Master/Yoonkook✔

18

Billie Eilish-when the party's over

1681 kelime yazdım. Oy verirseniz emeğimin karşılığını almış olurum.

Yoongi

Uyandığımda Jungkook'un hâlâ uyuduğunu gördüm. Anonsla toparlandım.

"Birazdan iniş yapacağız. Dikkatinize."

Jungkook anons ile uyanınca sırıtmıştım. Hafif aralık dudaklarıyla tavşan dişleri gözüküyordu.

Uçak inişe geçtiğinde ikimizde çantalarımızı alıp ayağa kalktık. Bavulları aldıktan sonra arabamızı beklemeye başladım. Jungkook su almaya gitmişti. Geldiğinde aldığı sudan bir yudum aldı.

"Bebeğim geliyor."

"Bebeğin?"

Simsiyah Ferrari'yi görünce sırıttım ve bavulumu alıp yanına gittim. Adam birkaç boş yaptıktan sonra arabadan inmişti.

Bindik.

"Beğenmedim."

"İddialısın Jeon."

"Evet. Bebeğinden daha iddialıyım."

Sırıtmıştı. Saçları karışmıştı. Çok sevimliydi.

Aklıma gelen şeyle güldüm ve ona döndüm.

"Tabii ki senin vücudun daha güzel."

Kızarmıştı ve yutkunup arkasına yaslanmıştı. Onu utandırmak hoşuma gidiyordu.

Telefonunu eline alıp birşeyler yaptı. Saat şuan burada akşam 9'du.

Otele geldiğimizde arabadan indik ve bavullarımızı aldık. Hava akşam olsada ciddi bir sıcaklıktaydı. Adeta götüm pişiyor. Zaten mal gibi simsiyah giyindim.

Oda anahtarımızı alıp odamıza girdik.

Cam kenarındaki yatağa koşan Jungkook'u görünce bende koşmaya başladım. Ben orayı istiyorum!

O yatağa atlamadan hızlıca -ki vampir olmasam bunu yapamazdım- ben yatağa oturdum. Jungkook birden üstüme atlayınca şaşırmıştım. Kalçaları kasıklarımdaydı. Bundan tabii ki memnunum.

Sırıtıp konuştum.

"Önce ben geldim."

"Haksızlık! Ben-"

"Ağlama. "

Yanımda olan küçük boşluğa sığdı ve ayaklarıyla beni yataktan atmaya çalıştı. Tabii ki düşmedim. Ona döndüm.

"Birlikte yatalım o zaman."

"Ne?"

"İstemiyorsan-"

"Ugh tamam!"

"Yatakları birleştirelim."

"Sen birleştir ne de olsa güçlüsün. Kendimi yoramam."

Güldüm ve yanından kalkıp bir çırpıda birleştirdim. Daha sonra bavullardaki kıyafetleri gardroba yerleştirdik.

Klimayı açtım ve üstümdeki gömleği çıkartıp altıma dizime kadar gelen siyah rahat bir şort giydim. Üstümede gri bir t-shirt giydim. Jungkook telefonda birşeyler yapıyor ve gözleri pörtlüyordu. Sırıttım ve arkasından sarılıp telefona bakmaya çalıştım. Ancak hemen kapatmıştı.

"Neye bakıyorsunda böyle şaşırıyorsun?"

"Y-yok birşey."

Dudaklarımı boynuna götürdüm. Raddetmeyip boynunu geriye attı ve başını omzuma koydu. Böylece daha fazla alan olmuştu.