Bölüm 7 ~Yeni Sıra Arkadaşı~

1.7K 77 2
                                    

~Ege~

Bardaki olaydan sonra Cansu 1 gün okulu ekti ve bütün gün Esila'nın aramalarına cevap vermedi sonra da eve kıpkırmızı bir yüz ve aptal bi sırıtışla geri döndü. Her ne kadar anlatmasa da Esila da Su da ben de o gün Ateş'le gezdiklerini ve gitgide birbirlerine yakınlaştıklarını biliyorduk. Ateş yaklaşmamış olsa bile Cansu çocuğa inanılmaz düşüyordu. Yani kim 3 ders boyunca birini izler ki? 

Ayrıca Su ile çok gurur duyuyorum, bu sürekli peşinde gezinen çocuğa kafa atmış. Aslında çok beklenmedik bi olay değildi, sonuçta bu grupta birine kafa atacak ilk kişi bensem ikinci Su'ydu. Ve şu an bizim sınıfa gelmeye çalışıyor.

Esila'nın kafasını taktığı bir şey var ama hala bize söylemiyor.

Arkadaş grubumda durumlar böyle. Bana gelirsek Esila sağ olsun yeni sıra arkadaşım sürekli cam kenarını benden almaya çalışan aptalın teki. Yani sadece cam kenarını almak istediği için aptal dediğimi düşünmeyin. YANIMDA DÜNYANIN EN GERİZEKALI İNSANLARINDAN OLAN DEMİR OTURUYOR. Hani şu Cansu'ya içki için bağıran Demir var ya o Demir. Çocuk yakışıklı olsa da cidden bir aptalla uğraşacak sabrım veya enerjim yok. Elimden geldikçe uzak kalmaya çalışıyorum. Yani aslında bir şey yaptığım da yok. Ben onun uyuduğu derslerde o da benim uyuduğum derslerde uyuyor. Çok muhabbetimiz de yok işin aslı.

Ama yemekhanede veya kantinde kızlarla oturuken arkadaşlarıyla sürekli bizi izlediklerini hissediyorum. Ayrıca bi kere ikimizin de uyanık olduğu nadir derslerden birinde "B sınıfındaki Su'yla ne zamandan beri arkadaşsınız?" diye sordu. Ben de "Arkadaşımı sana ayarlamayacağım. Yani herkese olur ama sana olmaz." dedim. Neden diye sorarsanız çünkü bu çocuğunda herkesle yatıp kalkan bi tip olduğunu biliyordum, benim gibi. O da "Ayarlamanı isteyeceğimi kim söyledi? Veya kendime ayarlamanı isteyeceğimi? Ayrıca inanır mısın böyle konularda senden yardım almama gerek kalmaz" diyerek iğrenç bi şekilde sırıttı. "İnsanlarla nasıl diğer insanlarla iletişim kurabiliyor? Yani açıkçası şu an suratına yumruk atasım geliyor da." dedim. "O senin yabaniliğin." diyip önüne döndü. Bu tarzda bir konuşmayı sadece haftada bir defa yapsak sanırım sadece 2 ay falan dayanabilirdim. Ama sonra kasıtlı adam öldürmeden yargılanacak olan ben olurdum. Buna self-defense denmeli çünkü akıl sağlığımı korumaya çalışıyorum, bu self-defense değil de ne? Sanırım ütopik dünyamın kanunları yavaş yavaş oturuyor.

İşe geldiğimde Demir'in gene köşedeki masada oturduğunu gördüm. Gidip üstüne içki döksem ne olurdu ki? Bu fikri bastırmaya çalışırken Su gelip "Ege babam çağırıyor gitmem lazım müdüre haber verebilir misin?" dedi. Kafamı salladım ve mutlulukla gülümsedim. Günlerdir işe Su'yla gelip Su'yla döndüğüm için hiç kafama göre takılamamıştım. Flörtleştiğim çocukları bar sandalyesinde bırakıp gitmek beni üzüyordu. Yani üzülmek denmez sanırım. Bilemiyorum. Mesaimin bitişine doğru Buğra'nın arkadaşlarından biri geldi. Mesaim bittikten sonra dans etmeyi önerdi ve ben de kabul ettim. Elimde içkiyle dans ederken ayağımın takılmasıyla bütün bardağı Demir'in üstüne döktüm. Kahkaha atmaya başladım. "Gerçekten planlı değildi ama planlı olsa bu kadar komik olmazdı." dedim gülmeye devam ederken. Sanırım Demir biraz daha uğraşsa Superman gibi Eye Laser kullanabilirdi. Yapmış da olabilir ama görebilecek kadar uzun süre barda kalmadım. Üst kattaki odalar her zaman çok kullanışlıdır.

Sabah olduğunda eve dönüp hazırlanıp okula gitmek için yaklaşık 1 saatim olduğunu gördüm. Yeterdi ama gene de hızlı olmam benim için daha iyi olurdu. Yanımda uyuyan çocuğa dokunmadan hızlıca hazırlanıp odadan çıktım. Kapıyı kapatmamla karşımdaki odadan Demir'in odadan çıkması bir oldu. Gömleğindeki lekeyi görünce yine sırıttım. "Bir insan nasıl bu kadar umursamaz olabilir?" dedi. Tam ağzımı açıp çirkefleşecektim ki telefonum çalmaya başladı. Esila, başka kim olabilirdi ki? Konuşmama izin vermeden beni soru yağmuruna tuttu, sonra cevap vermiyorum diye kızdı, 10 dakika içinde evde olmamı söyledi ve telefonu kapattı. Konuşmama izin bile vermiyorken sorularına nasıl cevap verebilirdim ki? Demir'e dönüp "Eğer şu an eve geç kalırsam boşu boşuna trip yemeyeceğimi bilsem ağzının payını çok güzel verirdim ama şansıma küseyim eve yetişmem lazım" dedim.  Arabasının anahtarını çıkarıp "Çok konuşmak istiyorsan yolda konuşabilirsin" dedi. Lanet olsun! Arabasına binmeyi zaten, bütün gün yanında oturmayacakmışım gibi bi de yolda onu çekmeyi veya evimin yerini öğrenmesini istemiyordum. Ama eve yetişmem gerekiyordu. "Eve yetişmek zorunda olduğum için kabul ediyorum. Yoksa sana 2 dakikadan fazla katlanamıyorum." dedim. O da klasik gülümsemesini suratına yerleştirip "Peki." dedi.

Yolda acaba farklı bir sokağa götürüp ordan mı yürüsem diye düşünüyordum. Çünkü arkadaş grubuyla bizi sürekli izlemesi beni çok rahatsız ediyordu ve evin yerini öğrenmelerinin iyi olmayacağını düşünüyordum. Ama sonra boş verdim. Yani ne olabilirdi ki? Evin önünde arabayı durdurdu. Çıkacaktım ama kapıların kilidini açmadı. "Napıyosun acaba!" diyerek arkamı döndüğümde gömleğini çıkardığını gördüm. Six packlerine düşmüş olmama rağmen "Ne yaptığını öğrenebilir miyim acaba?" dedim. "Üstüme döktüğün içkiyi temizleyeceksin ya onun için gömleği veriyorum." dediğinde her six packi olana düşülmemesi gerektiği tekrar kafama vurdu. "Hmm temizlerim, ikinci ders bi uyu görürsün temizlediğimi." dedim. "Gömleği almadan kapıyı açmıyorum." dedi. Gömleği aldım arabanın kapısını açıp gömleği top yapıp çöpe attıktan sonra arkamı dönüp yapmacık bir gülümsemeyle "Teşekkürler!" diyip arabadan çıktım. Düşmanca baktıktan sonra gaza basıp ilerledi.

Telefonumu arabasında unuttuğumu farkettiğimde her şey çok geçti. Küfredip eve girdim. Cansu, Esila ve Su klasik bakanlar kurulunu kurmuş beni bekliyorlardı. Okula gitmek için 50 dakikamız vardı ve ben azar yiyecek bir şey yapmamıştım bile. Çantamı kolumdan çıkarıp kaderime boyun eğmeye karar vermiştim, Cansu'nun "Ateş bana çıkma teklifi etti" demesiyle çantayı yere düşürdüm. Su "Niye bu kadar tepki verdin ki? Bunu bekliyorduk sonuçta." dedi. Ben de "Doğru aslında, neyse yiyebileceğim ne var?" dedim. Cansu "Kahvaltı ha-" diyorken Esila "Daha okulun ikinci haftasındayız ve bu okul yeni bir okul. Nasıl bu kadar hızlı sevgili yapabilirsin?" diye sordu. Hepimiz güldük ve kahvaltı yapmaya oturduk. Masada biraz trip biraz da azar yedim. Sonra okula gitmek için yola çıktık

Mahşerin Dört AtlısıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin