YILLAR (Bölüm 42)

33 15 0
                                    

Sabahın en erken saatlerinde iki arkadaş geceyi geçirdikleri karargâhtan çıkarak sokağı kolaçan etmeye başladılar. Temkinli adımlarla ilerledikleri sokaktan köşeyi döndüklerinde bir polis arabasının sahil yolunda devriye attığını gördüler. Kaldırımın üstündeki çınar ağacının gövdesine kamufle olan iki kafadar daha sonra sokağın karşı camisine doğru koşmaya başladılar. Cami duvarına geldiklerinde üst sokaktan sabah namazına gelen cemaat aralarında konuşuyorlardı. Bir an cemaat durdu ve duvar dibini siper almış iki çocuğa baktılar. Durum ortadaydı.

İçlerinden biri;

+ Bak görüyor musun komşu? İki anarşist polisten kaçıyorlar. Sopa yok mu sopa.

Yanındaki beyaz sakallı, siyah takkeli adam söze girdi;

- Yahu dur be Erdal. Boş ver biz karışmayalım.

Anarşizm adı altında sokaklarda dolaşan gençler, halkı korkutuyordu. Çoğu kimse onlara kapısını dahi açmak istemezken bazıları ise onlara kol kanat germeyi görev biliyorlardı. Siyasi ayrımcılık halkı da ikiye bölmüştü. Aynı evi paylaşan iki kardeşin bile birbirini boğazladığı dönemlerde kaldı ki vatandaş yanında yürüyen bir arkadaşını dahi komünistlikle suçlamasın.

Erdal, onu sopa aramaktan vazgeçiren ve koluna giren arkadaşına bir sual sorma ifadesiyle baktıysa da ikili başka bir şey konuşmadan cemaatçe camiye girdiler.

Suphi ve Şevki ise karınlarını doyurmak için bir lokantaya girdiler. Suphi iştaha oturduğu masada;

+ Yahu Şevki abi? Sen bu parayı nereden alıyorsun da lokantaya girdik.

Günün macerasını yüzünden bir an olsun atan Şevki;

- Hem çok çalıştım hem de çok sevildim.

Suphi'nin aldığı bu cevap konuşulacak uzun bir söyleşinin tek kısa özeti olmalıydı. Konuşmak isteyen Suphi devam etti;

+ Pekâlâ onu anladık. Buradan sonra nereye gideceğiz?

- Bilmem. Lunaparka gidelim mi?

+ Yok artık. Koca koca adamlar.

- Aman aman bak hele, ne zaman büyüdün sen?

Keyifli geçen bu muhabbetin ardından yemekler yendi, lokanta önünde şerbetler içildi. Yetimhane yıllarına dönmenin muhabbetini yapan ikili, sahile doğru yürüdüler. Gayet sakin ve sessiz olan sokak, yavaş yavaş dükkânlarının kepenklerini açmaya başlayan esnafın sesiyle uyanmaya başladı. Aralarında muhtelif diyalogların geçtiği sokaktan geçen gençler ise bu diyaloglara kulak misafiri oluyor, sabah sabah yapılan esnafların keyif içindeki şakalarına gülmeden edemiyorlardı. Polisten saklanmanın hareketliliği ile başlayan sabah, neşe içinde geçmeye başlıyordu.

Sahile indiklerinde nazlı nazlı sallanan deniz, üzerinde yankı yapan martı seslerine kulak asmıyor bilakis güneş ışıklarını derin sularına işliyordu. Hava olabildiğine açık ve ılımandı. Su üzerinde güneş ile birlikte yataklarından çıkmış emekçi balıkçılar teknelerinde süzülüyordu. Sonra bir uçak geçti üstlerinden, askeri bir uçak. Sanki semaların bizim olduğuna dair bir mesaj veriyordu. Yahut gözümüz üzerinizde diye bir ültimatom. Ama yinede bu berrak havaya yakışan yine kayaları döven dalgalarıyla bu berrak denizdi. Kaptanların seyir defterlerine zevkle kaydettiği bu sular ne mutlu ki bizim vatanımızın sularıydı.

Sahile paralel yürüdükleri o kaldırımlı yolda her şey sanki nostaljik bir filmden kesit gibiydi. İki arkadaş, olabildiğine geniş, parlak gökyüzünün altında iki sevdalı gibi yürüyorlardı.

Şevki;

+ Sana bir şey itiraf edeyim mi Suphi?

- Buyur abi.

+ Yetimhaneden dışarıya ilk kaçışımda nedendir bilinmez ama geri dönmem gerektiği kanısına vardım.

- Allah Allah neden ki?

+ Çünkü beni orada bekleyen ve benim sorumluluğum altında biri varmış hissiyatına girdim.

Suphi o günlere dönerek olanları hatırladı. Ama yine de işi gırgıra vurarak;

- Allah Allah. Yurtta kız da yok ki. Kimmiş o acaba?

Şevki'nin duygusallaşan yüzünden bir parça geçmişe olan hüzün döküldü.

+ Kim olacak eşek herif. Sensin işte. Seni kardeşim gibi seviyorum lan kerkenez.

Az önce geyik yapan keyifli Suphi, denizin ufuklarında kendini kaybederek;

- Mutabıkız ağabey. Zaten anasızlık babasızlık bizi kardeş etmedi mi dersin?

Yaşanan tüm bu duygusal anlar arkalarından gelen bir sesle bozuldu...

Kuyudaki IşıkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin