47

1K 85 13
                                    

Yoongi

Sadece kendi bildiğini yapıyordu. Onu sevmiyorum da ne demekti? Ona aşıktım. Böyle şeyler söyleyemezdi. Bana tokat atamazdı, haklıydım. Veya öyle sanıyorum. Sinirim bozulmuştu. Gerçekten sinirim bozulmuştu. Onun arkasından gidersem kavga edecektik. O yüzden bunu yapmayıp çantamı aldım ve lavaboya gittim. Yüzümü yıkayıp şirketten çıktım. Büyük ihtimal ya tek başına sakinleşmek için bir yerdeydi ya da Jiminleydi. Eve gidip bir duş aldım ve salona geçtim. Evde yoktu.

Sanırım böylesi daha iyi.

Diğer gün

Yoongi

Hayır böylesi iyi falan değil.

Sadece bir gün geçmişti ve hiç eve gelmemişti. Deli gibi onu özlemiştim. Umarım şirkete gelirdi.

***

Saatler geçmiş ve şirkete gelmiştim. Jungkook'u kantinde kahve içerken ve başkalarıyla konuşurken görmüştüm. Ancak yüzü asıktı ve insanlara yapmacık bir gülümseme sunuyordu. İyi tarafından bakmak gerekirsem onu görmüştüm.

Taehyung'un odasına gittim. İçeriden öpüşme sesleri gelsede umursamayıp kapıyı tıktıkladım. Hadi ama şirkette yapmayın bari.

Bir süre sonra Taehyung gelmem için komut vermişti. Jimin Taehyung'un masasına oturmuş bana bakıyordu.

"Jungkook ile aranız nasıl?"

Taehyung nerden biliyor?

"Sen nerden-"

"Jungkook dün bize geldi. Dostum tam bir ahmaksın."

Jimin konuştu;

"Her şeyi nasıl yanlış anlamayı başardın?"

Koltuğa oturup sorularını cevapladım.

"Aramız iyi falan değil. Ara verdik işte konuşmuyoruz. Ayrıca yanlış anladığımı sanmıyorum beni heveslik görüyor."

Jimin yanıma gelip elimi alnıma koydu.

"Ateşinde yok ki. Niye anlamıyorsun? Jungkook küçüklüğünden beri büyüdüğümde evlenmeyeceğim diyordu. Bu kendi görüşü. Ayrıca seni heveslik olarak görmüyor. O sana aşık..."

Elini havada sallayıp yüzünü ekşitti ve konuşmasına devam etti.

"Gerçekten ikinizde koca bir aptalsınız. Düzgünce konuşmalıydınız."

Parmaklarımda ki yüzüklerle oynayıp konuştum.

"Peki ya Jungkook? Dün bir şey dedi mi?"

Bu sefer Taehyung cevapladı.

"Sana onlarca küfür salladı. Ayrıca bebek gibi uyuyana kadar zırlayıp durdu. Sabah uyandığında hiçbir şey olmamış gibi neşeliydi."

Jimin Taehyung'a dönüp cevapladı.

"Jungkook'un içten içe üzgün olduğuna eminim. Her üzgün olduğunda mutlu böyle yapar. Bir an önce barışsanız iyi olur..."

Bana dönüp konuşmasına devam etti.

"Jungkook kırıldığı için seni süründürecektir. Buna hazır ol."

Siktir. Jungkook'un tripleri beni öldürüyordu.

Keşke Jimin gibi Jungkook hakkında bilgili olsaydım. Keşke küçüklüğünden beri tanışsaydık. Eminim küçüklüğünde çok tatlı olmalıydı. Aklımda canlanan şeyle kızarmıştım.

"Jimin...konumuzla alakası yok ama Jungkook'un küçüklüğünden kalan fotoğraflar var mı?"

***

Gördüğüm fotoğraflardan sonra kalbim gitmişti. Kendimi toparlayıp odama yol aldım. Cidden minicikti. Arada gülüp duruyordum. Beni deli sanacaklardı. İçeri girdiğimde Jungkook'un sandalyesine oturmuş telefonda bir şeyler yaptığını görmüştüm. Ben ise hâlâ salak gibi gülümsüyordum.

Gözlerimiz kesiştiği zaman hemen gözlerini kaçırmıştı. İç çekip sandalyeme oturdum ve mal gibi dönmeye başladım. Cidden onu hayvan gibi özlüyordum. Kokusunu, dokunuşlarını, gülümseyişini,sarılmalarını... sanırım ona fazla bağlandım. Şimdi barışmak ve işi tatlıya bağlamak istiyordum ama hatalı olan ben değildim. Eğer hatalı olsaydım onun gönlünü almaya çalışır ve triplerine katlanırdım. Ancak sanırım bu sefer ben ona trip atmalıyım.

Lanet olsun sadece bir evlilik teklifi ettim! Böyle olacağını bilseydim bir bok yapmaz hatta yerimde kıpırdamazdım!

Master/Yoonkook✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin