Bölüm 16~Korku Evi~

1K 57 7
                                    

~Cansu~

Ateş ile buluşacağım için heyecanlıydım bu bizim bir çift olararak dışarıdaki ilk randevumuz normal insanlar akşam yemeğine çıkarken biz benim en çok korktuğum yer olan korku evine gidiyorduk.

Ateş beni evden almaya gelmişti. Neredeki korku evine gittiğimiz hakkında hiçbir fikrim yoktu ama sanırım Kadıköy'e gidiyorduk ben daha Ateş bana bunu ilk söylediği andan beri çok korkuyordum."Ateş korku evine gitmek zorundamıyız?" Ateş bana baktı ve kafasını evet anlamında salladı. Ben de kaderime razı olup beklemeye başladım. Tahmin ettiğim gibi Kadıköy'e gelmiştik, arabadan indikten sonra hemen Ateş'in elini tuttum. İçeri girdiğimiz andan itibaren kalbim korkudan çıkıcak gibi oldu sonra Ateş'in elini daha fazla sıkmaya başladım galiba biraz fazla sıkmış olucamki Ateş "Acıdı."diye söylenmeye başladı o bunu söyleyince elimi biraz gevşettim girişte özel eşyalarımızı aldılar ve elimize pili az olan bir fener verdikten sonra bizi bir odaya soktular ve kapıyı kitlediler. Bizden açık olan kapıları geçip çıkışa ulaşmamız söylendi tabiki söylemesi kolaydı ama yapması o kadar kolay değildi. Karanlık bir odada sadece Ateş ve ben vardı istemizce sırtımı dikleştirdim galiba Ateş'in yanında korkup kaçmak istemiyordum. Bunu düşündükten sonra arkadan biri gelip koluma dokundu ve ben hemen Ateş'e sarıldım. Ateş bana bakarak "Az önce sırtın dik gezmiyormuydun biri dokununca hemen bana sarıldın."dedi gülerek. Bende "Gülme seni de görücez."dedim alaycı bir şekilde. Ateş sırtını dikleştirdi ve "Ben böyle şeylerden korkmam."dedi gururla. Ben kendimi gülmeden edemedim tam gülerken biri benim kolumdan tuttu ve beni çekmeye başladı ben bağırmaya başladım ve adama vurduktan sonra Ateş gülmeye başladı Ateş gülerken adamdan özür diliyordum. Adam önemli değil dedikten sonra devam ettik ve bir sonraki kapıya ulaştık kapıyı açıp biraz ilerledikten sonra karşımıza birden bire IT'deki palyaçoya benzeyen biri çıktı ve elinde kanlı bir bıçak tutuyordu ben bunu görünce bağırdım ve Ateş'in kucağına zıpladım ama bu sefer tek korkan ben değildim Ateş çok tedirgin bir şekilde palyaçoya bakıyordu palyaço bunu anlamış olucakki yolumuzdan çekildi bu şekilde bende Ateş'in kucağından indim ve Ateş'i sırtından ittirerek yürümeye başladım karşımıza gine bir kapı çıkmıştı hemen kapıyı açıp başka bir ortamın içine girdik etrafta yarasalar vardı ve kapı arkamızdan sertçe kapandıktan sonra cadı gülüşü ile karşımızda kazanda küçük manken çocukların kaynatıldığını gördük bu bölüm çok korkunçtu çünkü ben cadıların kazanlarından korkuyordum. Ateş hala kendine gelememişti bu bölümü koşarak bitirdim o kadar korkunç değildi diye düşünürken birden karşıma bir cadı çıktı ve o kadar korkunç bir yüzü vardıki biran korkudan bayılıcam gibi hissettim. Cadıyı görmezden gelerek kapıya ulaştım kapıyı açınca girişteki yere gelmiştik sonunda bitmişti tek yolunda olmayan şey Ateş kendine gelmişti ama titriyordu. "Ateş iyi misin?"diye sordum tedirgin bir ses tonu ile Ateş "Benim en büyük fobim palyaço fobisi." diyince kendimi tutamadım ve gülmeye başladım Ateş benim gülüşümü susturmaya çalıştı fakat ben susmayınca beni sertçe öptü."Beni öpmek için susturmayı bahane etme artık."diye çıkıştım ben böyle diyince Ateş beni tekrar öptü."Ateş ben acıktım."diye sayıklanmaya başladım korku evinden çıkınca oda "Nerede yemek istersin?"diye sordu. Ben biraz düşündükten sonra "Senin yaptığın tosttan istiyorum."dedim ben bunu dediğim sırada telefonuna mesaj geldi ve gitmek zorunda olduğunu Demir'in ona anlatması gereken bir şeyler olduğunu söyledi ben kafamı tamam der gibi salladım arabaya bindik ve beni eve bıraktı yolda yemek yemiştik o yüzden aç değildim kapının önünde Esila ile karşılaştım beraber eve girdik. Eve girince buzdolabında asılı olan notu gördüm notta "Beni gelince uyandırın anlatmam gerekenler var -Ege." yazıyordu. Esila ile hemen Ege'nin odasına gittik ve onu uyandırdık anlatıyorken saatin 02.00 olduğunu fark ettik ama Su neredeydi "Esila Su nerede?"diye sordum kimseden cevap gelmeyince Su'yu aradım fakat cevap veren yoktu daha sonra Araz'ı aradım ve Su'nun onun yanında olup olmadığını sordum Araz yanımda değil cevabını verince çok korkmaya başladım Araz Su'ya bir şey mi oldu diye soruyordu fakat cevap veremiyordum hızlıca evden çıktık ve Su'nun çalıştığı bara gittik ve Buğra bize 2 saat önce çıktığını söyledi hepimiz dona kalmıştık hemen müdürün odasına çıkıp kapının güvenlik kameralarını izlemek istediğimizi söyledik izin vermeyince Ege zorla izin verdirtti ve 2 saat önceki kameralara baktık Su kapıdan çıktıktan sonra siyah bir araba gelip onu kaçırmıştı arabanın plakası gözüküyordu hemen bir kağıda yazıp ordan çıktık ben hemen Ateş'i aradım ve hemen bizim eve gelmesini söyledim ve diğer erkekleride yanına getirmesini söyledim son olarak yanlarında laptop getirmelerini  söyledim. 1 saat sonra Ateş ve diğerleri bizim eve geldi ve bütün olayı anlattım. Araz onu bulabiliceğini söyleyince hemen aracın plakasını verdim ve göz yaşımı daha fazla içimde tutamadım, ağlamaya başladım ben ağlamaya başlayınca ruh halimiz zaten çok kötü olduğu için Ege ve Esila da ağlamaya başladı Ateş beni balkona çıkardı ve sessizce sadece yanımda durdu daha sonra Ege ve Demirde yanımıza geldi daha sonra Esila ve Savaş gelince Araz için üzülmüştüm Ateş'i de yanıma alıp Araz'ın yanına gidip ona sıkıca sarılınca ağladığını fark ettim. Aradan 4 saat geçtikten sonra Araz sonunda bir ipucu bulmuştu fakat çok işe yarar bir ipucu değildi sadece saat  3 ve 4 civarında ormanlık bir yolda göründüklerini biliyorduk bu bizim için bir umut kaynağı olmuştu. Hızlıca evden çıkıp ormanlık alana doğru yol aldık Araz hala bilgisayardan başka bir ipucu bulmaya çalışıyordu. 30 dk sonra Araz"Buldum"diye bağırdı bugün aldığım en güzel haberdi. Ateş hızlıca Araz'ın söylediği yere gidiyordu. Esila evde Savaş ile beraberdi. Ege ve Demir arkamızdan başka bir araba ile  geliyordu. Ateş hızlı ama temkinli bir şekilde arabayı Su'nun olduğu yere doğru sürüyordu fakat bi süre sonra arabadan inip yürümemiz gerekti çünkü şerefsiz adamlar Su'yu dağda tutuyordu.1 saat yürüdükten sonra Su'yu   tutukları yere geldik bir tane adam kapıda nöbet tutuyordu Ateş'in sırtındaki çantayı o saniyeye kadar fark etmemiştim çantayı yere koydu içinden susturuculu 3 tane tabanca çıkardı ben şok olmuştum gerçi ne bekliyordum sevgilim bir mafyaydı. Ateş diğer silahı Araz'a veridikten sonra kapıdaki adam beni gördü ve Ateş'e dönüp beni yakamalarına izin vericem sen 5 dk sonra içeriyi bas dedim ve ellerim ile teslim oluyorum işareti yaptım adam benim ellerimi bağlayıp içeri soktu ve her tarafı mos mor olan Su'nun yanına fırlattı ben Su'ya sessiz ol bakışı attım çünkü bir planım vardı, benim ellerimi bağlayan adam kolumda bıçak olduğunu fark etmemişti hemen bıçağı çıkardım ve ipi kesmeye başladım ipi kesmeyi bitidikten hemen sonra Ateş,Araz ve Demir içeri baskın yaptılar Ege tam bize doğru koşarken sağ kalan adamın Su'ya ateş ettiğini gördüm Su'ya bir şey olmasını göze alamazdım ve hızlıca Su'nun önüne atladım kurşun Su'ya gelmemişti benim tam  göğüsüme isabet etmişti. Ateş beni yerde görünce hemen yanıma geldi "Dayan Cansu seni kurtarıcam."derken ağlıyordu ilk defa Ateş'in ağladığını görmüştüm Ateş'in göz yaşını silip "Ateş canım acıyor ama önemli olan Su'yu kurtarmaktı ve biz bunu başardık." " Ateş seni seviyorum ve her zaman sevicem."dedikten sonra bilincim kapanmıştı. Hiç bir şey görmüyordum adeta karanlık bütün vücudumu sarmıştı demek vurulmak böyle bir şeydi acı verici ama en çok acı veren vurulmak değildi vurulduktan sonra arkandan ağlayanları görmek daha acı vericiydi.

Gözlerimi açtıktan sonra yanı başımda gözleri ağlamaktan kızarmış bir şekilde uyuyan Ateş ile karşılaştım ben uyanınca hemen oda uyandı "Günaydın Ateş."dedikten sonra Ateş bana baktı ve sanki geçirdiğimiz zaman boyunca hiç gülmemiş gibi güldü ve "Günaydın küçük kahraman."dedi odadan çıkıp diğer herkese haber verdi Ege "Günaydın, nasılsın aptal kahraman?"dedi alaycı bir şekilde Demir,,Ateş herkes burdaydı fakat Esila yoktu Ege'ye bakıp "Esila nerede?" diye sordum Su "Biraz dinlenmen lazım şimdi uyu uyanınca her şeyi anlatıcam."dedi ve herkes odadan çıktı herkes odadan çıkınca bende derin bir uykuya daldım.

Mahşerin Dört AtlısıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin