***
Üyelerin bireysel performanslarından sonra yaklaşık 15 dakika ara verilmişti ancak tuhaf bir şekilde; beklenilen süre 15 dakikayıda geçtiğinde ve hala sahneye çıkmadıklarında oturduğum yerden doğruldum ve endişelenmemeye çalışarak Lalisa'ya doğru döndüm.
"Neden hala çıkmadılar?"
"Belkide teknik bir aksaklık felan olmuştur." Dediğinde aklıma gelen onlarca kötü düşünce arasından neden bu ihtimali düşünemediğimi sorgulayarak yeniden arkama yaslandım ve Army Bomb'ların oluşturduğu gökkuşağı denizini fotoğraflamak için telefonumu çıkardım. Jungkook buna bayılacaktı.
Geniş salonda oldukça güzel bir fotoğraf yakaladığımda kendimi tebrik ettim ve hiç beklemeden fotoğrafı Jungkook'a yolladım.
Telefonumu kapatıp kucağıma koyduğum sırada sahnenin ışıkları kapandı ve Fire'ın melodisi kulalarımızı doldururken yeniden açıldı.
Sonunda onları görebildiğimde dakikalardır tuttuğum nefesimi dışarı üflerken rahatladığımı hissetmiştim. Demek ki gerçektende teknik bir aksaklık olmuştu.
Kırmızı ceketli kostümlerinin içinde hepsi yine harika görünüyorlardı. Bakışlarımı bir saniye bile üzerlerinden ayırmazken dikkatlice şapkamı ve maskemi düzeltip onları izlemeye devam ettim.
Performansın ilk dakikalarından itibaren dışarıdan bakan biri için herşeyin oldukça normal ve olması gerektiği gibi gittiği düşünülebilirdi. Bangtan, her şarkıdaki gibi dans ediyor ve o mükemmel sesleriyle melodiye eşlik ediyorlardı.
Ancak öyle değildi. Yolunda gitmeyen bir şeyler vardı.
Diğerleri ezberledikleri gibi kareografiye tamı tamına uymaya devam ederlerken Jungkook'un birkaç yerde bazı hareketleri kaçırdığını farkettim.
Sendeliyordu ve birkaç kere neredeyse bayılacak hale gelmişti. Ancak ne olursa olsun dikkatli bakmayan hiçkimse, bu mesafeden onun iyi olmadığını göremezdi.
Bu durum çocukların da dikkatlerini çekmiş olacaktı ki boş buldukları her saniye ona doğru dönüp, iyi olup olmadığını kontrol ediyorlardı.
"Lalisa..."
Fısıltı gibi çıkan sesimi tabiki de bu gürültüde duyamadığında ona doğru döndüm ve kulağına eğilip, "Jungkook, o iyi görünmüyor." diye bağırdım.
Bana karşılık olarak, "Bilmem ki, neden böyle düşünüyorsun?" Dedi ve ardından birkaç saniyeliğine sahneye baktıktan sonra ekledi, "Belkide sadece yorgundur Chae, bu kadar endişelenme lütfen."
İlk başta gerçekten bende endişelenmek istememiştim ancak yaklaşık on dakikanın sonunda, iki şarkının ardından yeniden ara verildiğinde bir şeylerin yolunda gitmediğini anlamam uzun sürmemişti.
Kostümlerini daha yeni değiştirmişlerdi ve sadece iki şarkının ardından bile bu kadar ısınmışken ara vermeyeceklerini biliyordum.
Yeniden zihnimi işgal etmeye başlayan düşüncelerle birlikte aniden ayağa kalkmak için hamle yaptığımda Lalisa kolumu tutarak kalkmamı engelledi ve anlamsız bakışlarını gözlerime dikti.
"Nereye gidiyorsun Chaeyoung?"
Birkaç saniye boyunca ne yalan uyduracağımı düşündükten sonra, "Tuvalete" dedim ve kolumu elinden kurtardıktan sonra alelacele ayağa kalkıp başka bir şey sormasına izin vermeden yürümeye başladım.
Eğer ona yapacağım şeyi söyleseydim, asla izin vermeyeceğini ve sadece saçma sapan bir delilik yaptığımı söyleyerek beni durdurmaya çalışacağını biliyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐈𝐃𝐎𝐋 | RoséKook
Fanficİşte biz buyduk. Onun hayatı, benim hayatım buydu. İdol olmak; sevdiğim adam, sadece birkaç metre ötemde canıyla boğuşurken onun yanında olamamaktı. Yanına gidip ellerini ellerimin arasına almak ve kalp atışlarını dinlemek yerine burada, böyle üc...