çöpe attım. Raporları, ultrason kağıtlarını çantama koydum. Bugün 24. Hafta kontrolüm ve bazı tahlillerim vardı. Aslında bebeğimin babası daha birkaç gün önce yalvar yakar ikna etmeye çalışmıştı beni doktoruma gelmek için. Ama yine yalnız kalmıştım. Şaşırmamalıydım. Alışkındım.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 20, 2021 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

ASYA'NIN AYNASIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin