3.4

3.7K 240 29
                                    

Herkese merhaba! İşte yeni bölümümüz ve yeni kapağımız.

Umarım beğeneceğeniz bir bölüm olmuştur. Oy vermeyi ve düşüncelerinizi belirtmeyi unutmayın lütfen 😽

***

"Rosé, biraz daha gülümser misin lütfen? Çok rahatsız görünüyorsun, istediğim pozları alamıyorum."

Fotoğrafçı'nın uyarıları üzerine nefesimi sakince vererek yüzüme yapmacık bir gülümseme kondurmak için çabaladım ve kameraya odaklandım.

Biraz daha rahat olmayı bende isterdim ancak ortamın yeterince kalabalık olması bir yana, üzerimdeki şu daracık elbise yüzünden neredeyse boğulmak üzereydim.

Bir süre daha poz verdikten sonra nihayet çekim bitince üzerinde durduğum platformdan indim ve neredeyse kalça boyumda olan elbiseyi aşağı çekiştirip kulise doğru ilerlemeye başladım.

İçeri girer girmez kendimi koltuğa atıp ayağımdaki yüksek topuklulardan kurtulurken kapıdan içeriye giren Lisa'yı gördüm.

Üzerindeki montu çıkarırken gülümseyerek yanıma geldi ve yanağıma bir öpücük kondurduktan sonra hemen yanımda duran tekli koltuğa geçti.

"Uuu, çok seksi görünüyorsun bebek!"

Lisa kıkırdamaya başladığında ayağa kalktım ve gözlerimi devirerek kabinlerin olduğu kısma doğru ilerledim. Öyle görünmek, şu an en son istediğim şey bile değildi.

İçeri girer girmez hızlıca kendi kıyafetlerimi giyip yeniden yanına döndüm. Sonunda şu rahatsız elbiseden kurtulabildiğim için seviniyordum.

Daha sonrasında çok fazla oyalanmadan birlikte reklam çekimi için geldiğimiz markanın binasından çıktık ve şirket arabasına binip yemek yiyebileceğimiz bir restorana geldik.

Çift kişilik bir masaya geçip gelen garsona siparişlerimizi verdikten sonra çantamdan telefonumu çıkarıp İnstagram'a girdim.

Ben sessiz sakin sosyal medyada gezinmeye devam ederken Lisa'da gergin bir şekilde tırnaklarını masaya vurarak ritim tutturmaya başladı. "Bugün Taehyung'la konuştum. Dün gece Amerika'dan dönmüşler."

Söylediği şey üzerine kafamı telefondan kaldırıp onun endişeli bakışlarıyla karşılaştığımda yutkundum.

"Hazır olsan iyi olur," Dediğinde ellerine odaklandı. "Seninle konuşmak isteyecektir."

Kafamı sallayarak onu onayladığımda birden bire, hiç istemediğim bir şekilde yeniden derin düşüncelerin içine doğru çekilirken buldum kendimi.

Yaklaşık iki hafta öncesinde,o parkta yaptığımız konuşmanın bizim son konuşmamız olmayacağını adım gibi biliyordum.

Söylediğim şeylerin ardından onun yanından ayrıldığımda anın verdiği şokla ne peşimden gelmişti ne de bir şey söyleyebilmişti.

Daha sonrasında ise sürekli bana ulaşmaya çalışmış, mesaj atmış hatta yurda bile gelmişti. Ancak ben hepsinde de görüşmeyi reddetmiş ve yaklaşık bir hafta boyunca evden çıkmamıştım.

Söylediklerime inanmadığını, belkide inanmak istemediğini biliyordum. Birden bire ayrılmak istememi ve tuhaf sözlerimi garip karşıladığını biliyordum.

Ancak ne yazık ki başka çarem kalmamıştı. Onu inandırabilmek için yapabileceğim tek şey, onun kalbini kırmaktan geçiyordu.

O konuşmadan sonraki iki gün içerisinde Billboard ödül törenine ve oradaki programlara katılmak için Amerika'ya gitmeleri gerektiğinden daha fazla bana ulaşmaya çalışmamıştı. Ancak şimdi durum değişecekti.

𝐈𝐃𝐎𝐋 | RoséKook Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin