0.3

11K 639 352
                                    

Herkese merhaba! Bölüm bittiğinde hemen aşağısına bıraktığım soruları cevaplamayı unutmayın lütfen, önemliler.

Keyifli okumalar!

Boy aynamdan son bir kez daha kıyafetimi kontrol ettikten sonra masamın üzerine yaydığım mektupları toparlamaya başladım.

Evet, üyeler için zamanında tonlarca mektup yazmıştım ve bugün en azından birkaçını onlara verebilme imkanım olacaktı.

Bilemiyordum belkide okumayacaklardı, okuyacak vakitleri bile olmayacaktı ancak ben yinede vermek istiyordum.

Bunlar benim için çok özellerdi. Onlarla geçirdiğim anların en güzel şahitleriydi bu mektuplar.

İçeriden gelen kapı sesinin ardından annemin adımı haykıran sesini işittiğimde montumu aldım ve beyaz spor ayakkabılarımı ayağıma geçirip kapıya doğru ilerlemeye başladım.

"Chaeyoung, Lisa geldi hayatım."

"Geliyorum anne."

Annem'e bende tıpkı onun gibi bağırarak karşılık verdikten sonra çantamı ve içindekileri son kez kontrol edip odamdan çıktım.

Koridordan geçip antreye geldiğimde ve Lisa'nın elindeki paketleri gördüğümde ise kaşlarım çatılırken meraklı bakışlarımı onun heyecanlı bakışlarıyla buluşturdum.

"Bunlar ne böyle Lisa?"

"Ufak tefek bir şeyler işte Chae. Üyeler için aldım."

Ah... Tabiki. Benim onlara verebileceğim tek şey mektuplarımdı. Ancak bu konuda herkes benim kadar şanssız olmak zorunda değildi. Sonuçta bu bir fan buluşmasıydı. Eminim ki çoğu Army oraya bu tarz hediyelerle gelecekti.

Yüzüme kondurduğum yapmacık bir gülümsemeyle birlikte onu onayladıktan sonra daha fazla konuşup geç kalmadan önce annemle vedalaşıp evden çıktık.

Yaklaşık yarım saat süren yolculuğun ardından ise sonunda buluşmanın yapılacağı yere gelebilmiştik.

Ve ben yine fazlasıyla heyecanlanmaya başladığımı hissediyordum.

Giriş kapısına doğru yürürken birden bire asla anlayamadığım bir sebepten ötürü önüne geçip Lisa'yı durdurdum ve, "Nasıl görünüyorum? Saçım, kıyafetim? Hepsi düzgün mü?" Diye soruverdim.

Lisa şok olmuş bir biçimde suratıma bakakaldığı birkaç saniyenin ardından gözlerini devirdi ve, "Unuttun galiba Chaeyoung ama sen buraya pijamayla, yataktan kalktığın halinle bile gelsen güzel olabilecek bir kızsın." Deyip yürümeye devam etti.

Bende ona yetişirken kolunu dürttüm ve, "Sende öylesin Lalisa." Diyerek adımlarımızı uydurmaya çalıştım.

Bu sözlerimin üzerine Lisa kendi kendine bir şeyler mırıldanırken ne dediğini duyamamıştım çünkü çoktan alana giriş yapmıştık bile.

Düşündüğümden çok daha kalabalık bir ortamdı.

Yaklaşık yirmi dakikalık bir bekleme süresinin ardından üyeler salona giriş yapıp sandalyelerine oturduklarında yine dünkü gibi büyük bir alkış tufanı kopmuştu.

Army'lerden bazıları çığlık atmaya devam ederken bazıları ise dayanamayıp çoktan ağlamaya başlamışlardı bile.

Açıkçası onları anlayabiliyordum, çünkü ben de aynı duyguları hissediyordum.

𝐈𝐃𝐎𝐋 | RoséKook Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin