2.3

4.4K 247 20
                                    

2.4'ü de hemen bunun ardından yayınlayacağım, takipte kalın 😽

***

Elimdeki kupada kalan kahvenin son yudumlarını da kafama dikerken çalan zille birlikte yayıldığım yerden doğruldum ve kupayı sehbaya bıraktım.

"Seninki geldi Lalisa, kapıya bak!" Diye homurdanırken telefonumu açıp sosyal medyada gezinmeye başladım.

Ancak, kapı ısrarla çalmaya devam edince ve tembel Pokpak'da hala ortalarda gözükmeyince el mahkum iş başa düşmüştü.

Ayağa kalktım ve telefonumu koltuğa bırakıp adımlarımı hızlandırdım. Şu kız bir kerede zamanında hazır olamayacak mıydı acaba?

Kapıyı açtığımda sonunda susan zilin gürültüsü yok olurken Taehyung'un gülümseyen yüzüyle karşılaştım.

Onu içeri alıp kapıyı arkasından kapatırken bende karşılık olarak yüzüme küçük bir tebessüm kondurdum. "Hoşgeldin, nasılsın?"

Evet, Taehyung buraya Lisa için gelmişti çünkü az sonra birlikte dışarı çıkacaklar ve Lalisa'nın söylediğine göre uzun zamandır bekledikleri bir filmi izlemek için sinemaya gideceklerdi.

İkiside dayanamayıp en sonunda bu saçma sapan soğukluğa bir son vermişler ve yeniden arkadaş olmaya karar vermişlerdi.

Tabi, artık Lisa'nın kendini geri çekmesine sebep olan bir kız arkadaş adayı olmadığı da bir gerçekti. Taehyung ve o gün Jungkook'un yanında gördüğüm kız, yaklaşık bir ay önce ayrılmışlardı.

"Geldim geldim!"

Lalisa koşarak odasından çıkarken hemen önümde duran Taehyung'u görür görmez adımlarını yavaşlattı ve sanki az önce odasından büyük bir heyecanla fırlayan o değilmiş gibi oldukça sakin bir şekilde yanımıza geldi.

Onu, bu kadar kısa bir sürede kendini sakinleştirip hiçbir şekilde bozuntuya vermediği için tebrik etmeyi aklıma not ettim.

Onun aksine, ben Jungkook'un yanında olduğum bazı zamanlarda beynim duruyor ve heyecandan ne söyleyeceğimi bile unutabiliyordum.

Jungkook demişken aklıma gelen düşünceyle birlikte yeniden Tae'ye doğru döndüm. "Jungkook nasıl, düne göre biraz daha iyi mi?"

Dün ona bir şey olacak diye öyle çok korkmuştum ki eğer beni arayıp iyi olduğunu söylemeseydi gecenin bir yarısı demeden gidip yurtlarının kapısını çalabilirdim.

"Dün gece eve geldiğimizde iyiydi ancak şu an nasıl bilemiyorum. Sabahın köründe kalkıp evinden alması gereken birkaç şey olduğunu söyledi ve yurttan çıktı."

Elini sıkıntılı bir şekilde ensesine atarken ekledi, "Ben çıkarken hala dönmemişti."

Bakışlarımı kolumdaki saate indirirken saatin neredeyse 4'e yaklaştığını gördüm. Sabah çıkmıştı ve akşam olmak üzereydi ancak o hala yurda dönmemiş miydi?

"Neden bu saate kadar hala dönmedi? Aradınız mı?"

Taehyung omuzlarını silkip, "Defalarca kez. Ama telefonunu açmıyor." Diyerek meraklı bakışlarını üzerime diktiğinde sonunda bende endişelenmeye başlamıştım.

"Tamam, ben gidip iyi olup olmadığına bakarım. Siz çıkın hadi." Dediğimde ve onları hızlıca kapı dışarı ettiğimde Taehyung'un endişeli sesini işittim."Banada haber ver."

Onu başımla onayladım ve onlar dışarı çıkar çıkmaz daha fazla oyalanmadan kapıyı kapattım.

Hızlı adımlarla salona doğru ilerledim ve telefonumu alıp Jungkook'u aramaya başladım.

𝐈𝐃𝐎𝐋 | RoséKook Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin