Size bol RoseKook'lu bir bölüm getirdim. Bakalım beğenecek misiniz 🙏🏻
Açıkçası, bir sonraki bölümü yayınlamak için oldukça sabırsızlanıyorum. Olaylar, olaylar 😏
Yorumlarınızı ve oylarınızı bekliyorum. Herkese keyifli okumalar.
***
Derin bir nefes aldığımdan terleyen avuç içlerimi pantolonuma sürttüm ve titreyen ellerimin hiç sağlıklı olmadığını düşünerek onları bir şekilde meşgul etmek için kahve yapmaya karar verdim.
Sonunda o da mutfağa geldiğinde ve bir sandalye çekip oturduğunda, "Kendime kahve yapacağım, sende ister misin" diye sordum.
Beni onayladığında ısıtıcıya suyu koydum ve dolaptan çıkardığım kupalara kahveleri boşalttıktan sonra suyun ısınmasını beklemeye başladım.
Ancak lafı daha fazla uzatmanın bir alemi yoktu. Eninde sonunda yüzyüze gelmemiz gerekecekti.
Ellerimi tezgaha yaslayıp ona doğru döndüğümde yüzündeki insanın içini sıcacık yapan gülümsemesiyle birlikte beni izlediğini gördüm.
İçimde kıpırdanan şeyleri bastırmak istermiş gibi kollarımı birbirine doladığımda derin bir nefes aldım ve yanaklarımın utanç denen o aptal duygudan dolayı kızarmış olmamasını ümit ederek konuşmaya başladım.
"Bak, bu yaptıklarımız doğru değil Jungkook."
Pekâlâ. Cümleye böyle başlamak istemezdim ancak hiç istemediğim bir anda ağzımdan çıkıvermişlerdi. Onu kırmak istemiyordum.
"Neden?" Dediğinde şaşkınlıkla büyüyen bakışlarıma engel olamadım.
"Neden mi?" Dedim ve sesimi yükseltmemeye çalışarak devam ettim, "Yaptığın tüm o saçma sapan davranışlardan sonra bir de neden diye sorabiliyor musun gerçekten Jungkook?"
"Ne yapmışım yine Chaeyoung?"
Bıkkınlıkla konuşmuş olması iyice canımı sıkmıştı. Amacı beni sinirlendirmek miydi? Çünkü eğer öyleyse başarmak üzereydi.
Derin bir nefes aldım ve, "Pekâlâ. O zaman en baştan alayım." Dedim ve kollarımı çözüp ellerimi pantolonomun cebine sokarken devam ettim, "İki hafta öncesinden. Bana o gün neden öyle davrandığından mesela?"
Bakışlarını gözlerime diktiğinde onunda gerilmeye başladığını hissettim. Ancak umrumda değildi. Bana neden sürekli saçma sapan imalarda bulunup durduğunu bilmek istiyordum.
"Ya da biraz da bugün akşamdan bahsedeyim istersen? Hı, ne dersin Jungkook? Bana karşı neden bir öyle bir böyle davrandığını açıklamaya ne dersin?"
Bakışları öyle yoğunlardı ki kalbimi delip geçecek kadar canımı acıtıyorlardı.
Ellerini sıktığında kollarında belirginleşen damarlar, şu anda böyle bir konuşmanın ortasında olmasaydık oldukça dikkat dağıtıcı olabilirlerdi.
"Bana gerçektende hala anlamadığını söyleme, Chaeyoung."
Yine aynı şeyi yapıyordu işte. Tüm suçu benim üzerime atarak sanki bu halde olmamızın tek sorumlusu benim aptallığımmış gibi davranıyordu.
"Neyi hala anlayamıyormuşum Jungkook? Hı, neyi?!" Artık bende öfkelenmeye başladığımı hissedebiliyordum. Tüm bunları daha fazla içimde tutamayacaktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐈𝐃𝐎𝐋 | RoséKook
Fanfictionİşte biz buyduk. Onun hayatı, benim hayatım buydu. İdol olmak; sevdiğim adam, sadece birkaç metre ötemde canıyla boğuşurken onun yanında olamamaktı. Yanına gidip ellerini ellerimin arasına almak ve kalp atışlarını dinlemek yerine burada, böyle üc...