Bölüm 61 ~Durum Güncellemesi~

420 26 1
                                    

~ESİLA~
Hastaneden çıkış işlerim halledildiğinde kimseyi görmek istemediğimi ve eve gitmek istediğimi söyledim.
Kızlar bu ricamı anlayışlar karşılayıp baan sarılıp gittiler.Odada Savaş ile yalnız kaldığımızda hiç bir şey konuşmuyorduk.
Savaş da en az benim kadar üzgün ve gergindi.
Düğünde ve ambulans da panikten resmen kargaşa çıkarmıştı.
Hasta yatağından kalkıp ayağı kalktığımda dizlerim titriyordu.
Savaş bunu fark ettmiş olacak ki yanıma geldi.
Elimle onu durdurdum.
"Kendim halledebilirim,"dedim ve yataktan biraz destek aldım.
Savaş geri çekilip tekli koltukta duran ceketini alıp üzerine geçirdi.
Yataktan destek almayı bırakıp doğruldum.
Zar zor bir kaç adım atabilmişken titreyen dizlerimin acısına daha fazla dayanamayıp dizlerimin üzerine yere yığıldım.
Savaş olduğu yerden fırlayıp yanıma geldi ve beni belimden tutarak yatağa geri oturtu.
Bi anda sesli bir şekilde ağlamaya başladım.
"Özür dilerim.Ben berbat bir anneyim ve bebeğimizin ölümüne sebeb oldum!Daha kendim yürümeyi bile beceremiyorum.Ben çok özür dilerim,hepsi benim suçum,"diye bağırdım ve ağlamaya devam ettim.
Savaş beni kendine çekip sarıldı.
"Bunların hiç biri senin suçun değil Esila.Bunların hepsi seni bu hale getiren o şerefsizlerin suçu,"dediğinde babamdan ve annemden bahsettiğini anlamıştım.
Doktor ilk bünyemin ne kadar hassas olduğundan bahsettiğinde ve bunun küçüklüğümden gelen bir şey olduğunu söylediği anda Savaş'ın onları düşündüğünü anlamıştım.Haklıydı da.
Savaş'tan yavaşça geri çekildim.
"Şimdi ne yapacağız?"diye sordum.
"Senin okulunun bittmesini bekleyeceğiz.O sırada tedavilere ve düzenli doktor kontrollerine de başlayacağız.Yazın çalışmak istediğini söylemiştin,hayır yazın çalışmak falan yok.Bu saatten sonra sağlığın ile birebir ilgileneceğim,"dedi Savaş ve alnımı öptü.
Yüzümü avuçları arasına aldı ve gözlerime bakmaya başladı.
"Bunu daha önce yapmadığın için ben özür dilerim,"dedi Savaş.
Yüzümü tutan eline döndüm ve avuç içine uzun bir öpücük bıraktım.
"Özür dileme,"dedim fısıldayarak.
"Eve giderken kızları bir ara olur mu?Çok endişeliydiler,"dedi Savaş.
Başımı olumlu anlamda salladım.
Savaş yanıma oturdu ve elimi tuttu.
"Seni o düğün salonundaki lavabonun yerinde kanlar içinde yatarken gördüğüm ilk an kalbim duracak gibi oldu.Sonra o kanın kaynağının bacaklarının arasından geldiğini görünce ne yapacağımı bilemedim.Sen ağlıyordun,bağırıyordun ve ben hiç bir şey yapamıyordum.Sanki dünya durdu ve düşünebildiğim görebildiğim tek şey sen oldun.Bu yüzden biraz bağırdım ve gerildim,o an seni korkutuysam üzgünüm,"dedi Savaş.
"Önemli değil.Emin ol o an ben de be yaptığımı doğru düzgün hatırlamıyorum bile,"dedim.
Savaş elini bacağıma doğru götürdü.
"Ağrıyorlar mı?"
Başımı olumlu anlamda salladım yavaşça.
"Karnım ve bacaklarımın arasında çok keskin bir acı var ama doktor normal olduğunu söyledi,"dedim.
"Sanırım onun sancısı bacaklarına da yansıyor,"diye ekledim.
Savaş bana bakarken bi an dalıp gitti.Sonra hemen toparlanıp bana döndü.
"O sahne gözümde canlandıkça delirecek gibi oluyorum,"dedi Savaş ve gözlerini yumarak alnını sıvazladı.
"Evimize gidelim.Dinlenmeye ihtiyacım var,"dedim.
Savaş ayağı kalktı ve ceketini çıkarıp bana giydirdi.
Sonra beni kucağına aldı ve arabaya yöneldi.
Arabada kızları aradım ve onalarla konuştum.
Önce Cansu ile konuştum evde Ateş ile birlikte olduğunu öğrendim.Ona iyi olduğumu ve eve gittiğimi söyledim.
Sonra Su'yu aradım.Düğünlerini berbat ettiğim gerçeği yüzünden mahçup bir şekilde konuşuyordum.Su bunu anlamış olacak ki bana biraz kızdı.Sonra bir ton tavsiye ve yemem gereken besinlerden bahsetti.
Sonra telefonu Araz aldı ve nasıl olduğumu falan sordu.Kısaca onla da konuştuktan sonra telefonu kapadım.
O sırada eve gelmiştik.
Arabanın kapısını açıp Savaş'ı beklemeden aşağı inmeye çalıştım ama tökezledim.
Savaş hızla belimden tutup ondan destek almamı sağladı.
"Esila kendini zorlama,"dedi biraz sinirli bir şekilde.
Eve doğru pndan destek alarak girdiğimizde beni odamıza çıkardı ve nazikçe yatağa yatırdı.
"Savaş duş almam lazım,"dedim.
Bacaklarımda hala kan izleri vardı.
Savaş üzerimdeki kıyafetleri çıkarmama yardım etti.Üzerinde sadece kilotum kaldığında beni küvete götürdü.
Sanki bir çocuk yıkar gibi beni nazikçe küvete soktu ve yıkamaya başladı.
Arada oan müdahale ediyordum ama o her seferinde elimi nazikçe tutup geri indiriyordu.
O kadar yorgundum ki gözlerim kapanıyordu.
Savaş beni iyice durulayınca havluya sardı ve yatağımıza yatırdı.
Bana temiz bir kilot verdi ve dolaba yöneldi.
O dolaptan bana kıyafet ayarlarken ben de kilodu değiştirdim.
Sonra yanıma gelip bana Savaş'a ait bir tişört giydirdi.
Yatağa uzanıp beni kendine çekti.
Bir süre öyle kaldığımızda elim istemsizce karnıma gitti.
Savaş bunu fark edince bana daha da sıkı sarıldı.
"Kendini kötü hissettiğini neden bize söylemedin?Ya Su ve Cansu peşinden tuvalete gelmeseydi?Ya seni bulamasalardı?"diye sordu.
"Bilmiyorum.Herkes çok mutluydu ve o anı bozmak istemedim.O an böyle ciddi bir durum olduğunu anlayamadım.Düğün alanından çıkıp lavaboya girdiğimde fark ettim kanı,"dedim.
"Bir daha en ufak bir şey olduğunda söyle olur mu?"
"Tamam söylerim,"dedim.
"Yarın senin için bir doktor ile görülüp randevu alacağım.Şimdiden tedavi olmaya başlamanı istiyorum.Sadece hamilelik için değil genel olarak buna ihtiyacın var,"dedi.
"Hakılısın.Regli dönemleri çektiğim sancılar,en ufak bir soğukta hasta olmam,çabuk yorulmam.Bunu daha önceden anlamalıydım,"dedim söylenircesine.
"Kendini daha fazla suçlama,"dedi Savaş.
Başını kaldırıp Savaş'a baktım.
"İyi geceler,"dedim ve başımı göğüsüne gömdüm.
•••
Sabah kalktığımda yanımda Savaş yoktu.
Tek başıma uyanmak çok hoşuma gittmese de yataktan kalmaya çalıştım.
Biraz zor oldu ama kalktım ve kapıya yöneldim.
Alt kattan Savaş'ın telefonda konuşma sesi geliyordu.
Merdivenlerin korkuluklarından destek alarak aşağı inmeye çalıştım.
Son basamaklara doğru iyice tökezliyordum.
Savaş telefonu omzu ile başı arasına sıkıştırıp yanıma geldi ve belimden tuttu.
Bi yandan telefonda konuşmaya devam ediyordu.
"Evet.Evet,yarın akşam geleceğiz."
Savaş beni salonumuzun koltuğuna oturttu ve karşıma geçti.
"Tamam,yarın görüşmek üzere,"dedi ve telefonu kapattı.
"Doktor randevusu,"dedi bana dönerek.
"Yarın işe gitmeyecek misin?"
"Sen de benimle geliceksin.Oradan doktora geçeriz,"dedi Savaş.
Başımı olunlu anlamda salladım.
"Daha iyi misin?"
"Evet.Sadece biraz yorgun ve halsizim,"dedim.
"Bu arada kızlar sabah aradı.
Cansu evde kahvaltı hazırlayacakmış herkesi çağırdı.Ben de geliriz dedim istersen hazırlan vaktiyle gidelim,"dedi Savaş.
Gülümsedim ve Savaş'ın yardımıyla odama çıkıp üzerimi giyindim.
Birlikte arabaya binip Ateş'in evine doğru gittmeye başladık.
Ateş'in evine vardığımızda Savaş beni kucağında eve getirdi.
Kapıyı Ateş açmıştı.
Savaş hızla beni salona götürdü ve koltuğa bıraktı.
"Hoşgeldiniz,"dedi Ateş.
"Hoşbulduk,"dedi Savaş.
"Nasılsın Esila?"diye sordu Ateş.
"İyi olmaya çalışıyorum diyelim.Cansu nerede?"
"O mutfakta Su ve Araz ile yemek hazırlıyor,"dedi Ateş.
"Yardım etsem mi?"diye sordum biraz çekinerek.
"Hayır!"dedi Savaş sertçe.
"Tamam sadece sordum,"dedim.
"Savaş haklı Esila sen dinlen ben yardım ederim.Hazırlanınca sizi çağırırım,"dedi Ateş ve mutfaka gitti.
Kahvaltı hazır olunca Savaş ile birlikte mutfaka geçtik.
Kızlar bana sıkıca sarıldı ve sofraya oturduk.
Masada derin bir sessizlik vardı.
Su bir yanımda Savaş bir yanımda tabağıma bir sürü yemek koyuyorlardı.
"İkinizde kesin şunu,"dedim sertçe.
"Bunları yemen lazım Esila.Artık eskisi gibi az yemene izin vermeyeceğim,"dedi Su.
"Su tamam ama bu kadarı da fazla ama,"dedim tabağını göstererek.
Su Savaş'a destek bekler gibi bakmaya başladı.
Savaş "Su haklı hepsi bitecek.İtiraz istemiyorum,"dedi.
Tabağımda kileri zar zor yemeğe başladım.O sırada herkes yavaş yavaş sohbet ettmeye başlamıştı.
Bir süre sonra aralarına ben de katılmıştım.
Böyle dostlarım olduğu için kendimi çok şanslı hissediyordum.

Mahşerin Dört AtlısıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin