𝐈𝐃𝐎𝐋 | RoséKook

2.8

Nasıl böyle bir bölüm yazdım bilemiyorum ama rahatsız olanlar varsa eğer o kısımlar geldiğinde okumadan geçin lütfen.

Oylarınızı ve satır arası yorumlarınızı bekliyor olacağım, keyifli okumalar 🙏🏻

***

Saçlarımı ellerimle gelişi güzel dağıtıp hacim verdikten sonra rujumu sürdüm ve topuklu ayakkabılarımı alıp odadan çıktım.

Lalisa koridordaki boy aynasında kendini süzerken Jisoo kabanını giyinmiş bir halde sabırsızlıkla bizi bekliyordu.

"Biraz acele edin kızlar, geç kalacağız."

Jisoo'yu onaylayarak kabanımı ve ayakkabılarımı hızlı bir şekilde giydikten sonra çantamı da aldım ve kendimi son bir kez kontrol etmek için Lisa'yı kenara ittirip boy aynasının önüne geçtim.

Lisa homurdanarak ayakkabılarını giyerken Jennie hazırlanmış bir şekilde yanımıza geldi ve bizi beklemeden evden çıkıp asansörü çağırmaya gitti.

Bugün, Lalisa ve Taehyung'un dahiyane fikirleri yüzünden çocuklarla birlikte bir klübe gidip eğlenmeye karar vermiştik.

Açıkçası, iki gün boyunca düşünüp durduğumdan ve bunun sonucunda da gecelerce uykusuz kaldığımdan dolayı birazcık keyfim kaçık olsada onlarında heveslerini kırmak istememiştim.

Üstelik dün Jungkook'la yaptığımız görüntülü konuşma sırasında onu iyi olduğuma o kadar zor ikna etmiştim ki bu geceki programa katılmazsam yine bir şeylerden şüphelenebileceğinden korkuyordum.

O akşam, Lalisa'nın büyük ısrarları üzerine ona baştan sona herşeyi anlatmak zorunda kalmıştım. Bana, verdiğim kararların sonuna kadar arkasında olacağını söylediğinde ve tüm gece boyunca ben ağlarken sadece sarılıp sırtımı okşadığında Lalisa gibi bir arkadaşa sahip olduğum için Tanrıya bir kere daha şükretmiştim.

Ancak tüm bu olanlara rağmen hala Jungkook'a hiçbir şey söylememekte kararlıydım. Olanları bilmemesinin, her ikimiz içinde çok daha sağlıklı olduğunu düşünüyordum.

Yaklaşık on dakika içerisinde şirketin bizim için gönderdiği arabaya bindiğimizde derin bir nefes aldım. Sonunda hazırlanabildiğimize inanamıyordum.

Lisa bana doğru yaklaşıp sessizce, "İyi misin?" Diye fısıldadığında onu kafamı sallayarak onayladım ve yolun kalan kısmını hiç konuşmadan, sadece radyoda çalan slow müziği dinleyerek geçirdim.

Sonunda buluşacağımız yere geldiğimizde arabadan indik ve görevlilerin eşliğinde klübe giriş yaptık.

Burası çok bilinen mekanlardan biri değildi. Bu yüzden idoller, eğlenmek veya kafa dağıtmak istedikleri zaman genellikle burayı tercih ederlerdi.

Tanrıya şükür ki bugün o kadar kalabalık değildi ve etrafta takılan, gözlerine batabileceğimiz çok fazla idol yoktu.

İçeri girip herhangi bir locaya geçtiğimizde Lalisa Taehyung'un attığı bir mesaja göre çocukların yirmi dakikaya kadar geleceklerini söyledi.

Bu iyiydi. En azından Jungkook'la yüzyüze gelmeden önce kendimi toparlamam için biraz vaktim olacaktı.

Kızlar masaya gelen garsona siparişlerini verip koyu bir sohbete daldıklarında fırsattan istifade oturduğum yerden kalktım ve bar kısmına doğru ilerleyip gözüme kestirdiğim bir bar taburesine geçtim.

Sadece biraz yalnız kalmaya ve kafamı dinlemeye ihtiyacım vardı.

Ne istediğimi soran Barmen'e bir bira siparişi verdim ve büyük bir bira bardağı önüme konana kadar telefonumla uğraştım.