1.4

7.2K 364 108
                                    

Keyifli okumalar.

***

"Biriniz şu kapıya bakacak mısınız artık?!"

Jennie'nin mutfaktan gelen sabırsız sesi kulaklarıma dolduğunda oflayarak oturduğum yerden kalktım ve antreye doğru ilerlemeye başladım. Neden bu evde kapılara hep ben bakmak zorundaydım ki? Lisa denilen tembel maknae nerelerdeydi?

"Lisa! Gel artık şuraya, geldiler!"

Odamıza doğru seslendiğimde sadece birkaç saniye içerisinde adeta kapıdan fırlayarak çıktı  ve birkaç adım sonrasında anında yanımda bitiverdi.

"Nasıl görünüyorum Chae?"

Bakışlarımı açmak üzere olduğum kapıdan ayırıp Lisa'ya doğru çevirdiğimde gözlerimi devirmeden edemedim.

Tanrı aşkına, onları sadece birkaç saatliğine misafir edecektik ve üstüne üstlük kendi evimizdeydik. Süslenme işini neden bu kadar abartmıştı hiçbir fikrim yoktu ancak içimden bir ses, bu saçma sapan hareketlerin tek sebebinin Taehyung olduğunu söyleyip duruyordu. Umarım yanılıyorumdur, bayan pokpak.

Bakışlarımı Lisa'nın üzerinden çekip kendi üzerime, giydiğim kot pantolona ve oldukça sade olan kısa tişörtüme göz gezdirdiğimde memnun bir şekilde gülümsedim. Herşey olması gerektiği gibiydi, ben kendim gibiydim. Rahat ve özgür.

Lisa, benden önce davranıp sonunda kapıyı açabildiğinde çocukları çok fazla beklettiğimizi düşünmüştüm ancak hepsinin gülümseyen yüzlerini gördüğümde bunu çokta fazla dert etmediklerini farkettim.

İlk gözüme çarpan kişi Hoseok olduğunda ağzımın şaşkınlıkla açılmasına engel olamadım. Sadece Tae, Jimin ve Jungkook'un geleceğini sanıyordum ancak daha fazlasıda mı vardı? Yoksa, sonunda Bts'in kalan diğer üyeleriyle de tanışabilecek miydik bugün?

Tanrım... Bedenime doluşan garip heyecana engel olamıyordum. Tüm bu olanlar, onlarla arkadaş olmuş olmamız, herşey... Hala bir rüya gibi geliyordu.

"Hoşgeldiniz çocuklar."

Lisa sırıtmaya başlarken Hoseok'un bize selam verip içeri girmesinin ardından Tae'de peşinden ilerledi.

Onlara katılan Jennie ve Jisoo ile birlikte tanışma faslının ardından hepsi beraber salona doğru yürümeye başladılar.

Birkaç dakikanın ardından sonunda bakışlarımı onların üzerinden çekip yeniden kapıya doğru çevirebildiğimde ise Jimin'i gördüm. Yüzünde, her zaman olduğu gibi o insanın içini huzurla dolduran gülümsemelerinden biri vardı.

"Merhaba Chae," dedi ve eliyle saçımı karıştırdıktan sonra yanağımdan bir makas alıp o da diğerlerinin peşine takıldı.

Açıkçası birazcık şok olmuş durumdaydım çünkü eh, sonuçta karşımdaki çocuk Park Jimin'di. Hala arkadaş olduğumuza bile inanmaktan güçlük çektiğim Biasımdı. Ona kolayca alışabilmem imkansızdı.

Jimin'in arkasından bakakaldığımda beni kendime getiren şey yapmacık bir öksürük sesi olmuştu.

"Bu kadar da belli etme bence."

Çatılan kaşlarımla birlikte karşımda beş karış olmuş olan suratıyla birlikte yüzüme bakan Jungkook'a doğru döndüğümde neyden bahsettiğini anlayamamıştım.

İçeri girip çıkarttığı montunu elime tutuşturduğunda ve, "Jimin'den etkilendiğini diyorum, çok fazla belli ediyorsun." Dediğinde ve adeta beni dumura uğrattığında ağzımın bir karış açılmasına engel olamadım.

𝐈𝐃𝐎𝐋 | RoséKook Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin