Sınırların bu kadar çabuk geçileceğini tahmin etmiyordum gerçekten 😄
Okuyan, beğenen ve yorum yapan herkese ayrı ayrı teşekkür ederim. Bir sonraki bölümde görüşmek üzere 😽
***
Elimdeki ödülü incelemeye bir son vererek önümüzde duran cam sehpanın üzerine bıraktığımda nefesimi vererek arkama yaslandım ve gözlerimi ödülün üzerinden ayırmaya çalıştım.
Ödül töreni son ermişti. Jung'un söylediği gibi bir Daeseng kazanmıştık ve artık kıdemli birer idol oluşumuzun ilk gecesinde iki parçalık bir performans sergilemiştik.
Yaşanan bu güzel gelişmeler karşısında her ne kadar mutlu olmaya çalışsamda hala bir yanım buruktu ve bu burukluk, Jungkook'la konuşamadığım sürece kolay kolay geçmeyeceğe benziyordu.
Tören boyunca ben gözlerimi bir an olsun onun üzerinden ayıramazken o inatla bana bakmamakta ısrar etmiş ve sanki orada yokmuşum gibi davranmıştı.
Bu oldukça kalp kırıcı ve acı vericiydi.
Bu ihtimali düşünmek bile istemesemde benden gerçektende vazgeçmiş olabileceği ile ilgili düşüncelerin zihnime doluşmasına engel olamıyordum.
Korkuyordum. Onu gerçektende kaybetmiş olabilir miydim?
Kulis'in kapısı açılıp içeri görevli bir bayan girdiğinde düşüncelerimden sıyrılmak zorunda kalmıştım.
Verdiği talimatlarla birlikte ayaklandık ve hep birlikte kulisten çıkıp koridorda yürümeye başladık.
Bu geceyi düzenleyen şirket, törenden sonra sadece idoller için olan, after party tarzında bir davet düzenlemişti ve tahminime göre bu gece burada olan tüm idoller bu etkinliğe katılmak zorundalardı.
Yani, gece bizim için henüz bitmemişti ve hala onunla konuşmak için bir şansım daha vardı.
Davet'in olacağı alana girdiğimizde hareketli bir müziğin ortamı doldurduğunu ve birkaç idolün kendi aralarında pistte dans ettiklerini gördüm.
Kızlarla birlikte bizim için rezerve edilmiş bir masaya geçtiğimizde diğer kız gruplarından yanımıza gelen idollerle sohbet etmeye başladık.
Jennie ve İrene'nin gece hakkında konuştukları koyu sohbetlerinden ayrılıp bakışlarımı büyük salonda gezdirmeye başladığımda onu bar kısmında, Yugyeom ile birlikte bir şeyler içerlerken gördüm.
Omuzları çökmüştü ve oldukça yorgun görünüyordu. Buna rağmen yinede alkol almaya ve sağlam bir duruş sergilemeye devam ediyordu.
Bir an için adımlarımı oraya yönlendirip yanına gitmeyi düşündüm ancak daha sonrasında ortamın herhangi bir konuşma yapmak için pekte müsait olmadığını farkettim. Fazla gürültülü ve oldukça kalabalık bir yerdeydik.
Yeniden kızlarla olan sohbetimize dönmek zorunda kaldığımda birkaç dakika boyunca Joy ile birlikte elbiselerimiz hakkında bir şeylerden bahsettikten sonra Lisa'nın da aramıza katılmasıyla birlikte sohbette geri planda kalmayı tercih ederek önüme koyulan kırmızı şaraptan bir yudum aldım.
Bakışlarım yeniden bar bölümünü bulduklarında Jungkook'un artık orada olmadığı gördüm. Nereye kaybolmuştu?
Hızlı bir şekilde salonu taradığımda artık burada olmadığı farkettim.
Gitmiş olamazdı çünkü diğer çocuklar hala buradalardı. Lavaboya mı gitmişti acaba?
Kızlar'dan izin isteyip dışarı çıktığımda geniş koridorda ilerlemeye ve lavobaları aramaya başladım. Belkide sonunda onunla konuşabileceğim bir fırsat yaratabilirdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐈𝐃𝐎𝐋 | RoséKook
Fanficİşte biz buyduk. Onun hayatı, benim hayatım buydu. İdol olmak; sevdiğim adam, sadece birkaç metre ötemde canıyla boğuşurken onun yanında olamamaktı. Yanına gidip ellerini ellerimin arasına almak ve kalp atışlarını dinlemek yerine burada, böyle üc...