Herkese yeniden merhabalar.
Eğer beni takip etmeyenler ve profilimde yayınladığım duyuruyu görmeyenler varsa diye bölüme başlamadan önce belirtmem gereken bir şey var.
Normalde bu bölümü ve bundan sonraki bölümü tek part olarak yayınlamayı düşünmüştüm ancak ikisi birlikte çok uzun olduğu için bu fikrimden vazgeçip iki ayrı bölüm olarak yayınlamaya karar verdim.
Bu yüzden sadece bu bölüme özel herhangi bir sınır olmayacak ve yaklaşık yarım saat içerisinde yeni bölüm gelecek.
Ancak herhangi bir sınır olmamasına rağmen yinede ben yeni bölümü yayınlayana kadar oy ve yorumlarınızı bekliyor olacağım 😽
Bir sonraki bölümde görüşmek üzere.
***
"Böyle bir şey yaptığına inanamıyorum gerçekten. Neden haber vermedin?"
Salona geçip koltuğa yayıldığımızda bu sorum karşısında sırıttı ve, "Adı üstünde Chaeyoung, bunun bir sürpriz olmasını istedim." Dedikten sonra kendinden emin bir tavır takınarak ekledi, "Haber verseydim sürpriz yapmanın ne anlamı kalırdı ki?"
Cevabı karşısında sadece gözlerimi devirmekle yetinirken gülümsedim ve, "Herneyse. Ne olursa olsun yinede burada olduğun için mutluyum." Dedim.
Karşılık olarak hiçbir şey söylemeyip gülümsemekle yetindiğinde birden bire konuyu değiştirdi."Saçların yakışmış."
Bu seferde ben ona gülümseyerek karşılık verdiğimde hiçbir şey söylemedi ve ahşap sehpanın üzerinde duran tabağı alarak kendim için hazırladığım yemekleri yemeye başladı.
"Kıtlıktan mı çıktın Jimin?"
O büyük bir iştahla tüm tabağı silip süpürürken arkama yaslandım ve gülerek onu izlemeye devam ettim.
Yemek yemekten bana cevap veremediğinde bu tavırlarıyla gerçektende küçük bir çocuğa benzemişti.
Keyifli bir kahkaha attığımda kafasını tabaktan kaldırmadan bakışlarını bana çevirdi. "Yavaş ye biraz, boğulacaksın."
"9 saat boyunca uçaktaydım Chaeyoung," Diyerek sızlandığında elimle ağzıma hayali bir fermuar çekiyormuş gibi yaptım ve ayağa kalkıp mutfağa doğru ilerlemeye başladım. "Mısır patlacağım, yanında başka bir şey ister misin?"
Konuşmak yerine kafasını olumsuz anlamda sallayarak cevap verdiğinde gülümsedim ve mutfağa geçerek dolaplarda tencere ve sıvı yağ aramaya koyuldum.
Sonunda gerekli olan tüm malzemeleri bulabildiğimde hepsini tencereye boşalttım ve ağzını kapatıp pişmesini beklemeye başladım.
Uzun zaman sonra, annemler dışında ilk defa tanıdık bir yüz görmek çok iyi hissettirmişti.
Beş günlüğüne olsa bile, en azından şimdilik kendimi yanındayken daha mutlu ve huzurlu hissedebileceğim bir arkadaşım vardı.
Her ne kadar kızların ve diğer arkadaşlarımın yerini doldurmasada Jimin'in varlığı, belkide buraya geldiğimden beri içinde bulunduğum bu saçma buhran durumundan kurtulmamı sağlayabilirdi.
Mısırlar olduğunda hepsini büyük bir tabağa boşalttım ve yanına iki bardak kola doldurduktan sonra her şeyi bir tepsiye koyup içeri geçtim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐈𝐃𝐎𝐋 | RoséKook
Fanficİşte biz buyduk. Onun hayatı, benim hayatım buydu. İdol olmak; sevdiğim adam, sadece birkaç metre ötemde canıyla boğuşurken onun yanında olamamaktı. Yanına gidip ellerini ellerimin arasına almak ve kalp atışlarını dinlemek yerine burada, böyle üc...