Bölüm 57~Beklenen cevap~

423 25 0
                                    

~Su~
Herkes benden cevap bekliyordu. Hafifçe kafamı salladım.
"Evet!" Araz ayağa kalkmıştı yüzüğü parmağıma takmıştı. Ve ona sımsıkı sarılmıştım. Bugün daha bir mutluydum. Hem Esila evlenmişti. Mutluydu. Hem de Araz bana evlenme teklifi etmişti. Araz'dan ayrılıp Cansu'ya koştum. Tebrik edip sıkıca sarıldı. Sonra da Esila'ya yöneldim. Sıkıca sarılmıştık yine. Sırayla tüm arkadaşlarıma sarılıp tekrar Araz'a döndüm. Yerlerimize geri döndük. Araz bana herkesin içinde evlilik teklifi etmişti aileside burada olduğu için onların yanına gidiyorduk. Yanlarına vardığımızda ancak isimlerini öğrenebilmiştim. Annesinin adı Selma babasının adı ise Hakan'dı. Muhtemelen lisede olan kardeşi de Kaan. Masaya oturduğumuzda annesi Araz'ı yanımdan kaldırıp kendisi yanıma oturmuştu. Araz'a 'ne bok yiyecem ben' bakışlarımı attım. Annesiyse soru soruyordu:
"Araz'la ne zaman tanıştınız?"
"Lisede."
"Ne kadardır birliktesiniz?"
"3 yıl."
"Bizim neden senden haberimiz yok?"
"Be- ben bilmiyorum."
"Yemek yapmayı biliyor musun?"
"Biraz."
"Temizlik falan?"
"Biliyorum sayılır."
"Araz'ı seviyor musun?"
"Evet."
Sonra eşi Hakan Bey'e dönüp tamam işareti yaptı. Babası sormasını istediğim son soruyu sordu:
"Ailen kim? Annen baban tanışacak mıyız?"
"Annemi kaybettim."
"Başın sağ olsun kızım. Peki ya baban?"
Araz'a baktığımda bana güven verircesine bakıyordu.
"Gurur duyduğum bir insan olduğu söylenemez. En iyisi yokmuş gibi davranmak." Daha fazla da bir şey dememiştim. Araz'da babasına evde anlatırım demişti. Araz'ın annesinin
"Arazcım, yarın gidip gün alın. Siz işi çoktan pişirmişsiniz. Kim bilir belki yanlış şeyler bile olmuştur. Rezil olmayalım millette." demesiyle Araz'la ağızlarımızdaki içeceği püskürtmüştük resmen. Selma hanıma cevap vermeyip Cansu'ya mesaj attım: "Lütfen gel kurtar beni."
Annesi hâlâ cevap beklerken Cansu beni almaya gelmişti bende kusura bakmayın diyip kalkmıştım.
"Beni resmen sorguya çekti ya. Ama sağ ol valla hayatımı kurtardın." Araz'da arkamızdan gelmişti. Şu an üç çiftte bir masada oturuyorduk. Şöyle bir baktığımda herkes sıkılmış gibiydi. Düğün 7 de başlamıştı ama saat 9 du ve biz sıkılmıştık. Mükemmel.
"Kalksak mı artık? Beraber kutlama yaparız?"
Herkesin bunu beklermiş gibi bir havası vardı. Ve hep beraber ayaklanmıştık. Esila gelinliğini çıkartmaya gitmişti onun yerine bir elbise giyecekti. Savaş'ta yardıma gitmişti. Döndüklerinde 2 araba bara gittik. Düğündekilerin yokluğumuzu fark edeceklerini hiç sanmıyordum. Bol bol müzik ve yemek var işte eğlensinler kendilerince. Bara vardığımızda hemen bir yere oturmuştuk. Esila hariç hepimiz içiyorduk. Ne söylemişlerdi bilmiyorum ama 2. bardakta sarhoş olmuştum bile. Araz'ın da kafası güzeldi. Araz'ı kaldırıp dans pistine sürükledim. Araz'la deli gibi dams ediyorduk. Ama sonra bir şeyler olmuştu ve Araz bir çocuğa kafa atmıştı. Sonra da hiç bir şey olmamış gibi davranmıştı ama beni geri oturtmuştu. Oturduğumuz locaya geri döndüğümüzde Savaş'ın da kafası güzel olmuştu. Cansu da hafif sarhoştu ama bizden çok daha iyi durumdaydı. Ateş'te bir o kadar sarhoştu. Bir tek Esila tam anlamıyla ayıktı. Saat 11 olmuştu ve Savaş'la Esila gidecekti. Biz biraz daha oturun diye diretiyorduk.
Ama Savaş "yok, biz gidelim malum işler falan var" Esila uyanırcasına Savaş dürtüklemişti. Ben o sırada 7. bardağımı içiyordum. Esila ve Savaş'tan sonrası benim için karanlıktı. Sızmıştım.

Mahşerin Dört AtlısıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin