46

1K 87 25
                                    

Yoongi

Arabayı çalıştırıp hızlıca sürmeye başladım. Ne hissediyordum bilmiyordum. Hayal kırıklığı... sinir... üzgünlük...

Jungkook beni sevmiyor muydu? Seni hak etmiyorum derken ona az mı geliyordum? Veya ben mi yanlış anlıyordum? Beni sevmiyor muydu?

Telefonumu aldım.

"Taehyung müsait misin?"

Jungkook

Saatler geçmişti. Orada ağlayıp durmuştum. Ağlamalarım durduğu zaman taksi çağırmış ve eve gelmiştim. Telefondan kendime bakmıyordum. Ağlamaktan kızaran gözlerime bakmaya korkuyordum. Eve gelince Yoongi'yi görmemiştim.  Heryere baktığımda onu bulamamıştım. Yatak odasına gidip kıyafetlerimi giydim ve yatağa girip pikeyi üzerime çektim. Onu üzdüğüm için kendimi öldürmek istiyordum. Gözlerim yorgunluktan kapanmıştı ve uyumuştum.

***

Uyandığımda Yoongi yanımda yoktu. Büyük ihtimal erkenden şirkete gitmişti. Saat daha 10'du.

Yataktan kalkıp banyoya gittim. Kısa sürede duş alıp giyindim ve çıktım. Bugün toplantı vardı. Şuan beraber konuları konuşmamız gereken zamandı. Ancak o yoktu. Yavaş adımlarla şirkete gittim.

"Jungkook tek geldi?"

"Yoongi erkenden geldi görmedin mi?"

"Kavga ettiler herhalde."

"Aslında ayrılsalat iyi olur. "

"Aynen. Yoongi onun yüzünden artık benimle daha az konuiuyor."

Duyduğum diyaloglarla onlara döndüm.

"Dediklerinizi birde benim yüzüme söyleyin."

Ses çıkarmayıp bir şey olmamış gibi masalarına döndüler.

"Neler oluyor Jungkook?"

Seo noona gelmişti. Seo noona onların başıydı.

"İşlerini yapmayıp Yoongi ve benim hakkımda dedikodu yapıyorlar. "

"Tamam sen git. Ben hallederim."

Seo noonanın tersi hiç iyi değildi. Umursamayıp asanaöre bindim. Hiç kimse ilişkimiz hakkında konuşamazdu. Ayrılmalarını istiyorum da ne demekti?

Asansör durduğu zaman indim ve tedirgince içeri girdim. Yoongi masasına oturmuş tablette bir şey yapıyordu. Kapı açıldığı zaman bana dönüp bakmamışto bile. Ceketimi askıya asıp sandalyeye oturdum. Gözlerime bakmıyordu.

***

Saat 3 olmuştu ve bugün işlerimiz bitmişti. Bütün gün iş dışınsa başka bir şey konuşmamıştık. Bu cidden sinir bozucuydı. Ceketini giyerken konuştu.

"Bir kafeye gidelim mi?"

Rahatlamıştım. En azından küs değildi. Gülümsememi saklamadan konuştum.

"Tabii gidelim~"

Yanına gidip sevimli bir şekilde koluna sarıldım. Başta gözlerinin parladığını görsemde sonra gözlerini benden ayırmıştı.

"Çekil."

Gülüşüm dediği şeyle anında yüzümden silinmişti.

Ondan çekilip konuştum.

"Neden böyle yapıyorsun? Beni üzüyorsun."

"Sen mi ben mi?"

Dediğini umursamayıp cevapladım.

"Kafeyi boşver. Her şeyi burada konuşup halledelim."

"Ara vermek istiyorum."

Ne saçmalıyor bu? Onunla evlenmediğim için böyle mi yapıyor?

"Seninle evlenmek zorunda değilim. Ayrıca dediğim gibi kimseyle evlenmeyeceğim. Bu benim kişisel görüşüm."

"Beni sevmiyorsun ve anneninde dediği gibi heveslik bir ilişki olarak düşünüyorsun."

Şaşkınlıkla ona bakıyordum.

"Başından beri böyle mi düşünüyorsun? "

"Söylediğin şeylerle böyle düşünüyorum. Sanırım haklıyım."

Kendime hakim olamayıp sert bir tokat atmıştım. Onunla neler yaptım, bana sürtük mü diyor?

"Ben değilde sen beni sevmiyormuşsun."

Yüzünü çevirmişti,bana bakmıyordu.

"Jungkook-"

"Tamam bencede ara verelim. Kendi kişisel görüşümü bile yargılıyorsan hiç devam etmeyelim."

Çantamı bir çırpıda alıp hızlıca odadan çıktım.

Cidden inanamıyordum. Ondan böyle bir şey asla beklemezdim.

Sona yaklaşıyoruz

Son bir kez smut ister misiniz? Ona göre birkaç bölüm sonra smut olacak.

Master/Yoonkook✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin