***
Huzursuzca yerimde kıpırdanmaya başladığımda içeriden gelen konuşma ve gülüşme seslerini duyunca gözlerim aralandı.
Oldukça berbat bir halde, dün geceki kıyafetlerimle yatakta yatıyordum ve yanımda hiç kimse yoktu.
En son hatırladığım şey, bir ton saçmaladıktan sonra Jungkook'un kollarında uyuyakalmış olmamdı. Ne ara gitmişti?
Odama doğru yaklaşan adım seslerini duyduğumda yatakta doğrulmaya çalıştım ancak birden bire başıma giren keskin ağrı yüzünden yerimden kıpırdayamadım.
İçeri girip kapıyı kapatan kişinin Lisa olduğunu gördüğümde sırtımı yatak başlığına yasladıktan sonra ellerimle başıma masaj yapmaya başladım.
Ne vardı da o kadar çok içmiştim bilemiyordum ancak sabahında güne bu aptal baş ağrısıyla başlayacağımı bilseydim ağzıma bile sürmezdim.
"Günaydın, benim sarhoş sincabım."
Hayal meyal aklıma doluşan anılar yüzünden suratım buruşurken, "Pekte aydın bir gün sayılmaz doğrusu." Diye mırıldandım.
Lalisa pencerenin önünde duran mor armut pufa kurulurken çoktan sırıtmaya başlamıştı bile. Kim bilir neler yumurtlayacaktı. Dünki halimi nasıl dalga konusu haline getireceğini merak ediyordum doğrusu.
"Aa, neden öyle söylüyorsun ki sincabım? Dün gece kütük gibi içtikten sonra Jungkook'la öpüşüp koklaşırken gayette rahat görünüyordun halbuki."
İmaları karşısında gözlerimi devirdim ve ellerimi başımdan çekerek üzerimdeki yorganı ittirdim. Burası biraz sıcak mı olmuştu ne?
Lalisa'nın söylediği şeyler karşısında düşünceler acımasız bir şekilde beynime hücum etmeye ve aklımı karıştırmaya başlamışlardı.
Jungkook ne zaman gitmişti? Kızlar onu ve beni klüpteyken görmüşler miydi?
"Geldiğinizde veya klüpte kızlar Jungkook'u gördüler mi?"
Hiç beklemeden direk girdiğim bu konu karşısında kaşlarını çattı ve, "Jungkook dün gece bizim evde miydi?" Diyerek soruma başka bir soruyla karşılık verdi.
Demek ki ben uyuduktan sonra, kızlar gelmeden gitmişti.
"Evet. Dün gece beni eve getirdikten sonra yaptığım aptalca davranışlar yüzünden ben uyuyana kadar bekledi galiba."
Pufa daha çok yayılırken kıkırdadı. "Daha aptalca ne yapmış olabilirsin, merak ediyorum doğrusu Chae."
Ona cevap vermeden yerimden kalktım ve sızlanarak banyoya doğru ilerlemeye başladım. "Hiç seninle uğraşamayacağım Lalis, zaten uyandığım andan beri başım çatlıyor."
"Eh, benimde pek seninle uğraşmaya niyetli olduğum söylenemez doğrusu sincabım. Dün gecenin üzerine birazdan Taehyung'la buluşmak için dışarı çıkacağım. O yüzden, şu anki mutluluğumu hiçbir şey bozamaz."
Söyledikleri şeyler üzerine yerimde duraksayıp sorgulayıcı bakışlarımı suratına diktiğimde ellerini ağzına kapattı ve büyüyen gözlerini hiç kırpmadan suratıma dikti. Sanırım farkında bile olmadan büyük bir pot kırmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐈𝐃𝐎𝐋 | RoséKook
Fanfictionİşte biz buyduk. Onun hayatı, benim hayatım buydu. İdol olmak; sevdiğim adam, sadece birkaç metre ötemde canıyla boğuşurken onun yanında olamamaktı. Yanına gidip ellerini ellerimin arasına almak ve kalp atışlarını dinlemek yerine burada, böyle üc...