3.5

3.9K 239 93
                                    

Herkese merhaba!

İşte 2017'de geçecek olan son bölümümüzle karşınızdayım. Diğer bölümde yeni bir zaman atlamasına hazırlıklı olsanız iyi olur 😏

Umarım beğeneceğiniz bir bölüm olmuştur. Lütfen oy vermeyi ve düşüncelerinizi belirtmeyi unutmayın. Özellikle bu bölüm için sizden bolca yorum istiyorum ona göre 😽

Bu arada, okurken medya bölümüne koyduğum şarkıyı dinlemeyi unutmayın lütfen. 

Pekte normal bir bölüm yazmış olmasam bile yinede herkese keyifli okumalar 😄🙏🏻

Bir sonraki bölümde görüşmek üzere 👋🏻

***

Şirket arabası yurdumuzun önünde durduğunda derin bir nefes aldım ve bakışlarımı telefonun boş ekranından ayırıp kulaklıklarını çantasına tıkıştırmakla meşgul olan Lisa'ya çevirdim.

Şoför koltuğun kapısını açmaya gelirken ondan önce davrandı ve yüzüme bile bakmadan arabadan indi.

Tanrım... Neden sadece yanımda olup, beni anlamayı denemiyordu ki? Zaten yeterince zor bir dönemden geçiyorken bir de onun bana arkasına dönmesine katlanamıyordum.

İçeriye doluşan buz gibi bir rüzlarla birlikte irkilerek düşüncelerimden sıyrıldığımda beni bekleyen şoföre teşekkür ettim ve bende peşinden arabadan inip yurdun girişine doğru yürümeye başladım.

Ancak bakışlarımı yerden ayırdığımda Lisa'nın apartmanın giriş kapısın önünde dikildiğini ve ileride bir yere odaklandığını görünce bende yanında durdum ve bakışlarını takip edip onun baktığı yöne doğru döndüm.

Bakışlarım siyah jipin önünde dikilen karanlıklar içindeki bedeni bulduğunda titremeye başladığımı hissetmiştim ancak bu soğuktan mı kaynaklanıyordu yoksa ondan mı bilemiyordum.

Burdaydı. Ben onun mesajına cevap vermeme rağmen yinede gelmişti. Benim için gelmişti.

Lisa yapmacık bir şekilde öksürüp dikkatimi dağıtmasına rağmen yinede bakışlarımı onun üzerinden çekemedim. "Ben yukarı çıkıyorum, kızlar için endişelenme."

Apartmana yönelmeden önce kulağıma eğilerek, "Lütfen her ikiniz içinde doğru kararı verdiğinden emin ol Chae." Dedi ve hafifçe koluma dokunduktan sonra apartmana girip gözden kayboldu.

Bakışlarım yeniden onun üzerine döndüğünde bana doğru yürümeye başladığını gördüm.

Dağılmış görünüyordu. Sokak lambalarının aydınlattığı sisli yolda ilerlerken onu bıraktığım gibi değildi.

Yinede olan biten herşeye rağmen o mükemmel görüntüsünden hiçbir şey kaybetmemişti.

Simsiyah kıyafetleri, hepside birbirinden pahalı gözüken aksesuarları ve bu aralar oldukça fazla egzersiz yaptığını belli eden belirginleşmiş kaslarıyla dışardan bakan herhangi biri için hiçbir şey değişmemiş gibi gözükebilirdi.

Benimse ilk dikkatimi çeken şey, gözaltlarındaki koyu halkalar olmuştu.

Uykusuz ve oldukça yorgun görünüyordu. Ve buna rağmen yinede pes etmemiş gibiydi. Bunu bakışlarından anlayabiliyordum.

Aramızda bir adımlık mesafe kalana kadar ilerlediğinde tereddüt ederek durdu. "Nasılsın?"

Bakışları özlem ve beklenti doluydu. Sanki aramızdaki bu aptal mesafeden nefret ediyor ve kollarını bedenime dolamak için yanıp tutuşuyordu.

𝐈𝐃𝐎𝐋 | RoséKook Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin